“…Türkçe öğretiminin, sanatçı duyarlığının yansıtıldığı öğrencinin gelişimsel düzeyine uygun olan dilsel, işitsel ve görsel uyaranlarla yürütülmesi gerekmektedir. Daha açık bir söyleyişle, dilsel olarak, öykü, roman, tekerleme, bilmece, saymaca, bulmaca, sayışmaca, öykünce gibi çocuk edebiyatının en yetkin türleriyle; görsel olarak, karikatür, resim ve fotoğraf gibi değişik yaşam durumlarını konu alan sanatsal uyaranlarla; görsel-işitsel olarak, kısa film ve çizgi filmlerle; işitsel olarak, duygu, düşünce ve estetik anlayışı geliştirecek farklı müzik türleriyle (Dilidüzgün, 2003;Göçer, 2010;Kurudayıoğlu ve Potur, 2015;Saraç, 2012;Sever, 2008a) çok uyaranlı eğitim ortamları oluşturulmalıdır. Bununla birlikte, öğrencilerin yüz yüze iletişimine ya da grup çalışmasına olanak sağlayarak amaca uygun bir biçimde düzenlemeye elverişli oturakların da yer aldığı bir eğitim ortamı, Türkçe öğretiminin amaçlarına ulaşılmasına önemli katkılar sağlayabilir.…”