Akıllı telefonların fiziksel ve konumsal kısıtlamalar olmadan her zaman ve her yerde erişebilir olması ve aşırı kullanımı, bireyin mobil cihazına erişemediğinde yaşadığı endişeyi ifade eden nomofobi sorunun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Akıllı telefonların aşırı kullanımında sosyal ağ sitelerinin etkisi göz önünde bulundurulduğunda, nomofobinin gelişimden sosyal ağ sitelerinin rolünün olup olmamasının sorulması önemli hale gelmektedir. Bu kapsamda, sosyal ağ kullanım alışkanlıklarının nomofobi ile olan ilişkisinin ortaya çıkarılması bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini Türkiye'deki bir devlet üniversitesinin sağlık yüksekokulunda öğrenim gören toplam 430 lisans öğrencisi oluşturmuştur. Araştırmada öğrencilerin nomofobi düzeyini ve sosyal ağların kullanım amaçlarını ölçmek için Sosyal Ağların Kullanım Amaçları Ölçeği ve Nomofobi Ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre öğrencilerin yaşı, cinsiyeti ve gelir düzeyi ile sosyal ağların kullanım amaçları ve nomofobi ile ilişkisinin olmadığı tespit edilmiştir (p>0.05). Ayrıca akıllı telefon aracılığıyla interneti sınırsızca kullanma ve interneti kullanma süresi değişkenlerinin sosyal ağların kullanım amaçları ve nomofobi ile ilişkisi olduğu bulunmuştur (p<0.05). Son olarak, sosyal ağların kullanım amaçları ile nomofobi arasında zayıf düzeyde anlamlı ilişki olduğu tespit edilmiştir (p<0.05).
Bir kişilik özelliği olarak narsisizmin, çalışma hayatında çalışanların tutum ve davranışlarında olumlu ve olumsuz yansımaları görülebilmektedir. Bu kapsamda, narsist kişilik özelliğinin, çalışma hayatında görülen işkoliklik eğilimine olan etkisini araştırmak bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Araştırma verileri, 387 akademik personelden elde edilmiş olup, araştırmada Narsist Kişilik Envanteri (NKE) ölçeği ve Hollanda İş Bağımlılığı Ölçeği (DUWAS) kullanılmıştır. Elde edilen verilerin istatistiksel değerlendirmesinde açıklayıcı faktör analizi (AFA), Cronbach Alfa güvenirlilik analizi, Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA), Pearson Korelasyon analizi ve Yol Analizi kullanılmıştır. Yapılan analiz sonuçlarına göre, narsist kişilik özelliklerinin işkoliklik eğilimi üzerinde anlamlı bir etkisi olduğu tespit edilmiştir. Diğer taraftan, işkoliklik eğiliminin çok çalışma alt boyutu üzerinde, narsist kişilik özellikleri özgüven ve özgün olma alt boyutlarının pozitif yönde, otorite alt boyutunun ise negatif yönde anlamlı bir etkisi olduğu tespit edilmiştir. Narsist kişilik özellikleri kendini beğenme alt boyutunun hem çok çalışma hem de sorumluluk alt boyutları üzerinde pozitif yönde anlamlı bir etkisi olduğu görülmüştür.
In the study, it is aimed to examine the work engagement tendencies of academicians to work in terms of some demographic characteristic.In this context, it was investigated whether demographic characteristics differ in sub-dimensions of work engagement. The population of the research consists of academic staff working at İnönü University. The data in the study were collected using the "Utrecht Work Engagement Scale (UWES)" developed by Schaufeli et al. (2002). According to the results of the research, the vigor sub-dimension shows a significant difference in terms of age and professional experience. Similarly, it was determined that the subdimensions of vigor, dedication and absorption differ significantly in terms of marital status and academic title.
Bu çalışmanın amacı; yapay zekâ ve özellikle robotik sahasındaki gelişmelerin iş gücü tarafından nasıl değerlendirildiğinin anlaşılmasıdır. Bunun için tekstil sektörü çalışanlarına ulaşılmıştır. Çünkü tekstil sektörü yapay zekâ teknolojilerini yakından takip etmektedir. Nitel bir araştırma sürecinin uygulandığı bu çalışmada; 48 katılımcı ile birebir görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bulgulara göre araştırmaya katılan çalışanlar, yapay zekâ teknolojilerine yeterince hâkim değildirler; fakat bu teknolojilerin iş yaşamında kendilerine yararlar sağlayacağına da inanmaktadırlar. Öte yandan; üst düzeyindeki profesyoneller yapay zekâ ve robotik sahasındaki gelişmeler hakkında tedirginlik duymaktadırlar. Oysa bu profesyoneller bu teknolojilere karşı pozitif duygulara da sahiptirler. Diğer bir deyişle, çalışanlar olumlu yaklaşıma sahip olmakla birlikte, tedirginlik de duymaktadırlar. Araştırma sonuçları; çalışanların yapay zekâ teknolojilerine yeterince aşina olmadıklarını, kurumsal düzeyde yürütülecek multi-disipliner çalışmalarla bu teknolojilere karşı tanınırlığın geliştirilebileceğini ortaya koymuştur. Bu yöndeki değerlendirmeler, gelecek çalışmalar için yol göstericidir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.