With technology, a lot of data is formed in digital environments. One of the areas with intensive data is educational data sets. By analyzing educational data sets, students' situatiokjgjjööÖns can be predicted by foreseeing. In this way, students can be assisted by anticipating situations such as drop-out due to failure. Educational institutions can take measures to prevent such dropouts and reduce student drop-out. Thus, financial losses of students and educational institutions can be prevented. In this study, the data of five separate associate degree students who were enrolled in Amasya University Distance Education Center in 2016-2017 were used. These are associate degree programs in child development, medical documentation and secretarial, electricity, mechatronics, and internet and network technologies. It was estimated whether the students could graduate or not at the end of the IV. Semester with looking at their I. and II. semester course notes. These data were analyzed by k nearest neighbor (K-NN) and KStar algorithms. Some of the data were obtained from the distance education center as imbalanced data due to the low number of students. In Educational Data Mining, researchers usually overlook the balance of the distribution on a dataset. Unbalanced data can seriously affect the success of classification. Synthetic minority oversampling technique (SMOTE) method was applied to these unbalanced data and how it affected the success of classification was examined. First, the raw data were analyzed with K-nearest neighbors classifier and KStar classifier. In this study, the analysis results of these five chapters are given in tables and comparatively. In this study, it has been seen that SMOTE oversampling method increase the classification success. In areas where unstable data such as educational data mining may exist, higher classification accuracy can be achieved with the help of different oversampling methods.
Tarih boyunca devletlerarası ilişkilerde diplomasi daima belirleyici bir unsur olmuştur. Savaşlar ve barışlar da diplomatik gelişmelerin seyrine göre neticelenmiştir. Bu bağlamda tarihte devletlerin varlık mücadelesi ve amaçları gibi hususları takip ve tespit etmenin en önemli aracı diplomatik vesikalardır. Günümüzde Ortadoğu olarak isimlendirilen bölgede hâkimiyet mücadelesi vermiş İlhanlılar ve Memlûkler Hazar'dan Nil'e Karadeniz'den Yemen'e geniş bir bölgenin kaderini bir dönem belirlemiş iki devlettir. İslâm dünyası Haçlı işgalleri ve Moğol istilâlarıyla sarsılırken gelişmeler Mısır ve Suriye'de hanedanın yönetmediği kuvvet ve kudret sahibi güçlü ve nüfuzlu emirlerin sultan olabildiği siyasi bir yapının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bir tarafta İlhanlılar Cengiz Han'ın varisi sıfatıyla tehdit ve korkutmaya dayalı geleneksel Moğol diplomasisini sürdürürken diğer tarafta Memlûkler Müslümanları himaye politikası temelinde hilafet kurumunu yeniden tesis ederek politika geliştirmişlerdir. Memlûkler orijinal siyasi yapılarıyla İlhanlılar karşısında başarılı savunma savaşları vererek diplomatik ilişkilerin seyri zamanla değişmiş ve düşmanca ilişkiler eşitlik esasına dayalı politik münâsebetleri doğurmuştur. Sonunda barış tesis edilmiştir. Çalışmamızda Memlûk-İlhanlı diplomatik ilişkilerinin değişen seyrini karşılıklı elçilik teatileri ve mektuplaşmalar temelinde ele alıp her iki devletin karşılıklı dış politikasını ortaya koymaya çalışacağız.
Askeri iktâ´ düzeni İslâm devlet geleneğinde bir çeşit toprak yönetim biçimidir. Orta Çağ Türk-İslâm devletlerinde toprağa bağlı ordu-devlet düzeninin tesisinde önemli bir unsurdur. Selçuklu veziri Nizâmülmülk idari iktâ´ düzenini devletin çıkarlarına uygun ıslah ederek askeri iktâ´ düzenine dönüştürür. Selçuklulardan Eyyûbîlere tevarüs eden bu düzen Memlûk devrinde devlet yapısı ile uyumlu gelişme gösterir. Doğrusu Selçuklu askeri iktâ´ düzeninin tam anlamıyla tatbiki Mısır’da Memlûk döneminde mümkün olmuştur. Makalemizde Orta Çağ Türk-İslâm devletlerinde uygulanan askeri iktâ´ düzenine dair şarkiyatçıların görüşlerinden bahsedip Selçuklu ve Memlûk devrinde düzenin işleyişi ve sonuçları üzerine değerlendirmeler ve bazı tespitlerde bulunacağız.
Ortaçağ Türk-İslam devletleri hanedanlar tarafından yönetilirken Memlûk Türk Devleti'nde farklı bir siyasi yapı karşımıza çıkar. Haçlıların işgali sonrasında Moğolların istilâsına maruz kalan Türk-İslam coğrafyasında XIII. yüzyılda yaşanan siyasi ve askeri gelişmeler güçlü ve nüfuzlu emirlerin Memlûk Türk Devleti'nde sultan olmasını sağlamış ve bu sultanlar Mısır, Suriye ve Hicaz bölgesini üç asra yakın yönetmişlerdir. Zaman zaman irsiyet bağlılığıyla sultanlar tahta otursalar da devlete hükmetmeleri hanedan mensubu olmalarından ziyade güçleri, nüfuzları ve idaredeki ustalıklarıyla alakalıdır. Devletin kuruluşundan sükûtuna değin (648-923/1250-1517) değişmeyen bu teamüller döneme ve bölgeye mahsus bir saltanat yapısını doğurmuştur. Çalışmamızda Memlûk Türk Devleti'nin saltanat yapısının şekillenme süreci olan ilk yüzyılında yaşanan saltanat değişiklikleri bağlamında devletin saltanat yapısını ortaya koymaya çalışacağız.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.