ÖZZorunlu hücre içi parazitler olan mikrosporidia türleri, özellikle immün sistemi baskılanmış hastalarda ciddi enfeksiyonlara yol açan en önemli fırsatçı patojenlerdendir. İnsanı enfekte eden 14 mikrosporidia türü arasında Enterocytozoon bieneusi ve Encephalitozoon intestinalis en yaygın olanlarıdır. Bu çalışmada, kemoterapi alan kanserli hastalarda E.intestinalis ve E.bieneusi prevalansının, immünofloresan antikor ve konvansiyonel boyama yöntemleri ile araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmaya, hastanemizin onkoloji ve hematoloji kliniklerinde takip edilen 93 kanserli hasta (58 erkek, 35 kadın) ile kontrol olarak 30 (13 erkek, 17 kadın) sağlıklı gönüllüden alınan toplam 123 dışkı örneği dahil edilmiştir. Hastaların 51 (%55)'inde ishal şikayeti mevcuttur. Tüm örneklerde E.intestinalis ve E.bieneusi varlığı, monoklonal antikorların kullanıldığı ticari bir immünofloresan antikor yöntemi (IFA-MAb; Bordier Affinity Products, İsviçre) ile araştırılmış; ayrıca 50 örnek modifiye trikrom, aside dirençli trikrom ve kalkoflor boyama yöntemleri ile de incelenmiştir. IFA-MAb yöntemi ile hastaların 43 (%46.2)'ünde E.intestinalis, 9 (%9.7)'unda E.bieneusi ve 13 (%14)'ünde karışık enfeksiyon olmak üzere toplam 65 (%69.9) olguda pozitiflik saptanmış; kontrol grubunda ise 2 (%6.7) E.intestinalis, 1 (%3.3) E.bieneusi ve 2 (%6.7) karışık enfeksiyon olmak üzere Geliş Tarihi

A 49-year-old man presented with a left nasal cavity mass, biopsy of which revealed extranodal NK/T cell lymphoma. A PET-CT scan showed increased F-18 FDG uptake in the nasal mass, anterior mediastinal lymph nodes, and multiple subcutaneous nodular deposits in the chest wall, gluteal region, and right femoral areas. The patient achieved complete remission with salvage l-asparaginase therapy after failing first-line standard anthracycline-based chemotherapy. PET-CT was very useful in detecting subcutaneous nodules consistent with widespread dissemination. There is limited literature data on the use of the PET scan in the diagnosis and staging of extranodal nasal NK/T-cell lymphomas. Our case highlights the important role of F-18 FDG PET in the staging of these patients.

No abstract

Anahtar Keiimeier: Même metastazi, melanom, temozolamide tikülasyonu ve sol aksiller disseksiyon uygulandi. Patoloji incelemesi sonucu tümörün akral lentiginöz malign melanom Clark V oldugu ve çikartilan 15 aksiller lenf nodülünün 1 tanesinde metastaz oldugu bildirildi. Adjuvan 6 kür DTICcisplatin kombine kemoterapisi uygulanan hastada 2004 yilmda lokal nüks geliçti. Tekrar cerrahi tedavi uygulanan hastanin takiplerinde 2005 yi-Iinda karm ultrasonogrofisi ve tomografisinde intraabdominal lenf nodlari ve muayenesinde sol memesinde kitle tespit edildi. Memedeki kitleye uygulanan lumpektomi sonucu, MM metastazi olarak rapor edildi. Hastaya medikal onkoloji klinigi önerileriyle oral temozolamid baçlandi. Hasta bu tedavi plamndan 4 ay sonra eksitus oldu. TARTIÇMAMalign melanomanin même metastazlari nadir görülmekle birlikte bazi çaliçmalarda %15'e kadar varan oranlar da bildirilmiçtir (5,8). Memeye metastaz genellikle yaygm metastatik durumlarda ortaya çikar. Sadece memede MM metastazi olmasi yaygm hastaliga göre daha iyi seyir gösterir (10). Öte yandan nadiren de olsa bilateral même dokusuna metastaz yapan MM olgulan da bildirilmiçtir (6,11). Memeye MM metastazlari, bizim olgumuzda da oldugu gibi çogunlukla üst ekstremite yerleçimli tümörlerden kaynaklanmaktadir (6,9,12). Efektif sonuçlar alinamadigi için, metastatik MM'lar için kabul edilmiç ortak bir tedavi protokolü mevcut degildir. Tedavi se-Malign melanomlar (MM) krista nöralis kökenli, pigment hücresi melanositlerinin tümörleridir(l). Melanosit olan her dokuda MM ortaya çikabilir. En çok deride ve gözde retinada ortaya çikabilmekle birlikte gastrointestinal sistem, karaciger, meninksler ve hatta özofagusta primer malign melanomlar ortaya çikabilir. Son yillarda görülme sikligi artan MM, metastazlarmi %50-60'Iik orania en sik deri alti dokulara ve lenf nodüllerine yaparlar. Aynca daha az siklikla akciger, karaciger, bey in ve diger dokulara yaparlar (2-4). Même diçi malignitelerden memeye metastaz nadir görülür (%l-5) (5). Memeye metastaz yapan même diçi tümörler; malign melanom, lenfoma, akciger kanseri, yumuçak doku sarkomlan, renal tümörler, over tümörleri ve gastrointestinal sistem tümörleri olarak bildirilmiçtir (5,6). Memeye metastaz genellikle yaygm hastalik ve kötü prognozun göstergesidir (6-9). OLGUKlinigimizde kutanöz MM nederuyle takip edilen hastada oldukça nadir görülen même metastazmi tespit ettik. Kirkdört yaçindaki bayan hasta 2002 yilinda sol el birinci parmakta koyu renkli çiçlik ile baçka bir merkeze baçvurduktan sonra, yapilan insizyonel biyopsinin patolojik degeriendirme raporu ile baçvurdu. Patoloji raporunda tam MM olarak bildirilmiçti. Preoperatif degerlendirmeler sonrasinda hastaya sol el 1. parmak dezar-

Immature ovarian teratoma is a rarely seen germ cell tumor. Although testicular germ cell tumors and their association with chemotherapeutic retroconversion have been reported at a substantial rate of 2%-8% in the literature, the retroconversion of immature ovarian teratoma to mature teratoma is quite uncommon. It is important to reveal this conversion by biopsy for establishing a subsequent treatment chart of patients. A 45-year-old female patient was operated on due to immature ovarian teratoma. Then, she was re-operated on, because local recurrence occurred during the drug-free follow-up period, and systemic chemotherapy was administered. Liver metastasis was detected after chemotherapy, and the liver biopsy demonstrated a mature teratoma. This case is presented in this paper. DISCUSSIONGerm cell tumors mostly occur below the age of 30 years and in childhood. They are tumors with characteristics of early metastasis, frequent recurrence, and a high rate of mortality. Immature teratoma constitutes 3% of