Amaç: Hemşirelerin iş yükü algılarının ve tıbbi hataya olan eğilimlerinin belirlenmesi, hataların öngörülebilmesini ve gerekli yaklaşımların geliştirilmesini sağlayacaktır. Bu çalışma, cerrahi hemşirelerinin iş yükü algıları ile tıbbı hataya eğilimleri arasındaki ilişkinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı tipteki çalışmaya, Türkiye'nin iki farklı bölgesinde yer alan iki devlet hastanesindeki 139 cerrahi hemşiresi dahil edilmiştir. Verilerin toplanmasında Tanımlayıcı Form, Bireysel İş Yükü Algısı Ölçeği, Tıbbi Hataya Eğilim Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde Statistical Package for Social Sciences (SPSS) 23 kullanılmıştır. Verilerin normal dağlımı Shapiro-Wilk testi ile değerlendirilmiştir. Sayı, yüzde, Mann-Whitney U, Kruskal Wallis ve Spearman Correlation analizi kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan hemşirelerin yaş ortalamaları 34.78±7.79 olup, %62.6'sı meslek hayatları boyunca tıbbi hata ile karşılaşmıştır. Çalışmamızda, hemşirelerin tıbbi hataya eğilimleri düşük (232.81±17.95), bireysel iş yükü algıları (100.30±12.79) olumlu olarak belirlenmiştir. Hemşirelerin bireysel iş yükü algılarının, tıbbi hataya eğilime yol açan tüm boyutlarla ilişkili olduğu saptanmış olup (p<0.05), özellikle meslektaş ve birim desteği boyutlarının, tıbbi hataları önlemede etkili olabileceği ortaya konmuştur. Yönetici pozisyonunda olan bireylerin de tıbbi hataya eğilimi azaltma yönünde etkilerinin olacağı saptanmıştır. Hemşirelerin iş memnuniyeti ve bulundukları birim/pozisyonda kalma niyetleri azaldıkça tıbbi hataya olan eğilim artmaktadır. Sonuç: Hemşirelerin çoğunluğu tıbbi hata ile karşılaşmışlardır. Hemşirelerin bireysel iş yükü algıları ile tıbbi hataya eğilimleri arasında çok boyutlu bir ilişki olduğu saptanmıştır. Sistem kaynaklı problemlerin çözülmesi, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, hemşirelerin görevleri dışında işleri yapmalarının önlenmesinin iş yükü algıları ile birlikte tıbbi hataya olan eğilimlerini de azaltabilir.
Araştırma, cerrahi dersi alan hemşirelik öğrencilerinin kendi kendine öğrenmeye hazır oluş, klinik karar verme ve yansıtıcı düşünme düzeylerinin incelenmesi amacı ile yapılmıştır. Araştırma Ege bölgesinde bir üniversitede "Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği" dersi alan 141 öğrenci ile gerçekleştirildi. Veriler; Tanıtıcı Özellikler Formu,
Amaç: Bu araştırma, cerrahi girişim geçiren hastaların beslenme durumlarının ağrı ve mobilizasyona etkisinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Kesitsel tipte bu çalışma Türkiye ‘nin batısında bir Üniversite Hastanesinin cerrahi kliniklerinde Ocak-Kasım 2021 tarihleri arasında 252 hasta ile gerçekleştirilmiştir. Veriler, Veri Toplama Formu, Nütrisyonel Risk Tarama Formu (NRS-2002), Kısa Ağrı Envanteri (KAE) ile toplanmıştır. Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 59,28±14,73, aç kalma süre ortalamaları ameliyat öncesi 8,72±3,18, ameliyat sonrası 9,35±9,24 olarak saptandı. Hastaların mobilizasyon zamanı ortalamaları 15,18±9,58 saat, ağrı puan ortalamaları 4,77±1,44’ tü. Hastaların % 34,5’inde(n=87) beslenme yetersizliği riski olmasına rağmen %8,2’i (n=21) beslenme desteği almaktaydı. Hastaların NRS puanları ile ameliyat öncesi açlık süresi, ameliyat sonrası oral alım süresi ve ilk mobilizasyon zamanı arasında pozitif yönde, istatistiksel olarak anlamlı ilişki tespit edilmiştir (p
Resumo Objetivo O estudo foi realizado para revelar vivências de adolescentes e suas famílias a curto prazo após a cirurgia para correção de escoliose. Métodos Este estudo teve um delineamento descritivo qualitativo, e os dados foram coletados de adolescentes com história de cirurgia para correção de escoliose (n=17) e seus familiares (n=9), através de entrevistas em profundidade. Os dados assim obtidos foram analisados usando análise de conteúdo. Resultados Surgiram cinco temas principais: queixas físicas, ambiente desconhecido (centro cirúrgico e unidade de terapia intensiva), mudanças emocionais, querendo que seus pais fiquem com eles e preocupações com o futuro. Tanto os adolescentes como seus familiares relataram que os adolescentes experimentaram não só problemas físicos e emocionais mas também preocupações com o futuro após a cirurgia. Conclusão Os enfermeiros devem ficar junto com os adolescentes e suas famílias e permitir que eles expressem seus sentimentos antes da cirurgia. É importante informá-los antes da cirurgia para aliviar sua ansiedade e melhorar a adaptação. Criar um ambiente adequado em salas de recuperação e unidades de terapia intensiva, onde os adolescentes podem frequentemente ver seus pais, pode ajudá-los a ter um psiquismo melhor. Além disso, programas educacionais devem ser propostos para serem oferecidos no momento da alta e métodos interativos devem ser usados para permitir que eles compartilhem seus pensamentos sobre o futuro.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.