Kentsel dönüşümün sıklıkla tartışıldığı günümüzde yarattığı toplumsal ve sosyal etkilerle üzerinde farklı argümanlar geliştirilen göç olgusu, bizleri gecekondulaşmayı ve kentsel mekanda var olma süreçlerini anlamamızı sağlayacak araştırmalara yöneltmektedir. Bunu yaparken farklı disiplinleri bir araya getiren çalışmaların konuyu daha da zenginleştirmekte olduğu açıktır. Konunun çok boyutlu içeriği farklı ele alışların önünü açmakta olup, her biri özellikle de Türk sinemasının geçmiş deneyimleri göz önünde bulundurulduğunda, birer belge niteliği taşıyan filmler üzerinden böyle bir irdelemeyi yapmak bize yeni olanaklar sunmaktadır. Bu noktadan hareketle, paylaşılan çalışma, göç ve gecekondu gibi kentsel unsurların sinemaya yansıyan görsel içerikleri ile kent planlama alanı arasında bağ kurma yolunu benimsemiştir. Böyle bir çaba gerek sinemanın bir temsil biçimi olması, gerekse de teorik anlamdaki pek çok konunun görsel bir niteliğe kavuşmasında etkili bir sanat dalı olması bakımından önemlidir. Çalışma literatür çalışmasının yanı sıra göçün farklı süreçlerini anlatan seçilmiş Türk filmleri üzerinden göç özellikleri, konut türleri, meslek grupları, kültürel yapılar vb. özellikler üzerinden elde edilen çıkarımlara temellendirilmiştir. Göç açısından önemli bir varış noktası olan İstanbul kentinin değişen sosyal ve mekânsal özellikleri, bu özellikleri perdeye en iyi yansıtmış olan filmler arasından yapılmış seçimler üzerinden değerlendirmeye çalışılmıştır. İstanbul'un Türkiye kentleşme pratiği içerisinde özellikle göç süreçleri açısından var olan farklı konumu ve bu temelde filmlere konu olma özelliği nedeni ile böyle bir değerlendirmenin çıkış noktasını oluşturmuştur.
The aim of this study was to develop a scale to measure the attitudes of the university academic and administrative staff and students toward sexual harassment and assault, and examine its psychometric properties. After the development of the item pool and examination of the content validity of the intended items, Exploratory Factor Analysis (EFA) and parallel analysis was conducted and Cronbach’s alpha reliability coefficient was calculated collecting data from 150 participants (54.7% of female and 45.3% of male) for the initial version (comprised of 12 items) of the Attitudes Toward Sexual Harassment and Assault Scale (ATSHAS). In the second phase, Confirmatory Factor Analysis (CFA) was conducted with 354 participants (54% of female and 46% of male) for the revised version (10 items) of the ATSHAS. Additionally, Cronbach’s alpha reliability coefficient was calculated with second sample. After developing the item pool, the completion of the first phase of the study took 5 months, and the second phase took 4 months. The final version of the ATSHAS consisting of nine items demonstrated sufficient psychometric properties for measuring attitudes toward sexual harassment and assault in the university environment.
The arrangements taken to combat the COVID-19 pandemic not only cause limitations on children's open space interaction but also increase the lack of physical activity in children, which is already a major public health problem. While it is argued that open space restrictions cause a lack of physical activity in the current situation, it should be taken into account that the health safety perception on the neighborhood or urban areas in the future may also be effective in the physical activity place preferences of children. This study aimed to determine the changes in the places where children do physical activity before and after the pandemic period and to determine whether a pandemic-based health safety perception on the neighborhood is formed through these changes. In this study, an online survey was conducted with 1559 parents with children who were educated in 27 public primary schools in Karşıyaka province during the pandemic period. Results clued in the changes in physical activity place compared to before pandemic, and these changes develop a health safety perception over the cleanliness criteria of the physical activity places. This study will contribute important data to urban design literature on the relation between
Günümüz küreselleşme süreçleri, yerelin temsil edildiği stratejilerin geliştirilmesini gerekli kılmaya başlamıştır. Bu temsiliyet uluslararası alanda yapılan süreli ve süresiz etkinliklerin kentlerde birer rekabet unsuru olarak değerlendirilmesi ile sonuçlanmaktadır. Özellikle hizmet sektörünün küreselleşme ile birlikte giderek öne çıkması da böyle bir eğilimin sonucudur. EXPO bu süreli sergilerden bir tanesidir. Türkiye'nin üyelik, adaylık ve ev sahipliği süreçleri ile ülke gündeminde de yer almaktadır. Mega bir etkinlik olarak EXPO'ların kentlere farklı alanlarda katkı sağlamaktadır. Kent imajının küresel dolaşımı, sağladığı yüksek ziyaretçi sayısı, kentlerde kalıcı yapı ve alanlar bırakması, büyük altyapı faaliyetlerinin kısa sürede tamamlanması açısından önemlidir. Bununla birlikte belirlenen küresel bir tema/sorun üzerinden tüm insanların bilgi paylaşmasına ve yenilikçi yaklaşımların üretim ve sergilenmesine olanak sağlamaktadır. Kentin topyekun bir girişimde bulunması ise temaya uygun kentsel stratejilerin üretilmesini ve kentsel stratejilerin yansıması olan yapıların ve alanların tasarlanarak gerçekleştirilmesini sağlamaktadır. Çalışmada kentlerin küresel ölçekteki süreli etkinliklere ev sahipliği yapması ve bu etkinliklerden biri olan EXPO'nun tanımı incelenmiştir. Ardından İzmir kenti ile başlayan EXPO sürecinde İzmir'de yapılmış bir öneri proje üzerinden konu ele alınmıştır.
Medyanın birey ve toplum yaşantısında önemli bir yeri bulunmaktadır. Birçok farklı konuda bilgi ve görsel veriye ulaşılabilen bu platform, yapısı gereği insanların düşünce ve davranışlarında da yönlendirici bir içeriğe sahiptir. Gündemde olan konular üzerindeki tartışmaları ve uzman görüşlerini görseller ile birlikte insanlara ulaştıran medyayı bu gücü ile birlikte hemen her konuda bir taraf olarak olayların içerisinde bulmak mümkündür. Göç ve sonuç ürünü olan gecekondu da etkilediği alan bakımından neredeyse medyanın gündeminde her zaman kendisine yer bulmuştur. Fiziksel özellikleri, mekansal ve toplumsal açılımları ve kentsel yapılarla olan etkileşim biçimi farklı değerlendirmelere konu olmuştur. Bu noktadan hareketle çalışma kapsamında gazete haberlerinin 1940-2000 döneminde göç ve gecekondu konularını nasıl ele aldığına ilişkin örnek gazete haberleri üzerinden değerlendirmeler yapılmıştır. Örnekler üzerinden kentsel gelişmelerin göç ve gecekondulaşma bağlamındaki dönemsel değişimleri incelenmiş ve medyanın bu konularda bilgi verme biçimi dışında kamuoyu yaratmadaki gücü gösterilmeye çalışılmıştır. 2000 yılından sonraki haberler sosyal medyanın en etkili dönem olması sebebiyle bu çalışmanın kapsamına alınmamıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.