2016
DOI: 10.17986/blm.2016220388
|View full text |Cite
|
Sign up to set email alerts
|

Kadın Cinayetleri – Femisid Kavramı

Abstract: Femisid kavramı ilk olarak 1801 yılında İngiltere’de bir kadını öldürmek anlamında kullanılmakla beraber güncel olarak 1970’lerdeki feminist hareketlerce cinsiyetçi baskıya karşı kullanılmaya başlanmıştır. Diana Russell ise bu terimi 1976’da mahkemede kullanmıştır. Burada birçok cinayetin aslında femisid olduğunun farkına varılması gerektiğinden bahsetmiş ve yeni bir tanıma ihtiyaç olduğunu dile getirmiştir. Böylece birçok toplumda karşımıza çıkan infantisidlerin, geçmişte görülen cadı yakmaların, hala işlenen… Show more

Help me understand this report

Search citation statements

Order By: Relevance

Paper Sections

Select...

Citation Types

0
0
0
1

Year Published

2018
2018
2018
2018

Publication Types

Select...
1

Relationship

0
1

Authors

Journals

citations
Cited by 1 publication
(1 citation statement)
references
References 1 publication
0
0
0
1
Order By: Relevance
“…Araştırmacılara göre kadın cinayetleri; "Embriyodan cenine, bebekten çocuğa, erişkinden yaşlıya kadar tüm kadın cinsiyetteki bireylerin, sadece cinsiyetlerinden dolayı ya da toplumsal cinsiyet kimliği algısına aykırı eylemleri bahane edilerek, bir erkek tarafından ya da erkeğin motivasyonu ile bir kadın veya çocuk tarafından öldürülmesi ya da intihara zorlanması" şeklinde tanımlanmaktadır. 3 Dolayısıyla kadın cinayetleri, sadece katil ve maktulün biyolojik cinsiyetleri temelinde değil toplumsal yapının kadınlara dayattığı normlar açısından da incelenmelidir.…”
unclassified
“…Araştırmacılara göre kadın cinayetleri; "Embriyodan cenine, bebekten çocuğa, erişkinden yaşlıya kadar tüm kadın cinsiyetteki bireylerin, sadece cinsiyetlerinden dolayı ya da toplumsal cinsiyet kimliği algısına aykırı eylemleri bahane edilerek, bir erkek tarafından ya da erkeğin motivasyonu ile bir kadın veya çocuk tarafından öldürülmesi ya da intihara zorlanması" şeklinde tanımlanmaktadır. 3 Dolayısıyla kadın cinayetleri, sadece katil ve maktulün biyolojik cinsiyetleri temelinde değil toplumsal yapının kadınlara dayattığı normlar açısından da incelenmelidir.…”
unclassified