Osmanlı Devleti'nin en güçlü olduğu Kanûnî döneminde Balıkesir'de doğan Birgivî, ilk eğitimini babası Pir Alî'den tahsil ettikten sonra İstanbul'a giderek Ahîzâde Mehmed Efendi (ö. 974/1563-4) ve Kızıl Molla lakabıyla tanınan Kazasker Abdurrahmân Efendi'nin de (ö. 983/1575) aralarında bulunduğu ulemadan istifade etmiştir. O, kısa süren memurluk hayatının ardından Birgi'ye dönmüş ve burada eğitim-öğretim çalışmalarına başlamıştır. Problem gördüğü herhangi bir noktada sözünü esirgemeyen ve hangi makama sahip olursa olsun kişileri eleştirebilen Birgivî, hadis, Arapça, fıkıh gibi ilimlerde eserler yazmıştır. Bunlar arasında insanları ibadet noktasında bidʻatlerden uzak tutmak ve onları Kur'an ve Sünnet'e çağırmak amacıyla yazdığı Şerhu'l-ehâdîsi'l-erbaʻîn isimli çalışmasının özel bir önemi bulunmaktadır. Eserin herhangi bir medresede okunduğuna dair kaynaklarda bir bilgi verilmemekle birlikte, onun Birgivî tarafından talebelerine okutulduğu söylenebilir. Bu çalışmada eserin hadis şerh metodu tahlil edilmiştir. Şârih tarafından eserdeki her bir hadis rivâyet, lügat, iʻrâb, belâgat, şerh, tefrîʻ, suâl ve fâide noktasından değerlendirilmiş ve izah edilmiştir. Kitap incelendiğinde yapılan izahlarda kitabın fıkhî yönünün ağır bastığı görülecektir. Bahis konusu olan esere Birgivî tarafından başlanılmış ancak eser onun erken vefatı sebebiyle tamamlanamamıştır. Geri kalan otuz üç hadis ise Akkirmânî tarafından şerh edilmiştir.