Derleme niteliğindeki bu çalışmada, yeni nesil internet teknolojilerinin sanal ve dijital uygulaması olan metaversenin eğitime yansımaları irdelenmiştir. Dokümanter analiz yöntemiyle yürütülen çalışmada veriler, bilimsel niteliğe sahip yazılı ve internet kaynaklarından elde edilerek, okunmuş, betimlenmiş ve yorumlanmıştır. Çalışmanın teorik çerçevesi, metaverse kavramının etimolojik ve kuramsal dayanakları, bu kavramın eğitim-teknoloji ilişkisi çerçevesinde ele alınması ve metaversal öğretimin olumlu ve olumsuz boyutlarının incelenmesiyle oluşturulmuştur. Bu incelemeler neticesinde, Bilgi Çağı eğitim paradigması olan teknoloji-yoğun öğretim anlayışını yansıtan metaversal öğretimin topyekün eğitim ve öğretimi dönüştürme potansiyeli değerlendirilmiştir. Şimdilerde öğretim süreci üzerine yoğunlaşan bu dönüştürme potansiyelinin, zamanla, sanal benlik üzerinden eğitimin ontolojik; dijital bilgi olgusu üzerinden epistemolojik dayanaklarına da nüfuz edeceği öngörülebilir. Öğretim sürecini zaman ve mekân kısıtlarından sıyıran ve oyun-eğitim simülasyonuyla Z kuşağının öğrenmesine uygun görünen metaversal öğretimin, okul ile sosyal meyda arasındaki gerilimi azaltma, düşünceye yeni ufuklar açma, öğretimin bireyselleştirilmesi ve eğitime erişimi artırma gibi birçok katkılarından söz edilebilir. Ancak bu katkıları yanında, metavresal öğretimin, sanal benlik, sanal algı, bedensizleştirme, çift kimlik ve temassız toplum gibi sonuçları kestirilemeyen olası çıktıları, tedirgin edicidir. Çalışmada son olarak, metaversal öğretimin sürdürülebilirliğin, bilimsel, teknolojik, pedagojik ve toplumsal kabul ve gelişmelere bağlı olacağı değerlendirilmiştir.