Deney hayvanları, araştırmalarda ve biyolojik testlerde ilaç, madde, tedavi gibi etkinliklerin, canlı organizmadaki sonuçlarının elde edilmesi için kullanılan hayvanlardır. Deney hayvanlarının bilimsel deneylerde kullanılmaya başlamasıyla birlikte araştırma verilerinin istenildiği kadar tekrarlanabildiği ve istenen koşullar da yeniden elde edilebildiği görülmüştür. Bu hayvanlar sağlık bilimleriyle ilgili birçok biyolojik testte kullanılabildiği gibi diş hekimliği araştırmalarında da sıklıkla kullanılmaktadır. Hayvan çalışmaları periodontal araştırmalar için yeni tedavilerin denenmesi öncesinde tamamlayıcı özelliktedir. Hayvan modelleri hipotezlerin doğrulanmasını mümkün kılmalı ve yenilenen yaklaşımların güvenilirliğini ve etkinliğini ispatlamalıdır. Uygun hayvan modelinin seçimi periodonsiyumun ve hastalığın doğasının insanlardakine benzerliğine bağlıdır. Ġnsanlardaki periodontitisi modellemek için; kemirgenler, köpekler, insan olmayan primatlar, tavşanlar gibi farklı türlerde birçok hayvan modeli kullanılmıştır. Ancak her deney hayvan modelinin kendine özgü avantaj ve dezavantajı bulunmaktadır. Her bir türün, farklı beslenmeleri, ömrü, doku yapısı, alışkanlıkları, genetik özellikleri ve konak savunma mekanizmaları olduğundan uygun deneysel modeli belirleyebilmek zorlaşabilmektedir. Araştırmacı deney hayvan modelini oluştururken planladığı çalışmaya uygun hayvanı ve defekt modelini seçebilecek bilgiye sahip olmalıdır. Çalışılacak hayvanın özellikleri dikkatle incelenmelidir. Bu derlemenin amacı periodontoloji alanındaki araştırmalar için en uygun hayvan ve hastalık modelini tanımlamaya yardımcı olmaktır.
Bu çalışmada Bolu ve çevresinde yaşayan süt ve karışık dişlenme döneminde bulunan çocuklarda labial frenulum tiplerini ve gingival sağlığa etkilerini değerlendirmek amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Hastanesi'nde gerçekleştirilen çalışmaya 3-16 yaşlarındaki 205 çocuk (%49,7 erkek, %50,3 kız) dahil edildi. Çocukların %49,3'ü 3-6 yaşlarında olup süt dişlenme, %50,7'si 7-16 yaşlarında olup karışık dişlenme göstermekteydi. Maksillar labial frenulum (MLF) tipleri Mirko sınıflamasına göre sınıflandırıldı; gingival indeks skorlaması ise Löe-Silness sınıflamasına göre yapıldı. Bulgular: MLF tipleri bakımından iki cinsiyet arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. Hem süt hem de karışık dişlenme döneminde en sık gingival tip frenulum tespit edildi. Frenulum tipleri bakımından gruplar arasında anlamlı fark bulunmadı. Her iki yaş grubunda da papile penetre formdaki frenulumlarda gingival indeks skorlarının anlamlı biçimde daha yüksek olduğu tespit edildi. Tartışma ve Sonuç: Frenulum uzunluğunun normal sınırlar dışında olması diş eti çekilmelerine, dizilim bozulmalarına, diş çürüklerine ve konuşma problemlerine sebep olabilir. Bu nedenle çocuklarda ağız-diş muayenesi sırasında frenulum değerlendirmesine de önem verilmelidir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.