Bu araştırmada bir üniversite hastanesinde düzenlenen adli psikiyatri raporların içeriğinin, hangi kurumlardan rapor talep edildiğinin, hangi kanun maddelerine dayanılarak rapor istenildiğinin, hangi tıp branşlarıyla iş birliği yapıldığının saptanması, psikiyatri uzmanları ve uzmanlık öğrencilerinin sık karşılaşacağı adli psikiyatrik tablolara dair farkındalık sağlanması ve bu alanda sürekli ve güncel eğitimlere olan gereksinimin vurgulaması amaçlanmıştır.Yöntem: Mevcut araştırma için adli psikiyatri rapor düzenlenmesi talep edilen 18 yaş ve üstündeki 272 katılımcının hastane elektronik kayıtlarındaki verileri kullanılarak tanımlayıcı istatistiksel analizler yapılmıştır.Bulgular: Olguların psikiyatrik tanılarına bakıldığında 69'u için (%25,4) herhangi bir ruhsal bozukluk tanısı düşünülmedi, 59'u (%21,9) için mental retardasyon, 33'ü (%12,1) için psikotik bozukluklar, 29'u (%10,6) için demans tanısı konuldu. Rapor istem nedenlerinin dağılımının büyük çoğunluğunun ceza ehliyetinin olup olmadığı (%31,3), vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediği (%27,9), mağdurun kendini savunabilecek durumda olup olmadığı (%14,0) olduğu görüldü. Rapor alınması talebiyle olguları gönderen makamlar incelendiğinde; taleplerin %39,3'ünün mahkemelerden, %30,2'sinin savcılıklardan, %20,6'sının kolluk kuvvetlerinden geldiği görüldü. Değerlendirme yapılması istenen kanun maddesine bakıldığında, olguların 187'si (%68,8) için herhangi bir kanun maddesi belirtilmemişti. Psikiyatri dışında görüş bildiren bölümlere bakıldığında olguların yarısından fazlasında (%53,6'sı) nörolojiden görüş sorulduğu saptandı.Sonuç: Araştırmanın sonuçları psikiyatri uygulamalarında sık karşılaşılan rapor istem nedenlerini, bu istemlerin geldiği farklı makamları, öne çıkan psikiyatrik tanıların dağılımını ve birlikte görüş sorulan diğer tıp branşlarını göstermiştir. Bu alanları kapsayan eğitimlere öncelik verilmesi, psikiyatri uzmanlarının ve uzmanlık öğrencilerinin gereksinimlerini karşılayacaktır.