Yatan psikiyatri hastalarında madde kullanımı ve hastalıklara göre dağılımı: Retrospektif bir çalışma Amaç: Madde kullanım bozuklukları psikiyatrinin gün geçtikçe dikkati daha fazla çeken konularından biri olmaktadır. Psikiyatrik bozukluğu olan hastalarda da madde kullanımı dikkat çeken özelliktedir. Bu çalışmada, yatarak tedavi gören hastalarda madde kullanım oranları ve psikiyatrik hastalıklarla ilişkisinin gözden geçirilmesi amaçlanmaktadır. Yöntem: Bu çalışma, Ocak 2007-Şubat 2009 tarihleri arasında Sağlık Bakanlığı Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniklerine yatarak tedavi görmüş olan 5524 hastanın dosyası incelenerek yapılmış retrospektif bir çalışmadır. Bulgular: 5524 hasta'dan 203'ünün (%3.7) hayatının herhangi bir döneminde madde kullanmış olduğu tespit edildi. Madde kullanan hastalarda kötüye kullanım %22.2, bağımlılık %15.8 oranında iken, kullanan fakat tanı almayanlar ise %18.7 oranındaydı. Hayatı boyunca birkaç kez kullananların oranı %13.3, uzun süreli kullanıp bıraktığını söyleyenlerin oranı %30.0 idi. Tüm yatan hastalarda madde kullananların tanılarına bakıldığında, en yüksek madde kullanma oranlarının, sırasıyla, kısa psikotik bozukluk (%5.9), başka türlü adlandırılamayan psikotik bozukluğu (%3.9), bipolar afektif bozukluk (%3.5), şizofreni (%3.2), şizoafektif bozukluk (%2.6), depresif bozukluklar (%1.5), anksiyete bozuklukları (%1.2) olduğu saptanmıştır. En çok kullanılan maddenin ise esrar olduğu görülmüştür. Sonuç: Hasta grubunda madde kullanım oranları beklenenden düşük bulunmuştur. En yüksek oranlar psikotik bozukluklar ve bipolar bozuklukta görülürken, sonuçlarımız, başlangıçtaki psikiyatrik görünüme sonradan eklenmiş madde kullanımı hipotezini desteklemektedir.
Kısa Araştırmalar / Brief Reports ÖZET Geç başlangıçlı olan ve olmayan iki uçlu bozukluk hastalarının karşılaştırılması Amaç: Bu çalışmanın amacı, geç başlangıçlı iki uçlu bozukluğu olan olguların, geç başlangıçlı olmayan olgulardan farklılaşıp farklılaşmadığının incelenmesidir. Yöntem: Bu çalışmada, DSM-IV ölçütlerine göre iki uçlu bozukluk tanılı ve polikliniğimizde izlenmekte olan 144 olgu değerlendirilmiştir. İki uçlu bozuklukta geç başlangıç sınırı olarak 40 yaş seçilmiştir. Geriye dönük olarak geç başlangıçlı olduğu saptanan 17 olgu, geç başlangıçlı olmayan 127 olgu ile karşılaştırılmıştır. Bulgular: Geç başlangıçlı olgularda psikotik bulgulu dönem, karma dönem, hızlı döngülülük, mevsimsellik ve antidepresan ile kayma daha sık, hipertimik mizaç puanları daha yüksek bulundu. Bedensel hastalık eştanısı geç başlangıçlı olgular arasında daha sıktı. Olguların %83'ünde hipertansiyon, %71'inde diyabet, %23'ünde ise serebrovasküler hastalık eştanısı belirlendi. Ailede bedensel hastalık öyküsü de geç başlangıçlı olgularda daha sıktı. Sonuç: İki uçlu bozuklukta başlangıç yaşı, farklı alttipleri belirlemede, hastalığın farklı klinik gidişlerini ve eştanıları öngörmede önemli bir belirleyici olarak değerlendirilmektedir. Özellikle, geç başlangıçlı olgularda daha sık bulunduğu saptanan vasküler patolojiler, bu olgularda dikkatle incelenmeli, ayrıntılı bir genel tıbbi durum değerlendirmesinin gerekliliği göz ardı edilmemelidir. Anahtar kelimeler: İki uçlu bozukluk, geç başlangıç, vasküler hastalık ABSTRACT Comparison of bipolar patients with and without late onsetObjective: The aim of this study was to find out if late onset bipolar patients were different from bipolar patients without late onset disorder. Methods: In this study, we evaluated 144 bipolar cases which met DSM IV diagnosis criteria. Our cut-off for late onset bipolar disorder was 40 years of age. Seventeen cases who were retrospectively determined as having late onset disease were compared with 127 non late onset cases. Results: Psychotic and mixed episodes, rapid cycling, seasonality and switch with antidepressants were more frequent and hyperthymic temperament scores were higher in patients with late onset disease. Comorbid diseases were more frequent in the late onset patient group: 83% had hypertension, 71% had diabetes mellitus and 23% had cerebrovascular disease. Family history for medical illness was more frequent among late onset patients also. Conclusions: In bipolar disorder, age of onset is accepted as an important marker in determining different subtypes and in predicting different clinical courses and comorbidity. Vascular pathologies which were determined more frequently, especially in late onset cases must be evaluated carefully and the necessity for a general medical examination must not be ignored.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.