Termik santraller; katı, sıvı ve gaz halindeki fosil yakıtların kimyasal enerjisinin, elektrik enerjisine dönüştürüldüğü tesislerdir. Türkiye’de elektrik enerjisi üretiminde yakıt olarak linyit, taşkömürü ve biokütle, ayrıca başta doğalgaz olmak üzere ithal kömür ve diğer petrol türevlerini kullanan 882 adet termik santral bulunmaktadır. Bu santrallerin büyük bir kısmı küçük kurulu güçte olup, doğalgaz ve kömür yakıtlı santraller ülkemiz elektrik enerji sistemi içerisinde önemli bir paya sahiptir. Ocak 2021 itibariyle termik santrallerin toplam kurulu gücü 20.323 MW büyüklüğünde ve ülkemiz toplam kurulu gücünün %21’ini oluşturmaktadır. Kömüre dayalı santrallerin 52 adedi (11.336 MW) yerli kömür ve 15 adedi (8.987 MW) ise ithal kömürle çalışmaktadır. Kömür yakıtlı termik santraller genellikle linyit madeninin bulunduğu bölgelere yakın inşa edilmektedir. Ağustos 2021 Muğla bölgesi orman yangınları sırasında yanma tehlikesi atlatan Yeniköy ve Kemerköy santralleri de linyit sahalarına 20-25 km uzaklıkta orman havzasında deniz kıyısına yakın inşa edilmiştir. Söz konusu termik santrallerin stok sahasında bulunan fuel-oil, hidrojen tankı ve yaklaşık 40~50 bin ton kömürün kontrolsüz bir şekilde yanması halinde açığa çıkacak ısı ve zararlı gazların sağlık, güvenlik ve çevresel pek çok risklere yol açabileceği görülmüştür. Bu maksatla yapılan araştırmada; Muğla bölgesi orman yangınları ve doğal afetlerde termik santrallerin risk faktörleri farklı boyutlarıyla incelenerek, çözüm önerileri sunulmuştur.