ÖzSavaş ve çatışmalarda genellikle kadınlar, statüleri, rolleri, dinleri, etnik kökenleri ya da cinsiyeti nedeniyle cinsel ve toplumsal cinsiyet temelli şiddete maruz kalmaktadırlar. Kadına uygulanan şiddetin 1325 Sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı ile ilk kez savaş suçu sayılması, Yugoslavya ve Ruanda'da yaşanan olaylara dayanmaktadır. Konsey, üye devletlere kadınların korunması konusunda sorumluluk yüklemesine rağmen, kadınlara karşı şiddet gerek savaş ve çatışmalarda gerekse sonrasında hala devam etmektedir. Bu nedenle barış inşası sürecinde ve sonrasında şiddete maruz kalan kadınların yaralarını sarmak, korumak ve topluma yeniden kazandırmak için toplumsal cinsiyet temelli bir bakış açısı geliştirmek gerekmektedir. Şiddetin temel nedenlerinden biri olan kadın ve erkek arasındaki eşitsiz güç ilişkilerini en aza indirebilmek için, kadınların da barış inşa sürecindeki ekonomik, politik ve sosyal karar alma süreçlerine dâhil olmaları sağlanmalıdır. Bu çalışma, çatışma mağduru kadınların ihtiyaçlarını dile getirmek, sorunlarını çözmek, topluma yeniden kazandırmak ve güçlendirmek için kadınların da barış inşa sürecine erkeklerle eşit şekilde katılmasının gerekliliğini feminist bakış açısından ortaya koymayı amaçlamaktadır.Anahtar Kelimeler: Çatışma, Şiddet, Kadın, Toplumsal Cinsiyet, Barış İnşası Süreci.
AbstractWomen are mostly the victims of sexual and gender based violence in war and conflict due to their statue, roles, religion, ethnicity or sex. For the first time, violence against women was considered as war crime by 1325 UN Security Council Action which was based the events in Yugoslavia and Rwnada. In spite of the responsilities were given by the Counsil to the member states to protect women, violence against women still continues during and after war and conflict. For this reason, gender based perspective is needed to protect, save and reintroduce them to society during and after peacebuilding process. Women should take part in political, economical and social decision making process of peacebuilding to decrease asymmetric power relations between women and men which is the basic reason of violence. This research, from a feminist perspective, aims to illustrate the necessity of woman participation in peacebuilding process equally with men for expressing needs of war weary women, solving their problems, reintegrating them to the society, and empowering them.