“…Tuzlulukla ilgili yürütülen çalışmalarda bitkilerin, tuzu bünyeye almama, tuzun seyreltilmesi, tuz eliminasyonu, bitki dokularında sukkulentlik kazanma, tuzun yeniden dağılımı şeklinde geliştirdikleri savunma mekanizmaları ile tuz stresine karşı koyabildikleri bildirilmiş, bunun yanı sıra seçici olarak iyonların biriktirilmesi veya atılması, kökten iyon alımının ve sürgüne iletiminin kontrolü, tüm bitkide ve hücrelerde iyonların vakuollerde biriktirilmesi ile ozmotik düzenleyicilerin sentezi gibi dolaylı savunma mekanizmalarının da tuz stresine karşı koyabilmede etkili olduğu ortaya konmuştur (Çulha ve Çakırlar, 2011). Araştırmacılar Salvia officinalis bitkisinde, tuzluluğun neden olduğu stres semptomlarını dengeleyen veya hafifletebilen kinetin, kobalt, çinko ve selenyum uygulamaları bildirmişlerdir (Hendawy ve Khalid, 2005;Tounekti ve ark., 2011;Torun, 2019;Çamlıca ve ark., 2019). Hendawy ve Khalid, (2005), tuzlu koşullarda çinko ile muamele edilen Salvia officinalis bitkilerinin vejetatif büyüme karakterlerinin (bitki boyu, dal sayısı, taze ve kuru ağırlık), sadece tuzlu toprak koşullarında yetiştirilenlerden daha yüksek olduğunu bildirmiş, Çamlıca ve ark., ( 2019 koşullarda 20 mg/L selenyum dozuna kadar olan uygulamalarda, bu türde büyüme parametrelerinde olumlu gelişmeler saptamış, Tounekti ve ark., (2011), kinetinin yapraktan uygulamalarının iyon ve pigment içerikleri ile yaprak fenolik diterpen ve α-tokoferol içeriklerini arttırdığını, Torun, (2019) ise tuz+kobalt uygulamasının fenolik bileşikleri arttırdığını, ozmotik potansiyeli ve nispi büyüme oranını daha az etkilediğini ve kobaltın tuz stresinin olumsuz etkilerini hafiflettiğini bildirmiştir.…”