Osmanlı dönemi fetva literatürü hukuk tarihi başta olmak üzere Osmanlı tarihi ile ilgili çalışmaların hemen hepsinde birincil kaynak olarak önemli bir yer tutmaktadır. Genelde mecmualar tarzında derlenen fetvalar, eğitim-öğretim amacıyla medreselerde okutulan hukuk doktrini eserlerinin yanı sıra soru-cevap şeklinde düzenlenmiş olması, net ve özlü cevap vermesi, sık karşılaşılan aktüel konulara yoğunlaşması ve daha ziyade Hanefi mezhebinde hâkim olan görüşü yansıtması sebebiyle yargılama sürecinde kadıların bilgi ve yürürlük kaynağını oluşturmuş, hukukun birçok alanında istifade edilebilecek temel bir başvuru kaynağı olmuştur. Mahkemelerde kullanılan çok sayıdaki fetva mecmuasından biri de Çeşmîzâde Mehmed Hâlis (ö. 1297/1879) Efendi’nin Hulâsatü’l-ecvibe adlı eseridir. Çeşmîzâde Mehmed Efendi, Osmanlı Devleti’nde hem idarî mekanizmanın hem de toplumun fetva taleplerini karşılamaya yönelik ihdas edilen, zamanla fetva bürokrasisinin odak noktası hâline gelen Meşihat Makamı’na bağlı Fetva Eminliğinde uzun süre görev yapmıştır. Çalışmada öncelikle, Çeşmîzâde Mehmed Efendi’nin hal tercümesine yer verilmiş, kısaca hayatı, ilmî şahsiyeti ve ortaya koyduğu eserleri ele alınmıştır. O’nun en önemli eseri; Osmanlı muhitinde fetva kitapları arasında “Kütüb-i sitte-i mu’tebere-i mütedâvile” (çok kullanılan muteber altı kitap) diye anılan 6 meşhur fetva kitabı olan Fetâvâ-yı Ali Efendi, Fetâvâ-yı Feyziyye, Behcetü’l-fetâvâ, Fetâvâ-yı Abdürrahîm, Netîcetü’l-fetâvâ ve İbn Nüceym’in el-Fetâvâ’sının tekrarları çıkarılmak suretiyle özetlenmiş ve sütunlar halinde neşredilmiş “Hulâsatü’l-ecvibe” adını verdiği fetva mecmuasıdır. İşte bu çalışmada Çeşmîzâde Mehmed Hâlis Efendi’nin hayatı ve ona şöhret kazandıran Hulâsatü’l-ecvibe adlı eserinin içerik ve muhteva olarak tanıtımı yapılmıştır.