No abstract

Ters-yüz sınıf uygulaması, sınıf içindeki uygulamaların sınıf dışında, sınıf dışındaki uygulamaların da sınıf içine alınmasıyla uygulanan bir modeldir. Bu yöntem geleneksel yöntem gibi dersin sadece sınıf içerisinde değil öğrencinin başarıya ulaşması için her yerde ders ve etkinliklerin belirli bir planla yapılması gerektiğini savunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, eğitimde Ters-Yüz Sınıf (TYS) uygulamasını açıklamaktır. Bu çalışmada doküman analizi yöntemi kullanılmıştır. Çalışma için Tübitak veri sağlama merkezi, EBSCOhost, ScienceDirect, IEEE, Internet Archive, Google Akademi gibi veri tabanlarından yararlanılarak 50 makale, 8 yüksek lisans tezi, 2 kitap ve 1 doktora tezi incelenmiştir. Çalışmada fen bilimleri dersinde yapılan ters-yüz sınıf uygulamaları, bu uygulamaların başarı tutum gibi farklı değişkenler üzerindeki etkileri incelenilerek fen eğitimi alanında katkı sağlayacağı öngörülmektedir.

Bu araştırmanın amacı sınıf öğretmenlerinin düşünme stillerini, kullandıkları ölçme-değerlendirme yöntemlerini ve bu yöntemlerin düşünme stilleri ile ilişkisini incelemektir. Çalışma 2012-2013 akademik yılında Amasya"da görev yapmakta olan 375 sınıf öğretmeniyle gerçekleştirilmiştir. Çalışmada ilişkisel tarama yöntemi kullanılmıştır. Veriler Stenberg-Wagner (1992) tarafından geliştirilen ve Türkçeye uyarlaması geçerlik güvenirlik çalışması Buluş (2006) tarafından yapılan Düşünme Stilleri Envanteri, araştırmacılar tarafından hazırlanan kişisel bilgi formu ve Ölçme-Değerlendirme Yöntemleri anketi ile elde edilmiştir. Sınıf öğretmenleri, düşünme stilleri envanterinden en yüksek puanları yasama, yürütme ve hiyerarşik düşünme stillerinden; en düşük puanları ise muhafazakâr, global ve lokal düşünme stillerinden almışlardır. Öğretmenlerin düşünme stilleri cinsiyet, mesleki kıdem ve mezuniyet branşına göre farklılaşmamaktadır. Sınıf öğretmenleri çoğunlukla çoktan seçmeli, kısa cevaplı açık uçlu ve boşluk doldurmalı soruları kullanmaktadır. En az kullandıkları veya hiç kullanmadıkları ölçme-değerlendirme yöntemleri ise günlük, yapılandırılmış grid ve tanılayıcı dallanmış ağaçtır. Liberal ve muhafazakâr düşünme stillerinin hiçbir ölçme-değerlendirme yöntemi ile anlamlı ilişkisi bulunmazken diğer düşünme stilleri ile çeşitli yöntemlerin kullanımı arasında anlamlı ilişki bulunmuştur.

Bu çalışmanın amacı, ilköğretim fen bilimleri dersinde 5. sınıf "Işığın ve Sesin Yayılması" ünitesinde araştırma sorgulamaya dayalı öğrenme yaklaşımının, öğrencilerin akademik başarı, üstbiliş ve sorgulama becerisi algıları üzerine etkisini araştırmaktır. Çalışmada, ön test-son test kontrol gruplu yarı deneysel desen kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini 2016-2017 eğitim öğretim yılında, Samsun ili Havza ilçesinde bulunan bir ortaokulda öğrenim gören 31 öğrenci oluşturmaktadır. Uygulama kapsamında, araştırma sorgulamaya dayalı öğrenme yaklaşımına uygun etkinlikler geliştirilmiştir. Çalışmada veri toplama aracı olarak; başarı testi, Sorgulayıcı Öğrenme Becerileri Algısı ölçeği ve Üstbiliş ölçeği kullanılmıştır. Deney grubunda araştırma sorgulamaya dayalı öğretim yaklaşımı uygulanırken kontrol grubunda daha önceden sınıfta uygulanan yöntemle konunun öğretimi yapılmıştır.Çalışmanın analizinde SPSS 20.0 istatistik paket programı kullanılmıştır. Verilerin normal dağılımı, çarpıklık-basıklık değerlerinden ve Kolmogorov Smirnov testi ile kontrol edilmiştir. Normal dağılım gösteren verilere parametrik testler uygulanmıştır. t-testi ve ANCOVA varsayımlarının kontrolü yapılmış ve bu testlerin uygulaması uygun bulunmuştur. Sonuçlar p=0.05 anlamlılık düzeyinde değerlendirilmiştir. Araştırmada,araştırma sorgulamaya dayalı öğrenme yaklaşımının; öğrencilerin akademik başarıları, sorgulayıcı öğrenme becerileri ve üstbilişleri üzerinde anlamlı etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmacılara yönelik çeşitli önerilerde bulunulmuştur.

In this study, we aimed to investigate the prospective primary school teachers’ opinions about their experiences in distance education within the scope of twenty-first century skills during COVID-19 pandemic. The phenomenological research method was used for the purpose of enlightening this specific context. The study group involved 16 prospective primary school teachers. Data were collected through semi-structured interviews. The credibility of the data were provided by obtaining the consent of the participants and by comparing the consistency of codes and themes created by experts in accordance with the twenty-first century skills. The key findings were: (1) no opinion is expressed on information and media literacy; also, participants were not aware of the importance of technology literacy. (2) Emergency remote education cannot provide effective learning and teaching. Participants’ awareness of collaboration and communication skills was insufficient. (3) There were positive and negative aspects of emergency distance education towards face-to-face one. The educational environment, which has become digitalized with distance education, shows that there are changes in the views of the participants about the technology competence that they should have in their careers. As a result, remote education does not cause a significant difference in 21st century skills of participants. But the importance and need of twenty-first century skills in the distance education process become more apparent.