Geçmişten günümüze toplumların sürekli karşı karşıya geldiği ve zarar gördüğü afetler, zamanla mücadele edilen ve yönetilmesi gereken süreçlere dönüşmüştür. Afetin kaynağının/sebebinin önce Tanrı, sonrasında doğa, son olarak da insan olarak algılanışı, afetlere yönelik toplumsal müdahaleyi gerekçelendiren temel zihniyet dönüşümüdür. Buradan hareketle afetlerin aile, ekonomi, sağlık gibi toplumsal kurumlara, dolayısıyla toplumsal yapıya olumsuz etkisi afetlerle mücadelede git gide toplumsal bir farkındalık ve bilinci doğurmaktadır. Zira afetler toplumsal kurumların ve aktörlerin işlevlerini yerine getirmesini farklı ölçek ve sürelerde engellemekte ve toplumsal uyum mekanizmalarına zarar vermektedir. Bu zararı engellemek adına toplumların resmi ya da sivil mercileri aracılığı ile geliştirdiği afet yönetim süreçleri devreye girmektedir. Bu çalışmada, afetlerin zararlarını azaltma amacı taşıyan afet yönetimi, günümüzde ortaya çıkan bütünleşik afet yönetimi perspektifi açısından ele alınmıştır. Bu perspektif hem afet öncesinde hem de afet sonrasında hayata geçirilen uygulamaları içermesi ve toplumsal aktörlerin tamamının katılımını ön görmesi sebebiyle bütünleşik olarak adlandırılmaktadır. Bu adlandırma sosyolojinin en temel inceleme konuları olan toplumsal kurumlar, toplumsal yapı ve işlev konularında doğrudan ya da dolaylı olarak zengin veriler sunmakta ve somut karşılıklar bulmaktadır. Bu bağlamda çalışma, bütünleşik afet yönetimi ve klasik sosyoloji ilişkisine odaklanmakta ve yapı-kurum-işlev perspektifine ek olarak rasyonelleşme, organik dayanışma, kolektif bilinç, bürokrasi ve uzmanlaşma gibi klasik sosyolojinin bazı temel kavramları doğrultusunda bir inceleme ortaya koymaktadır.
Bu çalışmada, bir Hollywood yapımı olan Aftershock: Earthquake in New York adlı filmdeki sahne, kurgu ve diyaloglar, afet sosyolojisi alt disiplininin bazı teorik yönelimleri göz önünde bulundurularak analiz edilmiştir. Afet ve toplum konusunun kapsamına girebilecek "afet öncesi toplumsal düzene yeniden dönme", "afet müdahalesi ve iyileştirme aşamaları", "afet, toplumsal dayanışma ve kolektif bilinç" ve benzeri temalar, filmin bir metin olarak ele alındığı incelemede betimsel analiz ve yapısökümcü yaklaşım ışığında tartışmaya sunulmuştur. Makale, iletişimbilim ve medya çalışmaları kapsamındaki teorik ve metodolojik çıktılardan ziyade, afet sosyolojisinin teorik çıktılarına ağırlık vermiştir. Çalışma, Türkçe literatürde bir sinema filmi üzerine yapılmış ilk afet sosyolojisi incelemesi olma iddiasını taşımaktadır. Bu bağlamda mevcut metin, hemen her toplumun karşı karşıya kaldığı günümüz dünyasında, sosyal bilimcileri afet ve toplum konusunda daha fazla akademik çıktı üretmeye davet etmektedir. Bu yolla, afetin toplumsal etkilerinin azaltılmasında ve afetlere hazırlıklı toplum sürecinin daha sağlıklı bir şekilde işletilmesinde çok daha kapsamlı çerçeveler ortaya çıkacağı varsayılmaktadır.
Küreselleşme ile birlikte risk olgusu, toplumsal ve ekonomik yaşantının merkezi bir konumuna taşınmıştır. Gündelik yaşantıdan siyasal alana değin hemen her toplumsal organizasyon, geç modern dönem ile farklı toplumsal sınıflar açısından farklı bağlamlardaki (iş, sağlık, eğitim, vb.) riskleri beraberinde getirmektedir. David Denney'in Risk ve Toplum adlı eseri, küreselleşme, toplum ve risk ilişkisini ele almaktadır. Eserde risk toplumu kuramcılarının argümanları detaylı bir şekilde ele alınmış ve günümüzde değişen risk olgusu sosyal bilimsel bir perspektifle ortaya konulmuştur.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.