İnternetin geniş kitleler tarafından kullanılmaya ve yeni medya platformlarında kullanıcı türevli içeriklerin sayısının artmaya başlaması ile birlikte nefret söylemi yeni boyutlar kazanmaya başlamıştır: Şiddeti teşvik eden, ırkçı, cinsiyetçi, aşağılayıcı, düşmanca, kutuplaştırıcı ve ötekileştirici söylemlere sahip içerikler yeni medya kanallarından dolaşıma girerek çok daha fazla sayıda insana, daha hızlı bir şekilde ulaşabilmektedir. Nefret söylemi literatürüne bakıldığında nefret söylemine en yoğun biçimde maruz kalanların LGBTQIA bireyleri, etnik ve dinsel azınlıklar, yabancılar, göçmenler, mülteciler, kadınlar, engelliler ve çeşitli hastalıklara sahip bireyler olduğu görülmektedir. Son dönemde Suriye'de iç savaş nedeniyle milyonlarca Suriyeli başka ülkelere göç etmiştir. Göç ettikleri ülkelerde geleneksel medya kanallarında olduğu gibi, yeni medya kanallarında da nefret söylemi içeren ifadeler doğrudan Suriyeli mültecilere karşı üretilebilmektedir. Bu çalışmada Suriyeli mültecilere karşı nefret söylemi içeren YouTube videoları ele alınmakta ve ilgili videolar Van Dijk'ın eleştirel söylem analizi yöntemi ile analiz edilmektedir. Çalışmanın amacı, YouTube'da Suriyeli mültecilere karşı üretilen nefret söylemini ve ne gibi söylemlerin ön plana çıktığını ortaya koymaktır. Bu çalışma için yapılan ön araştırmada, Suriyelilerin YouTube videolarında birçok hakaret, iftira, ırkçılık ve düşmanlık içeren söyleme maruz kaldığı, bu anlamda da Suriyeli mültecilerin çevrimiçi nefret söyleminin öznelerinden biri haline geldiği görülmektedir.