Turistik hizmetlerin emek-yoğun karakteri turizm işletmelerinin çalışanlara karşı yerine getirmesi gereken etik ilkeleri önemli hale getirmektedir. Kimi zaman bu etik ilkeler çalışanların, çalışma yerlerini seçerken de etkili olabilmektedir. Bu çalışmada da turizm işletmelerinin iş etiği uygulamalarının muhtemel turizm çalışanı adayı olan ortaöğretim düzeyindeki turizm öğrencilerinin çalışma yeri tercihindeki önem derecesini belirleyebilmek amaçlanmaktadır. Bu kapsamda Bursa ilinde turizm eğitimi verilen bir ortaöğretim kurumunda yüz yüze görüşme yöntemine göre anket tekniği ile 75 kişiden veri toplanmıştır. Elde edilen veriler yüzde ve frekans dağılımları, aritmetik ortalama ve açıklayıcı faktör analizi aracılığıyla değerlendirilmiştir. Doğrulayıcı faktör analizi yardımıyla modelin uygunluğu test edilmiş; değişkenler arası ilişkileri belirleyebilmek için bağımsız örneklem t testi ve ANOVA kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre en çok önem verilen etik ilkeler iş kazaları ve cinsel taciz konuları dahilinde iken en az önem verilen etik ilkeler topluma yönelik sosyal sorumluluk faaliyetleri ve sendikal haklar konusundadır. Ayrıca cinsiyetin etik ilkelere verilen önem düzeyinde anlamlı farklılıklar taşıdığı tespit edilmiştir. Turizm işletmelerinin etik ilkeler doğrultusundaki beklentilere cevap vermesi, nitelikli çalışanları işletmelere çekebileceğinden büyük öneme sahip bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu çalışma, tarihte yaşanmış, insan eliyle uygulanan katliamların sanat eserlerine yansıması ve toplumsal hafızayla olan ilişkisini araştırmayı amaçlamaktadır. Tarihin akışını değiştiren olaylar yazılı ve sözel tarih aracılığı ile günümüze ulaşırken, sanat eserleri de görsel bellek olarak tarih yazımına katkıda bulunmaktadır. Diğer bir deyişle; savaş resimleri, büstler ve portreler gibi çoğaltılabilecek birçok sanat eseri, bir belge olarak tarihsel süreçleri çözümlememize yardımcı olduğu kadar aynı zamanda tarihi sorgulamaya aracılık etmektedir. Hemen hemen her ulusta ya dinsel ya da politik nedenlerle oluşan anlaşmazlıklar sonucunda çıkan savaşlar ya da benzeri şiddet olayları, sanat pratiklerinde karşımıza çıkmaktadır. Yaşanan bu olaylar, farklı dönem ve sanatsal üsluplarla sanat eserleri aracılığı ile günümüze kadar ulaşmaktadır. İspanyol ressam Francisco Goya’nın 1814 tarihli “Üç Mayıs Katliamı” adlı eseri, Fransız askerlerinin İspanya’ya yaptığı işgalde direnen halkın kurşuna dizilme sahnesini doğrudan göstermesi açısından önemlidir. Katalan ressam Pablo Picasso’nun “Guernica” (1937) adlı eseri İspanya İç Savaşı sırasında Nazi askerlerinin Guernica kasabasını bombalamasını tasvir etmesi ve yaşanan dehşeti izleyiciye göstermesi açısından önemlidir. Yine Pablo Picasso’ya ait olan “Kore Katliamı 1951” adlı eser, Amerikan askerlerinin Kore’deki halka uyguladığı şiddeti görselleştirmesi adına önemlidir. II. Dünya Savaşı ile ilgili diğer bir resim de Zi Jian Li’nin “Büyük Nanjing Katliamı” adlı eseridir. II.Dünya Savaşı’nda Japonların Çin’in Nanjing eyaletinde yaklaşık üç yüz bin kişinin öldürdüğü “Büyük Nanjing Katliamı” olarak anılan olayları, savaştan yıllar sonra Li’nin eserinde görmek mümkündür. Sanatçı 1992 yılında ürettiği resimde, birçok figür aracılığı ile ceset “dağı” resmederek, tarihte yaşanmış bu olayın dramatik ölçüsünü gözler önüne sermektedir. Savaşlar ve şiddetin çok sık yaşandığı Ortadoğu’da 1982 yılında İsrail yanlısı Hristiyan milisleri tarafından gerçekleşen ve “Sabra ve Şatilla Katliamı” olarak anılan olayda, aşırı sağcılar Filistin mülteci kampına saldırmış ve içlerinde çocukların da olduğu yüzlerce kişiyi öldürmüşlerdir. Dia al-Azzawi’nin 1982-83 yıllarında olayın ardından ürettiği “Sabra ve Şatilla Katliamı” adlı eseri, 300 x 750 cm boyutuyla, yaşanan katliamın arkasından yakılan bir ağıt gibi durmaktadır. Verilen bu örneklerin dışında, günümüz sanatında da katliamlara yönelik eserler bulunmaktadır. Bununla birlikte, günümüz sanatının ontolojik yapısı gereği, sanatçılar katliamları doğrudan göstermek yerine, yaşanan olayları hatırlatmaya yönelik anlatı dili seçmeleri, bu eserleri diğerlerinden ayıran bir özellik olarak dikkat çekicidir. Can Togay ve Gyula Pauer tarafından yapılan “Tuna Ayakkabıları” (2005), Budapeşte’de Tuna Nehri kenarında yaşanan olaya tanıklık etmemizi sağlayan anıtsal bir heykeldir. Aslına uygun 60 adet metal ayakkabıdan oluşan bu eser, II. Dünya Savaşı sırasında Nazi askerleri tarafından nehir kenarında ayakkabıları çıkartılarak kurşuna dizilerek öldürülen binlerce Yahudi anısına yapılmıştır. Yine günümüz sanatından bir örnek olarak, Güney Afrikalı sanatçı Haroon Gunn’ın 2018 tarihli “Senzenina” adlı eseri tarihsel tanıklık adına önemli bir eserdir. Zulu ve Xhosa dilinde “Ne Yapmıştık” anlamına gelen bu eserde, 2012 Ağustos’unda Marikana’da (Güney Afrika) platin madeninde grev yapan madencilerin, polis tarafından silahla öldürülmesi konu edilmektedir. Olay sırasında ölen 34 madencinin savunmasız bir şekildeyken öldürülmesi, enstalasyon aracılığı ile izleyiciye aktarılmaktadır.
Bu makale, dünyaca tanınan ve birçok önemli müzede sergi açmış Arnavut sanatçı Adrian Paci'nin eserlerinde göç ve buna bağlı olarak kimlik olgusunun izlerini tartışmaktadır. Göç ve sanat ilişkisinin 1990'lı yıllardan sonra birçok sanatçı tarafından konu edindiği ve bu olguları farklı bağlamlarda ele aldığı görülmektedir. 1997 yılında Arnavutluk'ta yaşanan siyasal dönüşümle, İtalya'ya göç eden sanatçının, kendi yaşam öyküsünden de yola çıkarak göç bağlamında çeşitli eserler ürettiği görülmektedir. Sanatçının 2007 yılına ait "Centro di Permanenza Temporea" adlı video çalışması, göç yolu, bekleme ve imkânsızlığı tartışmaktadır. Sanatçının 2013 yılına ait "Column" adlı videosu, aidiyetsizlik bağlamında göçe göndermeler barındırmaktadır. Sanatçının 2001 yılına ait "Back Home" adlı fotoğraflarında, yer değiştirmenin ve ne orada ne de başka bir yerde olabilmenin çatışması görülmektedir. Yine 2001 yılına ait olan "Back to Home" adlı fotoğraf, ev ve aidiyet buna bağlı olarak yersiz yurtsuzlaşmayı izleyiciye aktarmaktadır. "Wedding" adlı çalışma ise yine 2001 yılına ait olup, göç ve kültür ilişkisine dair belge nitelikli bir eser olarak karşımıza çıkmaktadır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.