Objectives: This study aims to evaluate the level of knowledge and perception of the Turkish society about the COVID-19 pandemic. Methods: This cross-sectional study whose sampling consists of 903 adults. Results: About half (49.6%) of the participants' information sources about COVID-19 composed of printed and visual media tools such as television, radio, newspaper, etc. 57.5% of the participants stated that their selfknowledge levels about COVID-19 were at a good level, whereas 19.7% of them at a very good level. 64.4% of the participants stated that their health would be seriously damaged if they get this virus; 58.9% of them thinks that this virus will severely damage their place of the resident; 50.9% of them stated that they trust that this crisis will be handled effectively by the health authorities of Turkey. Participants rated themselves an average of 8.7 points on compliance with COVID-19 measures. It was found that the participants had a 55% confidence in the Coronavirus Scientific Advisory Board (Turkey) and the World Health Organization (WHO) regarding COVID-19. Conclusions: Like all over the world, health authorities also in Turkey have taken several measures in the context of fighting against the pandemic and they expect society to comply with these measures. The fact that individuals in the society fulfill their individual responsibilities by confirming the accuracy of the information took place in printed/visual and social media from reliable sources is an important factor in reducing the effects of infectious diseases.
COVID-19, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11 Mart 2020 tarihinde pandemi olarak ilan edilmiştir. Hastalığın yüksek bulaşıcılığı nedeniyle tüm dünyada sağlık hizmetleri sunumunda değişikliklere gidilmiş, sağlık otoriteleri acil nedenler dışında hastane başvurularının azaltılması çağrıları yapmıştır. Viral yayılımı önlemek için uygulanan kısıtlamalar, hastalığın belirsizliğine ilişkin korkular, sağlık profesyonellerinin enfekte hastaların takibi, tedavisi ve bakımına yönlendirilmesi, kişisel koruyucu ekipman eksikliği ve pandeminin getirdiği finansal zorluklar nedeniyle COVID-19 dışı sağlık hizmetlerine erişim oranlarında keskin bir düşüş yaşanmıştır. COVID-19'un neden olduğu bu durumdan en çok etkilenen popülasyon şüphesiz ki çocuklar olmuştur. Sağlık hizmeti sunumundaki değişiklikler nedeniyle ana-çocuk sağlığı hizmetleri sekteye uğramış, bağışıklama oranları büyük ölçüde azalmıştır. Enfekte hastalara müdahale edebilmek için polikliniklerin kapatılması, yataklı servisler ve ameliyathanelerin yoğun bakımlara dönüştürülmesi çocukların akut veya kronik hastalıklarının tanı ve tedavilerinde gecikmelere neden olmuştur. Kronik hastalığı olan çocuklar ilaç veya tıbbi ekipman sıkıntısı yaşamış, rehabilitasyon hizmetlerine ihtiyaç duyan çocuklar destekleyici bakım alamamışlardır. Ayrıca okulların kapatılmasıyla koruyucu ruh sağlığı hizmetleri sürdürülememiştir. Sağlık hizmetlerine erişim oranlarındaki azalmalar, başta düşük ve orta gelirli ülkeler olmak üzere tüm dünyada çocukluk çağı mortalite ve morbiditesi üzerinde olumsuz sonuçlar doğurabilir. Türkiye'de çocuk sağlığına yönelik kazanımların sürdürülmesi ve sağlık hizmetlerinin planlanması açısından dünyadaki verilerin incelenmesi önemlidir. Dolayısıyla bu derlemede, küresel salgın sürecinde sağlık hizmetlerine erişimdeki azalmanın çocuk sağlığı üzerindeki etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır.
Bu sistematik derleme, engelli çocuklara sahip olan ailelerle yapılan hemşirelik alanındaki lisansüstü tezlerin incelenmesi amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntem: Çalışma, içeriğinde "engelli çocuk, hemşire, aile" kelimesi geçen lisansüstü tezlerin taranması şeklinde 1-10 Temmuz 2019 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Araştırma kapsamına dahil edilme kriterlerine göre 18 lisansüstü teze ulaşıldı. Bulgular: İncelenen lisansüstü tezlerin büyük çoğunluğunun (n=15) yüksek lisans tezi olduğu, %61.1 ile en fazla tezin (n=11) Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı'nda yapıldığı ve %23.8'inin konu alanının ebeveyn ruh sağlığı (f=5) üzerine olduğu saptandı. Sonuç: Engelli çocuğu olan ailelerin fiziksel, duygusal, sosyal ve ekonomik yönlerden büyük bir yük altında oldukları görülmektedir. Hemşireler tarafından sağlanan bilgi, bakım, danışmanlık, eğitim ve destek girişimleri, engelli çocuğa sahip olan ailelerin yaşadıkları güçlüklerle baş edebilmesi, yaşam kalitesinin arttırılması ve uzun süreli bakımın devamlılığı açısından oldukça önemlidir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.