“…Bu nedenle de geçmişten günümüze yemeğe yüklenen anlamlar farklılık kazanmaktadır (Şanlıer, 2005;Fırat, 2014;Sevindik, 2017). Yemek; bir iletişim aracı (Abdurrezzak, 2014), toplumsal statü ve saygınlık kazanma aracı (Beşirli, 2011), bireysel veya toplumsal kimliği ifade etmede bir araç (Karaca ve Karacaoğlu, 2016;Gürhan, 2017;Çakır, 2019;Uçkan Çakır vd., 2020;Hekimoğlu, 2020), güç, iktidar ve meşruiyet sembolü (Beşirli, 2011), sosyal dönüşüm ve toplumsal örgütlenme de bir araç (Utanır, 2019), kültürün kodlandığı, simgeselleştirildiği ve gelecek kuşaklara aktarıldığı bir kod (Beşirli, 2011;Çakır, 2019), ulusun söylemsel inşasında önemli bir faktör olarak ele alınmaktadır (Ichijo ve Ranta, 2018), Yemek, sosyal bir olgu olarak değerlendirildiğinde bireysel inançların, toplumsal özelliklerin, gelenek ve göreneklerin, kültürel ve otantik dokuların bir araya gelerek oluşturduğu toplumsal yapıyı temsil eden, kültür ve kimliğin temel yapı taşlarını oluşturma da aracı rol oynayan önemli bir etmendir (Sağır, 2012). Dolayısıyla yemek kültürü toplumları birbirinden ayıran en temel özelliklerden biri haline gelebilmektedir (Merdol, 2012).…”