Bu çalışmanın amacı çocuklarda astım şiddeti il"e depresyon, açık kaygı, yaşam kalitesi, somatizasyon gibi değişkenleri ve astımda bağışıklık sistemi belirleyicilerinden olan IgE düzeyi arasındaki olası ilişkiyi analiz etmektir. Toplamda 141 katılımcının bulunduğu bu çalışmanın örneklemini 6-12 yaş arası astımlı çocuklar oluşturmaktadır. Katılımcıların ruh sağlığı belirtilerini değerlendirmek adına Çocuk Depresyon Ölçeği, Çocuklar İçin Açık Kaygı Ölçeği, Pediatrik Astımda Yaşam Kalitesi Ölçeği ve Davranış Değerlendirme Ölçeğinin Somatik Yakınmalar Alt Ölçeği kullanılmıştır. Astım şiddeti, astım kontrol düzeyi üzerinden uzman hekimlerce değerlendirilirken, Serum IgE düzeyleri ELISA tekniği kullanılarak elde edilmiştir. Kontrolsüz astım grubunda bulunan katılımcıların açık kaygı puanlarıyla IgE düzeyleri arasında orta düzeyde anlamlı yüksek korelasyon olduğu görülmüştür. Araştırma verileri değerlendirildiğinde, ruh sağlığı değişkenlerinden açık kaygı ile astımda bağışıklık sistemi belirleyicilerinden olan IgE düzeyi arasındaki ilişkinin, astım hastalığının şiddeti üzerinde etkili olabileceği yönünde veriler elde edildiğinden, gelecek araştırmaların söz konusu ilişkiyi psikonöroimmunolojik açıdan derinlemesine incelemesi önerilmektedir.
Amaç: Bu araştırmanın amacı ergenlerdeki aleksitimik özellikler ile bunların kişiler arası ilişki biçimleri ve problem çözme becerileri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Metod: Araştırmaya yaşları 12-15 arasında değişen 103 ergen dahil edilmiştir. Araştırmaya katılan gruba Sosyodemografik Veri Formu, Çocuklar için Aleksitimi Ölçeği, Çocuklar için Problem Çözme Envanteri ve Kişilerarası İlişkiler Ölçeği uygulanmıştır. Bulgular: Ergenlerin aleksitimik özellikleri ile problem çözme becerileri arasında negatif yönde anlamlı ilişki olduğu saptanmıştır. Ayrıca, ergenlerin aleksitimik özellikleri ile kişiler arası ilişki tarzlarından besleyici ilişki tarzı ile negatif yönlü anlamlı düzeyde ilişkiye rastlanırken, ketleyici ilişki tarzı ile istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Sonuç: Ergenlerin aleksitimik özellikleri ile problem çözme becerileri ve kişiler arası ilişki tarzları arasında anlamlı ilişkiler saptanmıştır. Aleksitimik ergenlerin ilişki biçimlerini değerlendirebilmek açısından kişiler arası ilişki tarzlarını anlamanın önemli olduğu düşünülmektedir.
ÖzPremenstrüel sendrom, 15-18 yaşlar arasındaki genç kızların sıklıkla karşılaştığı psikolojik ve fizyolojik bir rahatsızlıktır. Bu çalışmanın amacı premenstrüel sendromun yaşam kalitesi, öfke ve depresyon düzeyi ile ilişkisinin araştırılmasıdır. 156 kız lise öğrencisinin katılımı ile mevcut okul ortamında yapılan araştırmada, Sosyodemografik Form, Premenstrüel Sendromu Ölçeği, Beck Depresyon Envanteri, Çocuklar İçin Yaşam Kalitesi Ölçeği ve Sürekli Öfke ve Öfke İfade Tarzı Ölçeği kullanılmıştır. Bu çalışmanın bulgularına göre premenstrüel sendromu düzeyi arttıkça, depresyon ve öfke düzeyi anlamlı olarak artmakta ancak yaşam kalitesi düşmektedir. Ayrıca yaşam kalitesi ve premenstrüel sendromu arasındaki ilişki depresyonun ve öfkenin kısmi aracı etkisi ayrı ayrı değerlendirildiğinde anlamlı bulunmuştur. Depresyon ile premenstrüel sendromu bağıntısında öfkenin bağıntı üzerinde anlamlı bir kısmi aracı etkisi olduğu görülmüştür. Sonuç olarak premenstrüel sendromu olan bireylerin tedavisinde, öncelikle depresyon, öfke ve yaşam kalitesi boyutlarının kontrol edilmesi ve söz konusu değişkenler arası ilişkiler gözardı edilmemelidir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.