Stuart Hall…

Abstract

Ölümünün ardından Stuart Hall'dan bahseden bir yazı yazmak aynı zamanda Yeni Sol'dan, Birmingham'dan, İngiliz Kültürel Çalışmaları'ndan, ırkçılıktan, post-kolonyalizmden, direnişten, hegemonyadan, alt-kültürlerden, alımlama çalışmalarından, popüler kültürden, müzakereci okumadan, kimlikten, etnisiteden bahsetmek anlamına geliyor. Grossberg'in de belirttiği gibi, Hall'un çalışmalarında tekil bir konum, ilgi, gelenek ya da metodoloji tanımlamak zordur. Çalışmalarının çoklu-vurgusu, kolektif entelektüel çalışmalarla olan bağıyla artar (Grossberg, 2006: 152). Eagleton da bu çoklu-vurguya dikkat çeker: "Hall hem ülkeler arasındaydı hem de kavramsal sistemler arasındaydı, [her bir] doktriner sistemin hataları konusunda duyarlı, kültürde melez olduğu kadar teoride heterodokstu" (Eagleton, 2003: 219). Hall'un yarım asırı aşan akademik üretimini tüm bu uğraklardan ayrı ayrı geçerek ele almak bu yazının fiziki sınırlılıklarını aşacaktır. Bu çerçevede Hall'un akademik ilgisini iki temel kesişen üzerinden ele almaya çalışacağım: İlk olarak Hall'un Çağdaş Kültürel Çalışmalar Merkezi'yle ilişkisini değerlendireceğim. İkinci kesişen olarak da Gramsci'nin ve özellikle hegemonya kavramının Hall'un yazınındaki belirleyici rolüne değineceğim.

Medyada Kadin İsti̇hdaminin Temsi̇li̇ Ve Reklamlardaki̇ Kadin İmaji Üzeri̇ne Bi̇r Alimlama Anali̇zi̇

“…Kapitalizmin çarkları ve devletlerin çokuluslu şirketler karşısında zayıflamasıyla beraber, kültürün bir alan olarak araştırılması çekici bir unsur olarak görülmüş ve bu sebeple de kültür ile ilgili araştırmalar 1980 ve 1990'lı yıllar içerisinde artış göstermiştir. Bu yıllar içerisinde, kültürel çalışmalar küresel bir etki içerisinde tüm dünyaya yayılmıştır (Dağtaş, 1999 (Halifeoğlu, 2015;Oğuz, 2014). Kültürel çalışmalar, toplumsal sorunlar ve olgular üzerine araştırmalar yapan disiplinler arası bir çalışma alanıdır.…”

Hate Sayings in Online Newspapers’ Reader Comments: Reina Attack Example

“…Medya aracılığıyla yayınlanan terör eylemlerine yönelik görüntülerin özellikle gençler ve eğitim düzeyi düşük kişilerde şiddet ve saldırganlık davranışlarını da arttırdığı, yayınlanan görüntülerin gösteri dünyasının bir parçası olarak algılandığı ve toplumda bir duyarsızlaşmanın meydana geldiği iddia edilmektedir (Akçay ve Çelenay, 2012). Ancak bu noktada, medya içeriğindeki anlamın yalnızca üretim anında ve medya içeriğinin kodlayıcısının niyetini aktaracak şekilde ortaya koyulmadığını, içerikteki anlamın okuyucu/dinleyici/izleyici ile buluştuğu anda kurulduğunu belirtmek gerekir (Oğuz, 2014). Hall (2006), egemen-hegemonik okuma, müzakereli okuma ve karşıt okuma konumlandırmasıyla bu anlam üretimini farklı okuma türlerine göre açıklamıştır.…”