Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî, şahsiyeti ve eserleri ile Türk edebiyatını yönlendirmiş büyük bir şahsiyettir. Onun büyük eseri Mesnevî'de yer alan hikâyeler kendisinden sonraki dönemlerde yazılan eserlerde sıklıkla kullanılmıştır. İşte Cevâhirü'l-kulûb, Beyân-ı Çeng-nâme, Risâle-i Teşrîhiyye, Risâle-i Fakriyye ve Risâle-i Sûfîyye adlı beş tasavvufî mesnevî kaleme alan ve XV. yüzyıl Türk tasavvuf edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Cemâl-i Halvetî, bu mesnevîlerden Cevâhirü'l-kulûb, Risâle-i Fakriyye ve Risâle-i Sûfîyye'de Mesnevî'den aldığı hikâyelere yer vermiştir. Cemâl-i Halvetî mesnevîlerini tasavvuf hakkında bilgi vermek, tasavvuf yoluna meyletmiş bir kimseye ışık tutmak ve yol göstermek maksadıyla kaleme aldığı için mesnevîlerinde temel tasavvufî kavramların bazılarını izah etmiştir. Mesnevîlerde anlatılan konunun veya tasavvufî kavramın izahını kolaylaştırmak ve okuyucunun daha iyi anlamasını sağlamak amacı ile temsil, hikâye ve tevillere sıklıkla yer verilmiştir. Bu makalede, adı geçen üç eserde yer alan Mesnevî kaynaklı hikâyelere değinilecek, bu hikâyeler verilen örnek beyitler ile özetlenecek ve bu bağlamda Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî'nin Cemâl-i Halvetî üzerindeki tesiri ortaya konmaya çalışılacaktır.