İnsanlık tarihinin başlangıcından beri temel geçim kaynağı niteliğindeki tarım sektörü, tüm ülkeler açısından stratejik düzeyde önemli bir sektördür. Tarımsal devlet teşvikleri, tarım sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla devlet tarafından yapılan kaynak transferleridir. Genel olarak, devlet teşvik ve yardımlarının muhasebeleştirilmesinde “TMS 20 Devlet Teşviklerinin Muhasebeleştirilmesi ve Devlet Yardımlarının Açıklanması Standardı” uygulanır. Tarım sektörüne yönelik devlet teşviklerinin muhasebeleştirilmesi ise “TMS 41 Tarımsal Faaliyetler” Standardında açıklanmıştır. Bu çalışmada, tarımsal devlet teşviklerinin bu iki standart doğrultusunda muhasebeleştirilmesi konusu üzerinde durulmuştur.
İşletmeler doğal kaynakları üretim faaliyetlerinde kullanarak kar elde etmektedir. Kar elde etmek amacıyla kurulmuş olan işletmelerin, içinde bulundukları çevrenin sürdürülebilirliğine katkıda bulunmaları, sosyal sorumluluklarının bir gereğidir. İşletmeler artık en önemli paydaşları olan çevrenin önemini daha iyi kavramışlardır. Çevreye olan duyarlılık muhasebede de kendini göstermektedir. Tüketicilerin çevresel duyarlılığının artması ve işletmelerin sosyal sorumluluk bilinciyle hareket ederek faaliyetlerini gerçekleştirmesi, yeşil muhasebenin doğuşunu sağlamıştır. Çevresel faaliyetlere ilişkin maliyetlerin finansal tablolarda yer alması gerekliliği, araştırmacıların ilgi konusu olmuştur. Bu kapsamdan hareketle yeşil muhasebe konusu gerek uluslararası gerekse ulusal literatürde varlığını güçlü bir şekilde hissettirmeye başlamıştır. Bu araştırmanın amacı, yeşil muhasebeye yönelik kavramsal bir çalışma gerçekleştirerek konuyu teorik olarak çeşitli yönleriyle ele almaktır. Bu amaç doğrultusunda yeşil muhasebe ile ilgili yapılmış olan çalışmalar incelenerek bir alan araştırması gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın, bilgilendirici ve açıklayıcı yönüyle gerek araştırmacılar gerekse de uygulamacılar için literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
At the macro level, the indicator of a high-quality economy is a high-quality production system. Meanwhile, a qualified production system can be achieved through qualified technological knowledge and applications that emerge as a result of Research and Development (R&D) activities. In today's technological world, R&D expenditures, which are widely used in the assessment of R&D, are now essential for the continuity and competitiveness of business enterprises. A production system based on R&D not only increases productivity and quality but also provides significant advantages in terms of cost. The purpose of this study is to investigate the effects of R&D expenditures on the sales and profitability of business enterprises. In line with this purpose, the relationship between R&D expenditures, sales and profitability of 20 manufacturing companies that are included in the BIST-100 index is investigated using the annual data for the period 2009-2021. In this analysis, the static panel data analysis with fixed effects proposed by Hansen (1999) is used. In conclusion, it is determined that investments made in the field of R&D two periods ago led to a regime shift in sales and profitability. Moreover, it is concluded that R&D investments should be kept at a certain level in order to increase sales and profitability.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.