Bu çalışmada tüm dünya nüfusunun yaklaşık %4.4'ünü etkileyen ve sık görülen ruhsal bir rahatsızlık olan depresyonun, kadınların en hassas dönemlerinden birisi olan gebelik ile ilişkisini saptanması, buna neden olabilecek risk faktörlerinin sorgulanması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Gazi Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı'na gebelik takibi için başvuran, yapılan ultrasonografide fetal kalp atımı saptanan 17-40 yaş arasında 207 gebe çalışmaya dahil edildi. Çalışmaya dahil edilen gebelere, gebelik takip muayeneleri yapılmadan önce; yaşlarını, kaçıncı gebelikleri olduğunu, gebeliğin istenip istenmediğini, ek rahatsızlıkları olup olmadığını (hipertansiyon, diyabetes mellitus, hipotiroidi, hipertiroidi, anemi, …vb.), ailesel ekonomi şartlarını, eşlerinden şiddet görüp görmediğini ve gebeliğinin nasıl geçtiğini, doğum için kaygılarının olup olmadığını sorgulayan ve Beck depresyon ölçeğini içeren form uygulandı. Bulgular: Çalışmaya katılan 207 gebenin ortalama yaşı 26,18 ± 5,22 yıl olarak bulundu. Beck Depresyon Ölçeği eşik değeri 17 olarak alındığında 41(%19,8) gebenin belirgin depresif semptomlara sahip olduğu görüldü. Gebelik depresyonu üzerinde genç yaş gebelik, eğitim durumu, doğumdan korkma gibi faktörlerin etkili olduğu, bunun yanı sıra fiziksel ya da sözel şiddet gören gebelerde Beck Depresyon Ölçeği skorlarının daha yüksek olduğu tespit edildi. Obstetrik özelliklerin gebelik depresyonu ile ilişkisi incelendiğinde trimesterler, çocuk cinsiyetleri, ilk doğum yaşları, gebelik sayısı, yaşayan çocuk sayısı, arasında fark saptanmazken gebeliğin istenilen gebelik olup olmaması depresif semptomlar üzerinde etkili bulundu. Sonuç: Depresyon yaklaşık olarak her 5 gebeliğin birini etkilemektedir. Gebelikte görülen depresyonun saptanamaması ve tedavi edilmemesi gebelik ve fetüsle ilgili olumsuz sonuçlara neden olmaktadır. Beck Depresyon Ölçeği ile gebelikte depresif semptomlar sorgulanabilir. Bununla birlikte gebelik yaşı küçük olan, düşük eğitim düzeyli, aile içi fiziksel şiddet gören, sözlü aşağılamaya maruz kalmış, doğum korkusu olan ve istenmeyen gebelik yaşayan gebeler depresyon için risk faktörü taşıdığı göz önünde bulundurularak depresyon varlığı açısından takip edilmeli ve detaylı olarak değerlendirilmelidirler.
Introduction Our study’s purpose was to investigate the viewpoints of cancer patients who had not yet been vaccinated. Cancer patients usually cannot get every vaccine because their immunity is low. For this reason, we aimed to detect their anxiety and curiosity for new vaccines for a new disease. Methods The goal of this descriptive cross-sectional study was to investigate cancer patients’ perceptions of COVID vaccination. Over 18 years of age who have not yet been vaccinated for COVID-19 and who agreed to participate were included in the study. We applied three questionnaires between May and June 2021, one of them was prepared by us; the other two questionnaires were The State-Trait Anxiety Inventory (STAI) form and Anxiety Sensitivity index to a total of 497 participants. Chi-square, Spearmen correlation test, and multivariable multinomial logistic regression tests were used when comparing. Results Our participants’ ages were between 21 and 88, with a mean age of 61.38 (SD = 11.68), 48.6% ( n = 251) of the participants were female. We discovered that 79.1% ( n = 408) of respondents were not afraid of getting the COVID-19 vaccine. 27.7% ( n = 143) of these patients were concerned about the COVID-19 vaccine’s adverse effects, and 24.2% ( n = 125) were afraid of its side effects with their treatments. 91.1% ( n = 470) of the patients did not know which vaccine they would have and the type of the vaccine. Since the anxiety level is generally higher in women, anxiety scores were also higher in cancers seen in women, such as breast and ovarian cancer. Of course, in parallel with this, anxiety scores were lower in prostate cancers. Special patient groups should not be neglected during this vaccine season, and their concerns should be addressed. When a new vaccine is found, it can have long-term effects, which should not be ignored.
PRECIS: In gynecologic cancer surgeries, using loupe glasses is beneficial in decreasing lymphocele formation, amount of lymphatic drainage, and hemoclip use. Öz Amaç: Bu çalışmada cerrahide büyüteçli gözlük kullanımının cerrahi sonuçlar ve lenfosel oluşumu üzerindeki etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya pelvik ve para-aortik lenf nodu disseksiyonu yapılan 36 jinekolojik kanser hastası prospektif olarak dahil edildi. Yaş, vücut kitle indeksi, menopozal durum, kanser tipi, ek hastalıkların varlığı, operasyon öncesi albumin düzeyi ve albümin replasmanı, performans durumu, serumda CA125, hemoglobin, platelet ve beyaz küre sayısı, cerrahi prosedür, kan kaybı miktarı, kan transfüzyonu ihtiyacı, çıkarılan lenf nodu sayısı, metastatik lenf nodu varlığı, toplam drenaj miktarı, operasyon sonrası komplikasyonlar, operasyon süresi ve kullanılan hemoklip sayısı kaydedildi. Hastalar cerrahi sırasında büyüteçli gözlük kullanılan ve kullanılmayan olarak iki grupta randomize edildi. Bulgular: Büyüteçli gözlük kullanılmayan grupta, toplam drenden gelen miktar 6698 mL iken büyüteçli gözlük kullanılan grupta sadece 1049 mL olarak tespit edildi (p<0,01). Cerrahi sonrası drenin kalış süresi büyüteçli gözlük kullanılmayan grupta 10,6±5,1 gün, büyüteçli gözlük kullanılan grupta 4,8±2,4 gün olarak bulundu (p=0,0001). İki grup arasında cerrahi alan enfeksiyonu, fasya defekti ve pulmoner emboli açısından anlamlı fark bulunmadı (sırasıyla: p=0,39, 0,33, 0,59). Büyüteçli gözlük kullanılan ve kullanılmayan grupta çıkarılan lenf nodu sayısında da anlamlı fark bulunmadı. Kullanılan hemoklip sayısı büyüteçli gözlük kullanılmayan ve kullanılanlarda sırasıyla 50,22±8,05 and 41,38±9,7 olarak saptandı (p<0,01). Büyüteçli gözlük kullanılan grupta lefosel oluşumu görülmezken, kullanılmayan grupta 5 (%27,8) hastada lenfosel izlendi. Sonuç: Jinekolojik onkoloji cerrahları büyüteçli gözlük kullanımından fayda görebilir dolayısıyla ekipmanlarına bu gözlükleri ekleyebilirler. Jinekolojik kanser cerrahisinde büyüteçli gözlük kullanımı ile lenfosel gelişimi, toplam drenden gelen miktar, drenaj süresi ve kullanılan hemoklip sayısı azalabilir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.