The aim of this study was to determine the prevalence of balance disorders; the effects of sociodemographic, medical, and social conditions on postural balance; and the relationship between balance and falls in elderly individuals. The study design was cross-sectional. A total of 607 community-dwelling elderly individuals with a mean age of 73.99 ± 6.6 years were enrolled after being selected by stratified random sampling. The study was performed as a face-to-face survey in the homes of elderly individuals. Sociodemographic and medical data were obtained from elderly individuals using the Elderly Identification Form. Balance disorders were determined using the Berg Balance Scale (BBS). In this study, the prevalence of balance disorders was found to be 34.3% in the community-dwelling elderly. Older age, physical disability, having four or more chronic illnesses, the presence of incontinence, having a history of falls, not walking regularly, absence of free time activity, and obesity were found to be associated with an increased prevalence of balance disorders. Balance disorders are commonly seen in the elderly and may be triggered by a variety of biological and social factors. It is crucial to develop and implement national health and social policies to eliminate the causes of this problem, as well as to prioritize preventive health services in the ever-increasing elderly population.
ÖzÜlkemizdeki yaşlı nüfus, diğer yaş gruplarındaki nüfuslara göre daha yüksek bir hız ile artış göstermektedir. Yaşlılık oranının artmasıyla birlikte beslenme tarzının önemli olduğu koroner kalp hastalığı, kanser ve serebrovasküler hastalık nedeniyle ölüm oranlarının 65 yaş üzerindeki nüfusta %75 düzeylerine ulaştığı gösterilmiştir. Yaşlılığa bağlı hastalıkların önlenmesinde, geciktirilmesinde ve tedavi edilmesinde, beslenme etkin bir rol oynamaktadır. Yeterli ve dengeli beslenmeyle yaşlıda; mental sağlığın desteklenmesi, fiziksel fonksiyonun sağlanması, kronik hastalık riskinin azaltılması, malnütrisyon ve fonksiyonel yetersizliğin önlenmesi sağlanır. Bazı besin öğelerine yaşlanmayla ihtiyaç artarken, bazıları için azalır. Sağlıklı beslenme, bütün besin gruplarından gerekli vitamin ve mineralleri kapsayan besin öğelerinin maksimum düzeyde alınmasıyla sağlanır. Enerji ihtiyacı; yaş, cinsiyet, vücut kompozisyonu, kilo ve aktivite düzeyi gibi durumlardan etkilenir. Uygun beden ağırlığının kilosu başına 30 kkal olarak enerji ihtiyacının hesaplanması önerilir. Enerjinin; %10-15'inin proteinlerden sağlanmalı veya kg başına 0.8-1 gram protein verilmeli, %55-60'ı karbonhidratlardan karşılanmalıdır. Ayrıca, günlük karbonhidrat miktarının 130 gramın altında alınmaması önerilir. Günlük enerjinin %25-30'unun yağlardan karşılanması yeterlidir. Yağın bileşimini oluşturan doymuş ve çoklu doymamış yağlar enerjinin %8-10'undan az, tekli doymamış yağlar ise enerjinin %15'i kadar olmalıdır. Yaşlı kişilerde azalmış yiyecek alımı ve besin çeşitliliğinin az olması nedeniyle, mikronutrientlerde yetersizlik görülebilir. Özellikle, koroner arter hastalığı olan yaşlı kişilerde; meyve ve sebzeden zengin, düşük kırmızı et, yüksek oranda tahıl ve baklagil ile birlikte balık içeren Akdeniz diyeti düşük mortalite artışıyla ilişkilidir. Susama duyusunun azalması nedeniyle sıvı miktarına dikkat edilmeli, günde kg başına 30 mL (~2 litre) sıvı alımı sağlanmalıdır.Anahtar Sözcükler: Makronutrient, mikronutrient yaşlılık, sağlıklı beslenme. Abstract In our country, elderly population is increasing at a higher rate than the other age groups. Due to aging population who is over 65 years old, mortality rate increase 75% from coronary heart disease, cancer and cerebrovascular diseases which all diet affected. Nutrition plays an active role in the the prevention, development and treatment of age-related disease. Adequate and balanced nutrition in the elderly is supporting mental health, ensuring physical function, reducing the risk of chronic illness, preventing malnutrition and functional impairment. Aging is increasing some of the nutrient needs or decreasing for some. Healthy eating is to have a varied diet by choosing foods from
Aim: Sarcopenia as a geriatric syndrome decreases quality of life and increases functional dependency, hospitalization and mortality. The aim of this study is to investigate the prevalence of sarcopenia among community-dwelling people aged 65 years and older in Muş province and to examine its effects on quality of life. Materials and Methods: In this study we have interviewed 371 community-dwelling older adults. A total of 186 older adults from the rural area and 185 older adults from Muş city center were enrolled in the study. Data was collected through face-to-face interviews conducted in the participants' homes by trained researchers. The presence of sarcopenia, socio-demographic characteristics (place of residence, gender, age), presence of chronic diseases, polypharmacy, body mass index, and quality of life with Short Form-36 were determined. Muscle mass, handgrip strength and gait speed were determined for defining sarcopenia. Results: The mean age of participants was 72.3 ± 6.8 years (65-100) and 46.1% of them were females. The prevalence of sarcopenia was 11.8% among older people residing in the rural area whereas the prevalence was 21.6% among older individuals living in the city center (p = 0.012). Sarcopenic patients were older, more underweight, hypertensive, and had lower calf circumference, gait speed, and grip strength in males than non-sarcopenic patients (p <0.0001, p <0.0001, p = 0.005, p <0.0001, p = 0.001, p <0.0001, respectively). There were important distinction between sarcopenic individuals and non-sarcopenic individuals in terms of physical function, physical role weakness and emotional role weakness (p = 0.021, p = 0.006 and p = 0.009, respectively). Conclusion: Sarcopenia is very common among older adults, especially in the city center, and the presence of sarcopenia has detrimental effects on the quality of life.
ÖzÜlkemizdeki yaşlı nüfus, diğer yaş gruplarındaki nüfuslara göre daha yüksek bir hız ile artış göstermektedir. Yaşlılık oranının artmasıyla birlikte beslenme tarzının önemli olduğu koroner kalp hastalığı, kanser ve serebrovasküler hastalık nedeniyle ölüm oranlarının 65 yaş üzerindeki nüfusta %75 düzeylerine ulaştığı gösterilmiştir. Yaşlılığa bağlı hastalıkların önlenmesinde, geciktirilmesinde ve tedavi edilmesinde, beslenme etkin bir rol oynamaktadır. Yeterli ve dengeli beslenmeyle yaşlıda; mental sağlığın desteklenmesi, fiziksel fonksiyonun sağlanması, kronik hastalık riskinin azaltılması, malnütrisyon ve fonksiyonel yetersizliğin önlenmesi sağlanır. Bazı besin öğelerine yaşlanmayla ihtiyaç artarken, bazıları için azalır. Sağlıklı beslenme, bütün besin gruplarından gerekli vitamin ve mineralleri kapsayan besin öğelerinin maksimum düzeyde alınmasıyla sağlanır. Enerji ihtiyacı; yaş, cinsiyet, vücut kompozisyonu, kilo ve aktivite düzeyi gibi durumlardan etkilenir. Uygun beden ağırlığının kilosu başına 30 kkal olarak enerji ihtiyacının hesaplanması önerilir. Enerjinin; %10-15'inin proteinlerden sağlanmalı veya kg başına 0.8-1 gram protein verilmeli, %55-60'ı karbonhidratlardan karşılanmalıdır. Ayrıca, günlük karbonhidrat miktarının 130 gramın altında alınmaması önerilir. Günlük enerjinin %25-30'unun yağlardan karşılanması yeterlidir. Yağın bileşimini oluşturan doymuş ve çoklu doymamış yağlar enerjinin %8-10'undan az, tekli doymamış yağlar ise enerjinin %15'i kadar olmalıdır. Yaşlı kişilerde azalmış yiyecek alımı ve besin çeşitliliğinin az olması nedeniyle, mikronutrientlerde yetersizlik görülebilir. Özellikle, koroner arter hastalığı olan yaşlı kişilerde; meyve ve sebzeden zengin, düşük kırmızı et, yüksek oranda tahıl ve baklagil ile birlikte balık içeren Akdeniz diyeti düşük mortalite artışıyla ilişkilidir. Susama duyusunun azalması nedeniyle sıvı miktarına dikkat edilmeli, günde kg başına 30 mL (~2 litre) sıvı alımı sağlanmalıdır.Anahtar Sözcükler: Makronutrient, mikronutrient yaşlılık, sağlıklı beslenme. Abstract In our country, elderly population is increasing at a higher rate than the other age groups. Due to aging population who is over 65 years old, mortality rate increase 75% from coronary heart disease, cancer and cerebrovascular diseases which all diet affected. Nutrition plays an active role in the the prevention, development and treatment of age-related disease. Adequate and balanced nutrition in the elderly is supporting mental health, ensuring physical function, reducing the risk of chronic illness, preventing malnutrition and functional impairment. Aging is increasing some of the nutrient needs or decreasing for some. Healthy eating is to have a varied diet by choosing foods from
Denosumab is a relatively new medicine that has become the second option in the treatment of biphosphonate-resistant or intolerant osteoporosis. Subcutaneous injection with 6-month intervals, approval of its usage in stage 3-4 CKD and not having gastrointestinal side effects are advantages of denosumab. However, it has some disadvantages like requiring monitoring serum levels of calcium and vitamin D before each injection.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.