Türkiye ve Yeşil Ekonomi: Mevcut Durum ve Öneriler

Abstract

Sanayi Devrimi ile birlikte hız kazanan kitlesel üretim “her şeye rağmen üretim” anlayışının hâkim olduğu bir ekonomik yarışı beraberinde getirmiştir. Böylelikle ülkeler bu yarışta geri kalmamak adına üretimlerini en üst seviyeye çıkarmışlardır. Ancak bu durum beraberinde savaş, küresel ısınma, iklim değişikliği gibi birçok toplumsal ya da çevresel problemleri beraberinde getirmiştir. Yaşanan bu gelişmeler günün sonunda neoliberal politikaların ciddi bir biçimde sorgulanmasına ve bu hâkim paradigmaya alternatif bakış açıları geliştirilmesine neden olmuştur. Mevcut iktisadi sisteme alternatif olarak öne sürülen yaklaşımlardan biri de yeşil ekonomidir. Özünde ekonomi, çevre ve toplumun sürdürülebilirliği ilkesini taşıyan yeşil ekonomi özellikle 1980’ler itibariyle çevresel kirliliğin artması ile giderek önem kazanan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu cihette ülkeler hem kendi inisiyatifleriyle politikalarına yeşil ekonomik anlayışı adapte etmeye hem de uluslararası toplumca atılan adımlara taraf olmaya başlamışlardır. Bu politika notunda Türkiye’nin yeşil ekonomi bağlamında mevcut durumu incelenmiş ve birtakım politika önerilerinde bulunulmuştur. Türkiye’nin mevcut performansı değerlendirildiğinde elde ettiği bazı kazanımlar olmasına rağmen yeşil ekonomik sistemi toplumsal ya da kamusal alanda zihinlere henüz yeterince yerleştiremediği anlaşılmaktadır

İran’daki Kadastro Sistemine Genel Bir Bakış ve Türkiye Kadastrosu ile Farklılıklarının İrdelenmesi

“…Ayrıca bunun yanında, tapu kütüklerine yanlış aktarımın yanı sıra güncel sistemlere aktarımı noktasında da sıkıntılar yaşanmıştır(Arslan & Bıyık, 2023;Yıldız, 2013). Kadastro sorunlarından bir diğeri özellikle ölçümlerden ve ölçümlere dayalı üretilen haritalara dayalı sorunlardır.…”

“…Aynı yere ait kadastral sınırların ölçülmesi ve haritalandırılması noktasında, kullanılan yöntemlerin birbirlerinden farklı olması beraberinde üretilen haritaların da farklı olmasına neden olacağından bu haritaların değerlendirilmesi haliyle hatalara sebebiyet vermiştir. Özellikle yenileme çalışmaları esnasında, araziden kadastroya ait oldukça fazla bilgi temini yapılabilecekken sınırlı bilgi ve veri toplanması da oldukça önemli bir problem niteliğindedir(Arslan & Bıyık, 2023;Yıldız, 2013).Karşılaşılan bir diğer sorun, geçmişte üretilen kadastro paftalarının güncel uygulamalarda yetersiz kalmasıdır. Paftaların uygulamalarda yetersiz kalmasının yanında kullanılan verilerin de yetersizliği hak sahiplerinin mülkiyetlerine dair eksik veya yanlış bilgi edinimine neden olmaktadır.…”

“…Bu sorunların başında, mülkiyet bilgilerinin tapu kütüklerine aktarılması noktasındaki yanlışlıklar gelmektedir. Özellikle tesis kadastrosunun oldukça uzun yıllar boyunca sürmesi sebebiyle bu hatalar daha da fazlaca görülmüştür.Ayrıca kadastral verilerin yanlış veya güncel olmaması, günümüz çalışmalarında zamandan tasarruf etmeye engel olmakta ve ekonomik açıdan da sıkıntıya düşmeye sebep olmaktadır(Atasoy ve ark.,2015;Yıldız, 2013). Diğer bir sorun, teknik altyapı donatılarının mülkiyetle ilişkili olma noktasında meydana gelmektedir.…”