Objective : We conducted this study with the aim of predicting the biological behavior of meningiomas, and determining the benefits of associating histological subtype and grade with the expression of proliferative markers and tumor suppressor proteins.Methods : The study included 29 patients with primary intracranial and intraspinal meningioma diagnosed in the pathology laboratory of Konya City Hospital between January 2014 and December 2020. Clinicopathological characteristics of the patients including parameters such as age and gender were obtained from the hospital records. Histopathological findings were obtained by re-evaluating the preparations stained with Hematoxylin-Eosin, which were extracted from the archive, and by evaluating new sections obtained from paraffin blocks of patients stained with Ki67, p53, and p57 immunohistochemical stains.Results : A moderate correlation was found between tumor size and Ki67 proliferation index (PI) (p=0.003, r=0.530). There was no significant difference between grade I and grade II tumors in terms of p53 (p=0.184) and p57 (p=0.487) expressions. There were higher levels of Ki67 PI in grade II tumors. The histological subtypes of the tumor had no significant difference with Ki67 PI (p=0.018), p53 (p=0.662), and p57 (p=0.368) expressions.Conclusion : In order to obtain more definitive results, there is a need for studies, which are conducted with a greater number of patients and in multiple centers, and in which a long prospective follow-up is planned. The combination of histological, surgical, and imaging markers could make a more sensitive tool for predicting recurrence, and this could also be tested in future studies.
Giriş ve Amaç Servikal premalign ve malign lezyonların erken tanı ve tedavisinde ve Pap (Papanicolaou) smear ve HPV tarama testlerinin önemi bilinmektedir. Bu çalışma ile üçüncü basamak tek merkez servikal tarama testi- biyopsi sonuçlarını karşılaştırmalı analiz ederek sunmayı amaçladık. Gereç ve Yöntemler Çalışmaya 3.basamak tek bir merkezde jinekolojik onkoloji polikliniğine başvuran ve kolposkopik biyopsi yapılan 272 hasta dâhil edildi. Olguların Pap smear sonuçları Betesta sistemine göre klasifiye edildi. HPV-DNA tiplendirmesi PCR yöntemi ile yapıldı. Tüm servikal biyopsi örneklerinden elde edilen H&E, p16 ve ki 67 boyalı preperatlar ışık mikroskobunda değerlendirildi. Sonuçlar istatistiksel olarak karşılaştırmalı analiz edildi. Bulgular ve sonuç HPV tarama testi, Ko-test ve Pap smear yöntemlerinin biyopsi ile uyumlarının karşılaştırılmasında HPV tarama testi anlamlı bulunmuştur (p0,05). Servikal smear testi genel topluma uygulanan bir tarama testi olup kuşkulu olgularda HPV testi yaptırmak serviks kanserini tarama açısından daha faydalı bulunmuştur.
Langerhans cell histiocytosis (LCH) is a rare disease characterized by clonal and neoplastic proliferation of Langerhans cells. It is most commonly seen in children but can be seen at any age. Clinical findings depend on the organ system involved. The diagnosis of LCH is made histopathologically. The treatment is planned according to the organ system of the disease, the prevalence of the lesions and the presence of specific organ dysfunction. We aimed to discuss the clinical, radiological and histapatological findings of a 33-year-old man with femoral involvement at adulthood and discuss the current literature.
ÖZET Amaç: Onkojenik HPV tipleri servikal kanser gelişiminde önemli rol oynarlar. Çalışmamızda HPV subtiplerinin servikal lezyonlardaki önemini ve prevelansını araştırmak istedik. Gereç ve yöntem: Hastanemizde jinekolojik onkoloji polikliniğine başvuran ve HPV testleri ile kolposkopik biyopsi yapılan 296 kadın retrospektif olarak değerlendirildi. Kolposkopik biyopsi örnekleri histopatolojik inceleme ile HPV örnekleri ise polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) ile değerlendirilerek DNA tiplemesi yapıldı. Bulgular: Hastalarımızdaki HPV tipleri arasında en sık HPV tip 16 tespit edildi. Yüksek riskli HPV tipleri arasında en sık görülen 5 tip sırasıyla 16,31,18,51 ve 52'dir. H-SIL lezyonlarında en sık HPV tipleri 16,35,31 iken L-SIL'de 16,51,31 olarak bulundu. Bölgemizde kolposkopik servikal biyopsi yapılan 296 hastanın 129'unda servikal premalign veya malign lezyon tespit edildi. Bu 129 hastanın 110'unda etiyolojide HPV saptanmış, 19/129'unda HPV saptanmamıştır. Sonuç: Serviks kanserinde etyolojide en önemli risk faktörü olan HPV virüsüdür. HPV ye karşı geliştirilmesi planlanan aşıların içeriğinin en sık görülen ve yüksek risk grubu subtipler olması serviks kanserini önlemede ümit verici olacaktır. Anahtar Kelimeler: HPV subtipleri, Servikal İntraepitelyal lezyon, Serviks kanseri
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.