Öz
Batı Anadolu’nun Karia bölgesi kentlerinden Menderes Nysa’sı Erken Hellenistik Dönem’ de kurulmuştur. Strabon tarafından bir dipolis- çift yakalı kent olarak adlandırılan Nysa günümüzde yoğun olarak Roma Dönemi kalıntılarını barındırır ve şehir planlaması, köprüleri ve anıtsal yapılarıyla Roma mimari ve mühendisliğinin güzel bir örneğini oluşturur. Dahası Strabon’un gençliğinde eğitim aldığı yer olarak da bilinen kentin kütüphane, gymnasion ve stadion gibi yapıları barındırmasıyla da eğitim ve kültür kenti kimliği anlaşılır. Tiyatro, gerontikon-odeion ve forum/ çarşı bazilika gibi anıtsal yapıların inşası ve süslemesi kentin Roma Dönemi’ndeki görsel görkemine işaret ederken yapılarda kullanılan malzemelerin çeşitliliği ve niteliği yerel üst sınıfın ve hayırseverlerin seçkin zevklerini ve zenginliğini açıkça ortaya koyar. Araştırmalarda ele geçen heykeltıraşlık eserleri kentin elit sınıfının günlük yaşam alanlarında da lüks sayılabilecek seçkin objelere ilgisinin olduğunu gösterir. Bunlardan biri Cadde 1 Plateia/ Sütünlu Cadde’de ele geçmiş siyah ve beyaz renkli mermerden yontulmuş bir heykelcik başı bu çalışmayla ilk kez tanıtılmaktadır. Aphrodisias ustalarının özel bir uzmanlık alanını oluşturan bu tür heykelcikler Muğla-Göktepe ocaklarından temin edilen, her iki rengi de barındıran yüksek kaliteli mermerlerden yontulmaktaydı. Bu tür malzemelerden heykelcik üretilmesi için muhakkak ki ustanın doğru tasarımı yapması gerektiğinden bu kişilerin yaratıcılığı tartışılmaz olup bu malzemeler özel işler için ayrılmış olmalıydı. Nysa eseri de ustalık gerektiren özel bir heykelcik grubuna ait olmasıyla kent elitlerinin seçkin zevklerini yansıtan bir obje olarak karşımıza çıkmaktadır.