ÖZ
GiRiŞAtriyal fibrilasyon (AF) en sık görülen kardiyak aritmidir, atriyal miyositlerdeki elektiriksel aktivitenin bozukluğu ile oluşur. AF serebral tromboemboli zemininde inme ve diğer tromboembolik olaylar, sol ventrikül fonksiyon bozukluğu, kalp yetmezliği gibi mortaliteyi artıran ciddi komplikasyonlar ile birliktedir. Ayrıca hastaneye yatış oranında artma, yaşam kalitesinin bozulması ve egzersiz kapasitesinin azalması gibi nedenlerle morbiditeyi etkilemektedir [1] . AF genel popülasyonun %1-2'sinde ve görülme sıklığı 40-50 yaş aralığındadır. Yaşla birlikte artmakta ve 80 yaşında % 5-15 oranına ulaşmaktadır [2][3][4][5][6] . Erkekler kadınlardan daha fazla etkilenmektedir [7] .EKG'de P dalgalarının yokluğu ve düzensiz RR aralı-ğı saptanması ile AF tanısı konur. Aritminin başlangıç ve seyrine göre paroksismal, ısrarcı ve kalıcı olmak üzere üç sekilde sınıflandırılır. Paroksismal AF 48 saat içinde genellikle kendiliğinden düzelir. Israrcı AF 1 haftadan 1 yıla kadar sürebilir, kendiliğinden düzelmez medikal veya doğru akım (DC) kardiyoversiyon ile sinüs ritmine döndürülebilir (Tablo 1). Kalıcı AF'de medikal veya kardiyoversiyon ile sinüs ritmine dönüş olası olmaz [1,8,9] . AF tanısı EKG ile kolaylıkla konmasına rağmen, birçok hastada asemptomatiktir. Komplikasyonlar gelişene kadar tanı konamayabilir. AF nedeni kardiyovasküler veya değildir. Örneğin, geçirilmiş miyokard infarktüsü, kardiyomiyopati, hipertansiyon, kapak hastalıkları ve kalp yetmezliği kardiyovasküler nedenlerdir. Diyabet, obezite, alkol, hipertiroidi, KOAH ve diğer metabolik bozukluklar ise diğer AF nedenleridir [8,10] .Preoperatif AF tanısı alan hastada anestezist, semptomları hafifletme, hemodinamik stabiliteyi devam ettirme ve kardiyopulmoner komplikasyonları önle-meye odaklanmalıdır. Cerrah ile birlikte anestezist, cerrahiye devam kararına varmadan önce kalp açısın-dan temel laboratuvar ve görüntüleme tetkiklerinin gerekliliğine karar vermelidir [1,11] .