Set aside the issues concerning their excavation, documentation, and conservation, as far as their presentation to the public experience is concerned, Archaeological sites represent a special case of cultural heritage that come with distinctive set of conditions and demands, posing a problem situation deserving a special treatment. Problem is manifold: The presentation should be informative, entertaining, and educational, all accomplished through an active corporeal and mental participation where interactivity and immersion must be the key. The setting must provide a holistic, comprehensible experience by completing “missing parts and layers,” and contextualizing it, perhaps through a story, a theme, or a background. Any intervention must be non-invasive, reversible and updateable; alternatives and different layers must be presented, preferably, synchronously. Above all, final setting should be subordinate to the primacies of “conservation of cultural heritage,” while providing an intellectually and physically accessible and sustainable overall historical environment. This has been an age-old issue for the scholars, a genuine challenge due to the ill-defined nature of the problem situation itself. The present study departs from the proposition that, Augmented Reality(AR), by definition, has a potential to contribute to such a problem situation. AR is a combination of real and virtual worlds, where “virtual” could complement what was missing in the real and new objects and layers might be woven together, into one new reality where active bodily and mental participation and interaction is possible. Though it might seem implied in the definition, the proposition still needs a rigorous investigation since AR is a rapidly emerging but still quite a young field that has a long way to go; and since, research on AR’s specific adoption to presentation of archaeological sites, apart from few examples, is still an unbeaten path. The present multidisciplinary study aims to take a step towards such an investigation. Established upon a detailed investigation and analysis of examples, the present study involves development of an AR application of a selected case: “Alexandria Troas Podium Temple,” followed by a field study. In the present report, we share our experience and observations of the process and the implementation. In conclusion, we propose that AR is a serious candidate to be a considerable asset for the presentation of archaeological sites for the visitor experience, without compromising the universal norms of conservation of cultural heritage. We also argue that AR seems to have its own agenda, coming with unprecedented possibilities still to be appreciated and adopted, which in turn might help us to go beyond the conventional conceptions and modes of conservation of cultural heritage and presentation.
yılları arasında tamamlanmış mimarlık/mimari tasarım doktora araştırmaları olan ve amacı '21. yüzyılın başında Türkiye'de mimarlık/mimari tasarım alanında doktora araştırmalarının durumu hakkında bir panorama sunmak' olarak belirlenmiş bir araştırma projesinin temel bulgularını özetleyip tartışmaya açmaktadır. Bu bağlamda, incelenmiş 240 teze dair genel verilerin yanı sıra çalışmaların konu, içerik, malzeme, yöntem, kaynaklar, alan dışı çerçevelerle ilişkiler gibi hususlarda "nitel" olarak incelenmesi sonucu elde edilmiş bulgular, yapısallığa büründürülmüş bir biçimde sunulmakta, araştırmanın bağlamı da göz önüne alınarak tartışılıp, yorumlanmaktadır. Bulgular, doktora çalışmalarında gözlenen sayısal artışın Ankara ve İstanbul'daki merkez üniversiteler ekseninde geliştiğini göstermektedir. Öte yandan sayısal artışın beraberinde özellikle nitelik ekseninde neler getirdiğinin, doktora araştırmasının tanımı ve içeriğinin kendine has özellikleri olan özgün bir araştırma türü olmaktan "bir kariyer basamağına" dönüşüp dönüşmediğinin sorgulanması gerekiyor gibi görünmektedir. Mimarlık/mimari tasarım doktora çalışmalarında hem yerel bağlamda, hem de daha evrensel bir çerçeveye oturtulabilecek konuların işlendiği gözlemlenmiştir. Bu bağlamda örneğin 'konut' ve 'kentsel problemler' gibi mimarlık pratiğine yönelik güncel konuların daha çok işlendiği gözlenmiştir. Bunun paralelinde, çağa ait bir olgu olan sayısal/hesaplamalı tasarım meselesinin neredeyse otonom bir alan tanımlayacak kadar popüler ve işlenmiş bir çerçeve oluşturduğu, bu temanın mimarlık eğitimi gibi geleneksel konuları da etkilediği gözlenmiştir. Mimarlık/mimari tasarım alanında yapılmış araştırmaların çok sayıda farklı disiplinden/ alandan beslendiği, bu bağlamda özellikle sanat ve sosyal ve beşeri bilimlerle olan ilişkilerin özel bir nitelik taşıdığı görülmüştür. Doktoraların kaynak kullanımında evrensel ve yerel olarak nitelendirilebilecek iki kaynak havuzundan beslendikleri görülmektedir. Bu bağlamda evrensel çerçevede yer alan birincil kaynaklara ulaşımda 'dil bilme' ekseninde bir sorun olduğu görülmüştür; bu tür kaynaklara erişim sorununun nitelik ve derinleşme yönünde problemler yaratabileceği düşünülmektedir. Ağırlıklı olarak yerel meselelere yönelik oluşmuş bir 'Türkçe kaynak' birikiminden, bu birikimin parçası olarak gerçekleştirilmiş gene aynı çerçevedeki meseleleri hedefleyen ve bu çerçeveye geri katkıda bulunan çok sayıda tezden söz edilebilir. Öte yandan böylesine sınırlı bir birikimin, çeviri metinler de göz önüne alınsa bile, sadece sınırlı sayıda konuyu hedeflediği ve alanın bilgi-bilimsel "zenginliği" göz önüne alındığında, gereklilikleri karşılamaktan
Ülkü ÖZTEN, Hakan ANAYBu çalışma genel bir bakışla, mimarlık alanında bağlamsalcılık olarak nitelendirilen bir yaklaşımlar bütünüyle ilişkilidir. Çalışma çıkış noktası olan bağlam ve bağlamsalcılığı Colin Rowe ve Fred Koetter'ce Collage City'de tariflendiği ve özellikle 1960'lardan 1980'lerdeki dönü-şümüne kadarki kavramsallaştırmalarıyla alır. Çalışmanın ana amacı bağlamsalcılığın sanat alanında "bağlamsalcılık, " "bağlamsalcı eleştiri, " "estetik bağlamsalcılık" gibi isimlerle anılan, iki ayrı çerçeveye referanslı yeni bir okumasını yapmaktır. Çalışmada, mimari bağlamsalcılık tarihsel perspektifte kısaca gözden geçirilmiştir. Bunu takiben bağlam ve bağlamsalcılık düşünceleri, amaçlanan yeni okumaya bir çerçeve oluşturacak şekilde, yukarıda sözü edilen iki farklı ancak ilişkili temel entelektüel çerçeve temelinde incelenmiştir. Oluşturulan çerçeve bağlamında, bağlamsalcılığın hedeflediği ana sorunlardan hareketle temel kavramları yeniden yorumlanmıştır. Bu yorumlamanın bağ-lamsalcılığın kapsayıcı, genişletilmiş bir yeniden-okuması olduğu, bağlamsalcılığın sınırlı, indirgemeci ve yüzeysel yorumlarının ötesinde mimarlığa ve mimari tasarıma dair bir kapsayıcı dünya görüşü, bir kavrayış ve uygulamaya yönelik bir model sunduğu düşünülmektedir. "Contextualism," "contextualist(ic) criticism" and "aesthetical contextualism." The present study is concerned with a body of studies in architecture called Contextualism. As its departure point, the study takes context and Contextualism as these concepts were defined in Collage City and in their conceptualizations between 1960s and 1980s before their transformation. The main aim of the study is to create a survey of Contextualism with reference to two distinct frameworks from the field of art, often referred to as
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.