Amaç-Eğitim yarının dünyasını şekillendirecek ve geleceğin zorluklarıyla baş etmede faydalanılabilecek en etkili araçlardan biridir. Aynı zamanda eğitim sürdürülebilirliğe yönelik tutumsal değişimi başlatmada önemli bir role sahiptir. Diğer okullar gibi özel okullar da doğal çevre üzerindeki baskıyı azaltmada ve çevresel sürdürülebilirliği başarmada temel bir rol üstlenirler. Özel okulların öğretmenlerinden çevreyi olumlu etkileyecek veya çevreye yönelik olumsuz etkisini azaltacak yeşil davranışları rol model olma bilinciyle geliştirmeleri ve öğrencilerini etkilemeleri beklenir. Bu çalışmanın amacı özel okul öğretmenlerini yeşil örgütsel davranışları gerçekleştirmeye iten güdüleri tespit etmektir. Yöntem-Araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmış ve iki ayrı ilde faaliyet gösteren üç farklı özel okulda görev yapan 20 öğretmen ile nitel görüşmeler yapılmıştır. Katılımcıların belirlenmesinde kartopu örneklem yöntemi kullanılmış, görüşmeler yüz yüze yapılmış ve görüşmelerin analizinde Maxqda 2018 nitel veri analiz programı tercih edilmiştir. Bulgular-Araştırmanın sonucunda, dört temada toplanabilen güdülerin (izlenim yönetimi güdüleri, yeşil güdüler, prososyal güdüler ve örgütsel vatandaşlık güdüleri) öğretmenleri yeşil örgütsel davranışa yönlendirdiği bulunmuştur. Tartışma-Öğretmenler izlenim yönetimi güdüleri kapsamında ekseriyetle öğrencileri üzerinde "örnek davranışlar sergileme" taktiği biçiminde, veliler üzerinde ise "kendini sevdirme" taktiği biçiminde yeşil örgütsel davranışları sergilemişlerdir. Ayrıca, çevresel sürdürülebilirlik kaygılarının yeşil güdü olarak, toplumsal ve sosyal fayda sağlamanın prososyal güdü olarak yeşil örgütsel davranışları etkilediği bulunmuştur. Bazı öğretmenlerce yeşil davranışlar sergilemenin örgütsel vatandaşlık davranışı olarak algılandığı sonucuna ulaşılmıştır.
Amaç -Covid-19 salgının ilk başladığı günden bugüne kadar, çok sayıda insana hastalık bulaşmış ve hayatını kaybetmiştir. Bu süreçte en fazla iş yükünü, hemşirelerin de aralarında bulunduğu sağlık çalışanları çekmiştir. Buna bağlı olarak sağlık çalışanları, fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak oldukça fazla etkilenmiştir. Bu araştırmanın amacı, Covid-19 salgını dönemindeki işten ayrılma niyetlerinin iş performansları üzerinde etkisinin ve bu etkide tükenmişliğin düzenleyici rolünün olup olmadığının belirlenmesidir. Yöntem -Araştırma, TR61 bölgesinde (Antalya, Isparta, Burdur) yer alan kamu hastanelerinde çalışan hemşireler üzerinde yapılmıştır. Araştırmaya 571 hemşire katılmıştır. Araştırmada, “İşten Ayrılma Niyeti Ölçeği”, “İş Performansı Ölçeği” ve “Covid-19 Tükenmişliği Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmanın hipotezleri SPSS Process Makrosu kullanılarak test edilmiştir. Bulgular -Yapılan analiz bulgularına göre, işten ayrılma niyetinin iş performansı üzerindeki olumsuz etkisinin Covid-19 tükenmişliği tarafından düzenlendiği sonucu elde edilmiştir. Tartışma -Bu sonuç, hemşirelerin Covid-19’a bağlı yaşadıkları tükenmişlik hissinin yüksek olduğu durumda, orta ve düşük olduğu duruma nazaran, işten ayrılma niyetinin iş performansı üzerindeki olumsuz etkisi daha da fazla hissettiklerini göstermektedir.
Örgüt üyelerinin gerçekleştirdiği bazı davranışlar ahlaka uygun olmamakla birlikte, örgütün imajını, amaçlarını, çıkarını korumak veya desteklemek amacıyla yapılabilmektedir. Örgüt yararına ahlaki olmayan dacranışlar olarak adlandırılan bu davranışların son yıllarda örgütsel davranış yazınında çalışılmaya başlandığı görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, örgüt yararına ahlaki olmayan davranışların kurum içindeki uygulamalarını ve bununla ilgili çalışan deneyimlerini ortaya koymaktır. Çalışmada, nitel araştırma yöntemi kullanılmış olup, banka çalışanlarının örgüt yararına ahlaki olmayan davranışları gerçekleştirme niyetlerine değil, davranışlarına odaklanılmıştır. Katılımcılar amaçlı örneklem yöntemine göre, üç farklı bankanın 9 çalışanından oluşmuştur. Veriler yarı yapılandırılmış görüşme formları ile toplanmıştır. Çalışmada, gerçekleştirilen örgüt yararına ahlaki olmayan davranışların neler olduğu, davranışın gerçekleşmesine neden olan bağlamsal, durumsal ve bireysel faktörlerin ve bu davranışların algılanan muhtemel sonuçlarının neler olabileceği sorularına cevap aranmıştır. Buna göre, örgüt yararına ahlaki olmayan davranışların daha çok bankacılık işlem maliyetleriyle ilgili konularda gerçekleştirildiği ve bu davranışların müşterinin özelliklerine ve işlemin özelliklerine göre farklı şekillerde olabileceği tespit edilmiştir. Çalışmada elde edilen diğer bir bulgu ise, örgüt yararına ahlaki olmayan davranışların, çalışanlar arasında gizli etik kuralları haline gelmiş olduğudur.
Bireysel emeklilik sistemi, bireylerin emeklilik dönemlerinde ek bir kazanç elde etmelerini sağlayarak bireylerin emeklilik dönemlerini refah içinde geçirmelerine destek olmaktadır. Bireysel emeklilik sistemi uygulandığı ülkelerde, hem sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcısı olarak hem de uzun vadeli yatırım fonları olarak ekonomiye katkı sağlamaktadır. Sistemde toplanan fonlar ise emeklilik branşında faaliyet göstermek üzere özel portföy yönetim şirketleri tarafından yönetilmektedir. Bu çalışmanın amacı ise ülkemizde faaliyet gösteren bireysel emeklilik şirketlerinin performansını Çok Kriterli Karar Verme yöntemlerinden ARAS ve COPRAS yöntemleri ile karşılaştırmalı olarak değerlendirmesini yapmaktır. Bireysel emeklilik şirketlerinin performans analizi için kriterler belirlenmiştir ve kriterlerin ağırlıkları entropi yöntemi ile hesaplanarak çözüme dâhil edilmiştir. Analiz sonucunda bireysel emeklilik şirketlerinin performans sıralaması yapılmıştır ve sonuç olarak her iki yöntemde sıralama aynı olarak bulunmuştur.
ÖzMizahın insanın mutluluğuna ve refahına olumlu etkilerinin olduğu uzun zamandır bilinmektedir. Birçok disiplin tarafından araştırma konusu yapılan mizah, son zamanlarda örgütsel davranışlar alanında çalışan araştırmacıların da dikkatini çekmiş ve iş yerinde mizah çalışma konusu yapılmaya başlanmıştır. Bu çalışma banka çalışanlarının iş yerinde mizah algılarını metaforlar aracılığıyla sunmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla 36 banka çalışanından elde edilen verilerin tümevarımsal içerik analizi sonucunda iş yerinde mizah ile ilgili farklı bakış açıları belirlenmiştir. Buna göre, sağlık çağrışımı yapan ilaç ve doktor metaforlarının sıklıkla kullanıldığı, mizahın iş yerinde iyileştirici, tedavi edici gücü olan bir örgütsel unsur olarak algılandığı görülmüştür. Bunun yan ısıra, yine sıklıkla ifade edilen ve doğa çağrışımı yapan, güneş, hayat, gökkuşağı gibi metaforlar ve besin çağrışımı yapan, tuz, tatlı, et gibi metaforlar, iş yerinde mizahın örgüt üyesinin yaşamını sürdürebilmesi için zorunlu bir ihtiyaç olarak algılandığını göstermiştir. Üretilen bu metaforlar için sunulan gerekçeler ve metaforların mantıksal dayanakları ise mizah kuramları kapsamında değerlendirilerek mizahın çoğunlukla Rahatlama kuramı bağlamında algılandığı, bunun yanı sıra Uyumsuzluk kuramını çağrıştıran dayanakların da olduğu tespit edilmiştir. Çalışma grubundan elde edilen veriler içinde Üstünlük kuramını ifade eden metafor gerekçesi ve dayanağı betimlenmemiştir. AbstractIt has long been known that humor has positive effects on human happiness and well-being. The humor, which has been the subject of research by many disciplines, has also recently attracted the attention of researchers working in the field of organizational behavior and the humor in the workplace has come into use of subject of research. This study aims to present the humor perception of the employees in the workplace via metaphors. For this purpose, as a result of the inductive content analysis of the data obtained from 36 bank employees, different perspectives on humor in the workplace were determined. According to this, it has been seen that drugs and doctor metaphors which are associated with health are frequently used and humor is perceived as an organizational element with healing and therapeutic power in the workplace. In addition, metaphors such as sun, life, rainbow, which are often expressed and associated with nature connotations, and metaphors which make nutrient connotations such as salt, sweet and meat, have shown that humor is perceived as a necessary necessity for the survival of the organization member at work. The rationales of the metaphors produced and the logical basis of these metaphors were evaluated within the context of humor theories and it was found that humor was mostly perceived in the context of Relief theory, and that there were also foundations that evoke the theory of Incongruity. In the data obtained from the study group, the rationale and the basis of the metaphor expressing the theory of Superiority were not described.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.