In Turkey, the majority of medicinal plants at the selling points are wildly harvested. Therefore, no control exists during their growth and development. The public awareness on effects of environmental pollution in this regard especially with respect to heavy metals in the herbs is increasing. With this objective, medicinal and aromatic plants were collected from herbalists in different, densely populated districts of Izmir Municipality. The concentrations of some essential plant nutrient elements (N, P, K, Ca, Mg, Na, Fe, Mn, Cu, Zn, B, and Mo) and toxic heavy metals (Co, Cd, Cr, Ni, and Pb) and Al were measured. Results showed that herbs are rich in the investigated mineral elements; however, some of the heavy metals are found to be at concentrations above the reported critical levels. ÖZETTürkiye'deki satış noktalarından alınan tıbbi bitkilerin çoğu doğadan toplama yoluyla sağlanmaktadır. Bu nedenle bitkilerin gelişim ve büyümesi kontrol altına alınamamaktadır. Özellikle çevresel kirliliğin tıbbi bitkilerin ağır metal içeriği üzerine yapabileceği olası etkiler ile ilgili toplumsal farkındalık her geçen gün artmaktadır. Bu amaçla İzmir'de nüfusun yoğun olarak bulunduğu ilçelerdeki farklı satış noktalarından tıbbi ve aromatik bitkiler toplanmıştır. Bazı bitki besin elementi konsantrasyonu (N, P, K, Ca, Mg, Na, Fe, Mn, Cu, Zn, B ve Mo) ile toksik ağır metal (Co, Cd, Cr, Ni, Pb ve Al) içerikleri ölçülmüştür. Sonuçta tıbbi bitkilerin zengin mineral içeriğine sahip olduğu ancak bazı ağır metallerin kritik düzeylerin üzerinde bulunduğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Tıbbi ve aromatik bitkiler; Ağır metal; Temel besin elementleri; Makro besin elementleri; Mikro besin elementleri

No abstract

The importance of olives to human health and nutrition is gradually increasing every passing year. Olive is a cultivated perennial plant, produced as table olives and olive oil, which are of economic importance in the Mediterranean countries-the most widespread olive-growing area-and Asian, American, and North African countries. In Turkey, olive growing is mostly carried out in the Aegean region followed by the Marmara and the Mediterranean regions. Thanks to the recently established olive groves, the importance of olive growing has increased. Although olive trees are more resistant to unfavorable conditions than other fruits, some problems such as a decrease in the yield and quality of the product may appear if there is a nutrition deficiency. Conditions for olive growing should be improved to provide the olive trees with better nutrition. To realize this aim, by determining nutritional status of sampling provinces with soil and leaf analysis recommendations about more accurate fertilization techniques will be provided. In this study, the amounts of microelements in the soil of olive groves and the nutritional status of microelements of olive trees in the provinces of Izmir, Manisa, Aydin, Mugla, Balikesir, Canakkale, and Bursa in the West Anatolia region were examined between the years of 1997 and 2009, and the relationships between the results of soil analysis and the results of leaf analysis were evaluated. Statistically significant correlations between the amounts of microelements in the soils and the amounts of microelements in the leaves were obtained. Although the soil and leaf samples were observed to have deficiencies in iron (Fe), manganese (Mn), zinc (Zn), and boron (B), the deficiency in copper (Cu) was found in only leaf samples. According to the results of soil analysis, it was observed that 39% of the groves reveal deficiency in Zn, whereas the results of the leaf analysis revealed that 75% of them had deficiency in Mn. It is vital that these results be taken into consideration while preparing fertilization programs.

Ülkemiz tarımında zeytin bitkisine verilen önem gün geçtikçe artmaktadır. Zeytin meyvesinin kalitesini etkileyen en önemli kültürel uygulamalardan birisi de gübrelemedir. Toprak ve yaprak analizlerine dayalı olarak doğru bir gübreleme programı ile birlikte potasyumlu gübre uygulaması, meyvenin kalitesini önemli ölçüde arttırmaktadır. Bu amaçla farklı potasyumlu gübre (KNO3,  K2SO4 ve KNO3+K2SO4) uygulamalarının, ayvalık çeşidi zeytin üzerine etkisini görebilmek amacı ile ağaç başına verim, meyve ile kalkan N-P2O5-K2O miktarları ve % yağ miktarları incelenmiştir. Çalışma Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü deneme bahçesinde, 35 yaşında Ayvalık zeytin çeşidinin bulunduğu parselde 2016-2017 yılları arasında yapılmıştır. Tesadüf blokları deneme desenine göre planlanan çalışma, 4 tekerürlü ve her uygulamada 3 ağaç olacak şekilde kurulmuştur. Toprak ve yaprak analiz sonuçlarına göre gübreleme programı oluşturulmuş ve Nisan-Eylül ayları arasında fertigasyon sisteminden gübre uygulamaları yapılmıştır. Hasat döneminde zeytin meyvesinde yağ (% YA) ve ağaç başına yağ  (kg/ağaç) miktarı analizleri yapılmıştır. Ayvalık çeşidi zeytin ağaçlarında farklı K’lu gübre formülasyonu uygulamalarında incelenen parametrelerde yıllar ve gübre arasında <0,05 düzeyinde önemli ilişki önemli bulunurken, yapraktaki toplam K (%) ile gübre uygulamaları arasındaki ilişki önemsiz bulunmuştur. Düzenli yapılan gübreleme programı ile topraktaki yarayışlı K’un arttığı, yaprak ve meyvedeki K içeriklerinin ise yıllara göre değişkenlik gösterdiği belirlenmiştir. Ağaç başına alınan verim miktarları incelendiğinde, 2016 yılında kontrole göre uygulamaların etkili olduğu görülmüş ancak uygulamalar arasında istatistiki bir fark bulunamamıştır. 2017 yılında ise KNO3 (80,33 kg/ağaç) uygulamasının istatistiki olarak öne çıktığı görülmektedir. Ağaç başına yağ (kg/ağaç) ve yağ (%YA) miktarları değerlendirildiğinde, ilk yıl K2SO4, ikinci yıl ise KNO3 uygulamaları diğer uygulamalara göre istatistiki olarak önemli bulunmuştur. Dengeli ve düzenli gübre uygulaması ile birlikte zeytin veriminde artış sağlandığı görülmektedir.

No abstract