Bu çalışma, reklamların çocuklarda gıda tüketim alışkanlıkları üzerine etkilerinin incelenmesi amacıyla yapılmış tanımlayıcı tipte bir araştırmadır. Araştırmanın örneklemini Isparta il merkezinde yaşayan, 15 yaş altı çocuk sahibi olan, çalışmaya katılmayı kabul eden anne ve babalar oluşturmaktadır (n=464). Araştırmacılar tarafından literatür incelemesi yapılarak, iki bölüm içeren anket oluşturulmuştur. Anketin birinci bölümü sosyodemografik soruları, ikinci bölümü ise çocukların reklamlardan etkilenme düzeyini belirlemeye yönelik altı alt boyutta gruplandırılmış değerlendirme sorularını içermektedir. Anket ailelere yüz yüze görüşme yöntemi ile uygulanmıştır. Araştırmacılar tarafından bir ay boyunca prime time kuşağında televizyonda yayınlanan reklamlar listelenerek veriler elde edilmiştir. Anket ve reklam verileri tanımlayıcı istatistiklerden ortalama (x), yüzdelik (yüzde) dağılımlar kullanılarak değerlendirilmiştir. Çalışmamızda her bir reklam kuşağı için ortalama 15.75±9.03 adet reklam izlendiği ve izlenen reklamların %40.80'i gıda içerikli olduğu görülmüştür. Çocukların en çok etkilendiği reklamlar %84.70 oranında gıda içerikli ürünlerdir. Gıda içerikli reklamlardan çikolata şekerleme (%63.80), fast food ve paketli servis ürünlerin (%19.60) reklamları çocukları daha çok etkilemektedir. Çocukların gıda tüketim alışkanlıkları üzerine reklamların etkisini incelemek amacıyla yapmış olduğumuz çalışmamızın bulguları özellikle reklamların çocukların algıları ve gıda tüketimi üzerine etkisini göz önüne sermektedir.

No abstract

The aim of this study was to determine the effects of television viewing rates on elderly people and on anxiety and depression levels. This study was descriptive and consisted of women over 60 years of age living in the central district of Isparta. The sample consisted of 218 women who agreed to participate in the study. Form and State-Trait Anxiety Inventory were used to form the descriptive features of the elderly, to question the causes of television viewing. 43.6% of the elderly were between the ages of 70-79 and average time of watching television was 5.83±1.79 hours. The score obtained from the State-Trait Anxiety Inventory was 46.31. A statistically significant relationship was found between the ones who watched television (95.87%) and those who did not (4.13%) (p<0.05). As a result; we recommend that elderly people should be analyzed and viewed more constructively with all aspects of their television program content.

Changes in blood pressure in the sitting and standing positions in hypertensive patientsMost guidelines for management of hypertension do not give special preference to a specific position of patient during blood pressure (BP) measurement, suggesting that BP readings taken with patients sitting, supine and standing are equivalent. The objective of this study was to examine whether there was any difference between BP readings with hypertensive participants comfortably sitting on chair and those with participants standing with the arm supported horizontally at the right atrial level. BP was measured twice each for 168 hypertensive patients (medicated and unmedicated) at sitting, standing and sitting positions, respectively, with a mercury-filled column sphygmomanometer. We found significantly lower in systolic and diastolic BP readings in standing position than in sitting position. The present study indicates that the BP readings are related to the posture; thus, BP measured in different positions cannot automatically be regarded as equivalent.

(YUGDÖ) kullanılmıştır. Çalışmaya katılan yaşlıların yaş ortalaması 72.40±5.43 olup, 245'i kadındı. Son bir yıl içinde idrar kaçırdığını bildirenlerin sayısı 311'dir. Üİ olan yaşlıların EGYAÖ'i puan ortalaması 15.03±2.34 GYAÖ'i puan ortalaması ise 90.24±4.2 bulunmuştur. Üİ sadece tıbbi yönden değil sosyal ve psikolojik açılardan da ele almak gerekmektedir.