This study aimed at improving speaking skills of students', who were diagnosed to have speaking fluency problems, through the tasks exercises designed by the researcher. In 2011-2012 academic year at the Atakent Elementary School in Yenimahalle, Ankara, pre-interviews and post-interviews were conducted and observations were made during classes with 4th grade students in direction of this aim. The participants were assigned to a 60-hour program of speaking fluency improvement tasks. The Single-Subject Research Model, which is one of the quantitative empirical research methods, was used in the study. In analyzing the study data, Mann Whitney U Test was used in order to determine whether there were significant differences in the data before and after the study. After completing the program, results showed that the number of sentences students made per minute, number of words and syllables were increased; the number of unnecessary words students used per minute, number of inverted sentences, number of incomplete sentences, number of omitted letters sentences and number of incomplete words were decreased. Furthermore, the mean score of the number of words students used in a sentence, number of syllables and number of syllables students used in a word were increased; the number of unnecessary words students used in a sentence and number of omitted letters words were decreased. Keywords:speaking, speaking fluency, improving speaking fluency skill Akıcı Konuşma Problemi Yaşayan… 36Bunlardan birinin eksikliği ya da yetersizliği, çeşitli konuşma kusurlarına yol açar (Erenoğlu ve Otçu, 2007;Tazegül, 2010;Güneş, 2007;Akyol, 2010).Konuşma eğitim ve öğretim faaliyetlerinin de temelinde yer alır. Öğretmen-öğrenci arasındaki bilgi alışverişi, açıklama, anlatma, değerlendirme en çok konuşma aracılığıyla yapılır (Özbay, 2005). Okullarımızda duygu, düşünce ve istekleri açık, doğru ve eksiksiz olarak anlatabilme, öğrencilere kazandırılması gereken önemli bir beceridir. Bu becerinin öğrencilere kazandırılması için uygun yöntem ve tekniklerin kullanılması, konuşma etkinliklerinin hayatla ilişkilendirilmesi, öğrencilerin duygu, düşünce ve görüşlerini serbestçe ifade edebilecekleri konuşma ortamlarının hazırlanması gerekmektedir (Temizkan, 2009). Bütün becerilerde olduğu gibi konuşma becerilerinin geliştirilmesinde de en önemli görev öğretmene düşmektedir. Çünkü öğrencilerin bu becerisini geliştirmek için kullanılacak yöntem ve teknikleri belirlemede en önemli karar verici uygulayıcı konumda bulunan öğretmenlerdir (Orhan, Kırbaş ve Topal, 2012). Öğretmenlerin bu problemleri ortadan kaldırması için de konuşma sürecini ve öneminin farkında olması gerektiği kadar da akıcı konuşma probleminin içeriğinden, nelerden etkilendiğinden, nasıl giderilebileceğinden haberdar olması gerekmektedir.Konuşma bozukluğu denilince ilk akla gelen akıcılığın bozulması olsa da bunun yanında konuşmaya eşlik etmeyen vücut hareketleri, dinleyicilere uygun hitap edememe, seçilen iletişim yollarının yanlış kullanımı, konuşma konusuna hakim olamama, dilb...
ÖzetBu araştırmanın amacı, kendi öğrencilerine bitişik eğik yazı ile yazma öğretecek olan sınıf öğretmeni adaylarının bitişik eğik yazıyı kullanarak kendilerinin ne derece okunaklı yazdıklarını ve bitişik eğik yazı ile yazarkenki düşüncelerini ortaya koymaktır. Bu amaçla sınıf öğretmenliği anabilim dalında okuyan 143 tane 3. sınıf öğrencisinin bitişik eğik yazı ile yazmış oldukları metinler değerlendirilmiş ve yazıya ilişkin görüşleri alınmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2013-2014 eğitim öğretim yılında Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı'nda okuyan öğrenciler oluşturmaktadır. Çalışma grubu tesadüfî yöntemle seçilen 143 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmada veri toplamak amacıyla Yıldız ve Ateş (2007) tarafından geliştirilmiş olan "Çok Boyutlu Okunaklılık Ölçeği" kullanılmıştır. Ayrıca öğrenciler ile yapılandırılmış mülakat yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, kız öğrenciler ve erkek öğrencilerin yazılarının okunaklılık düzeylerinde anlamlı farklar görülmüştür. Ayrıca, öğrencilerin büyük çoğunluğu bitişik eğik yazı ile yazma konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıkları, fiziksel olarak ciddi problem yaşadıkları, bu yazı stili ile gelecekte öğretim yapacakları için kaygılandıkları bulgularına ulaşılmıştır.
The aim of this study was to determine the difference between the understanding levels of the class teachers department students on what they read on printed texts and on the texts on the screen with the same readability levels in terms of several variables like gender, having computers or not, having smart phones or not, and the duration of using computer-smart phones. It was also the aim to reveal the students' viewpoints on reading from the printed materials and from the screen. For this purpose, the understanding levels of 75 teacher candidates studying at class teachers department of a university in texts were measured and compared in terms of several variables; and the viewpoints of the students on printed texts and the texts on the screen were analyzed. The Study Group consisted of 75 teacher candidates studying at Erzincan University, Faculty of Education in 2014-2015 Academic Year. The printed texts and the texts on the screen whose readability levels were the same were used as the data collection tool in the study, and afterwards, success tests were applied. In addition, structured interviews were also made with the students. As a result of the analyses of the data, a significant difference was detected in the under standing levels and in the smart phone and computer use durations of the students in terms of the gender variable, and no differences were detected according to the other variables. Furthermore, a significant difference was also detected only in the understanding levels of the woman teacher candidates who had smart phones in printed materials.
Bu araştırmada eğitim fakültesinde öğrenim gören sınıf öğretmenliği öğrencilerinin yaşadıkları konuşma kaygılarının çeşitli değişkenler açısından farklılık gösterip göstermediği değerlendirilmiştir. Bu araştırmanın amacı, iletişimin temelini oluşturan ve sınıf öğretmeni adaylarının mesleklerinin temel gereği olan konuşma becerilerinde kaygı yaşayıp yaşamadıklarını veya hangi düzeyde yaşadıklarını tespit etmektir. Sınıf öğretmeni adaylarının konuşma kaygılarını ortaya koymaya yönelik bu araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini 2016-2017 eğitim öğretim yılında Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalında tüm sınıf düzeylerinde öğrenim gören öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi basit seçkisiz örnekleme yöntemi ile seçilmiş 231 öğrenciden oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplamak amacıyla Kinay ve Özkan (2014) tarafından geliştirilen, üç alt boyuttan oluşan ve Cronbach Alfa değeri .94 bulunan "Konuşma Kaygısı" ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada sayısal verilerin analizinde SPSS 22 paket programı kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre cinsiyet temele alındığında öğrencilerin fizyolojik boyutta konuşma kaygılarında anlamlı farklılık tespit edilmiştir. Sınıf düzeylerine göre ise tüm alt boyutlarda dördüncü sınıf öğrencilerinin diğer sınıf düzeylerine göre daha fazla konuşma kaygısı yaşadıkları tespit edilmiştir.
Human beings are social creatures by nature and one of their most important characteristics is the multifaceted communication they establish with their environment. There are numerous ways of establishing communication. However, the most preferred manner has always been speech. For the speaking skill to be used effectively, the individual should have self-confidence. Educational institutions are the places where the foundations of self-confidence are laid. In educational institutions where self-confidence is taught, it is fundamental that the educators have self-confidence themselves. The purpose of this study is to determine whether the self-efficacy levels of classroom teacher candidates, who will be teaching in primary schools where the basic characteristics of the speaking skill are taught, display any differences in terms of different variables. The study group of the study consists of students receiving education at the Department of Primary School Teaching, Faculty of Education in a state university in the 2016-2017 academic year. The study group consists of 225 students who were selected through the typical case sampling method, which is one of the purposeful sampling types. With the purpose of collecting data, the ‘Speaking Self-Efficacy Scale (SSES)’ developed by Aydın (2013) consisting of four sub-dimensions with a Cronbach Alpha value of 0.95 was used. SPSS software program (Version 22) was used in the analysis of numeric data. The data was analyzed with the Independent Sample t-test, One Way ANOVA and Kruskal-Wallis tests. According to the results of the study, a significant difference has been determined in the speaking process and listener factor sub-dimensions of the students in favor of the male students. Regarding the grade levels, it was concluded that the upper grade levels regarded themselves as more self-sufficient in the skill of speaking in all of the sub-dimensions.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.