Bu çalışmanın temel amacı, sığınmacıları ve mültecileri suç ve şiddetle ilişkilendiren söylemlerin Türkiye yazılı basınında nasıl inşa edildiğini ve yeniden üretildiğini anlamaya çalışmaktır. Bu çerçevede Laclau ve Mouffe'un söyleme ilişkin düşünceleri temel alınmıştır. Çalışma, nitel araştırma desenlerinden durum deseni çalışmasıdır. Verilerin toplanmasında amaçlı örneklem stratejilerinden ölçüt örneklem kullanılmıştır. Araştırmanın verilerini, 2010 ile 2020 yılları arasında Hürriyet (161 haber) ve Sözcü (115 haber) gazetelerinin internet haber portallarında yer alan yazılı haberler oluşturmaktadır. Veriler, içerik analizi tekniği ile ATLAS.ti nitel veri analiz programında analiz edilmiştir. Çalışmanın bulguları, Türkiye yazılı basınında suç ve şiddetle ilişkilendirilen sığınmacıların, medya tarafından kurulan söylemlerle yeniden "failleştirildiğini" göstermektedir. Bu söylemlerin inşasında sayısallaştırma, uyruğa dayalı temsil etme ve "kaçak" söylemi öne çıkmaktadır. Suçla ilişkilendirilen sığınmacılara yönelik "yakalandı", "yasak", "sınır dışı etme" ve "mülteci operasyonu" kullanımları ile "fail" söylemi yeniden üretilmektedir. Her iki gazetede sığınmacıları suça sürükleyen koşullar ele alınmamaktadır. Sonuç olarak sığınmacılar hakkında medyada inşa edilen ve yeniden üretilen söylemlerin, hem toplumdaki hegemonyanın sürdürülmesine katkı sağladığı hem de sığınmacıların düzene "tehdit" olarak görülmelerine sebep olduğu düşünülmektedir.
Bu çalışma son dönemin önemli düşünürlerinden Antonio Negri ve Michael Hardt'ın İmparatorluk, Çokluk ve Biopolitik üretim kavramlarına odaklanmaktadır. Çağdaş siyasal tartışmaların merkezindeki bu kavramlar yeni bir egemenlik biçimi olarak ele alınan İmparatorluk fikrinin düşünsel temellerini olduğu kadar çağdaş kapitalizmdeki ekonomik dönüşümü ve bu çağın yeni öznellik biçimini de tartışmaya açmaktadır. Negri ve Hardt'a göre İmparatorluk küresel uzamda işleyen bir ağ mantığı, egemenlik biçimi olarak ulus devletlerin siyasal sınırlarını aşan yeni bir egemenlik ve yönetimsel mantık olarak görülmektedir. Çokluk ise imparatorluğun iktidar ve komuta biçimlerine karşı kolektif ve müşterek bir toplumsal özne olarak ele alınmaktadır. Biopolitik üretim ise kapitalist üretimdeki maddi malların üretimini merkeze alan iş ve çalışma örgütlenmesini aşan duyguların, sembollerin, simgelerin, iletişimin ve işbirliğinin merkezinde olduğu hayatın üretimi olarak tarif edilmektedir. Bu üç kavram çağdaş dünyanın ekonomik, siyasal dönüşümünü anlamak açısından önemli bir çerçeve çizmektedir. Bu çalışma da üç kavramın sınırları dahilinde Negri ve Hardt düşüncesinin tartışmaya açtığı küresel değişimlerin doğasını anlamayı hedeflemektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.