Öz Ölçek uyarlama veya geliştirme çalışmalarında Açımlayıcı ve Doğrulayıcı Faktör Analizlerinin kullanımında farklılıklar oluşmaktadır. Faktör analizlerinin kullanım sırası sonuçların değişmesine sebep olabilir. Ayrıca, faklı doğrulayıcı faktör analizi modelleri aynı veriye uyum sağlayabilir. Bu çalışmada suni olarak oluşturulmuş veri setleri üç farklı modele göre test edilmiştir. Sonuçlar göre veri setlerinin %64'ü her üç modele göre de uyum göstermektedir. Bunun yanı sıra bir veri seti doğrulayıcı ve açımlayıcı faktör analizine tabi tutulmuştur. Sonuçlar göstermiştir ki, sadece doğrulayıcı faktör analizi kullanılması en iyi uyum gösteren modelin belirlenmesinde yetersiz kalmıştır. Anahtar Kelimeler: Ölçek uyarlama, ölçek geliştirme, doğrulayıcı faktör analizi, açımlayıcı faktör analizi GİRİŞ Ölçek uyarlama veya geliştirme süreçlerinde Açımlayıcı Faktör Analizi (AFA) ve Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) teknikleri yaygın olarak kullanılmaktadır. Ölçek maddeleri arasında tespit edilmiş bir ilişki bilinmiyorsa AFA, test edilmiş bir ilişki, belirlenmiş faktörler ve bunların altında toplanmış maddeler tespit edilmişse DFA yapılması önerilmektedir (Bandalos & Finney, 2010; Büyüköztürk, 2002; Kline, 2011). Yeni geliştirilen bir ölçekte bu mantıksal sıralamaya önem verilirken başka bir dilden uyarlanan bir ölçek için kullanılan teknikler ve bunların kullanım sıralaması uygulamadan uygulamaya farklık göstermektedir. Güvendir ve Özkan (2015) Türkiye'de 2006 ile 2014 yılları arasında yapılan ölçek uyarlama ve geliştirme çalışmalarını birçok açıdan incelemişlerdir. Bunların arasında AFA ve DFA kullanımları da vardır. Bu araştırmanın sonuçlarına göre, toplam 26 ölçek geliştirme çalışmasından 25'inde AFA ve 16'sında DFA kullanılmıştır. Diğer yandan, uyarlama niteliğindeki 33 çalışmadan 22'si AFA ile analize başlamışken 11 tanesi DFA ile analize başlamıştır. Bir ölçek için oluşturulan maddelerin nasıl şekilleneceği az ya da çok alan uzmanı tarafından tahmin edilse dahi var olan yapının tam olarak ne olduğu, kaç gizil değişken (faktör) olduğu ve hangi maddelerin hangi faktörlere yüklendiği istatistiksel bir teknikle belirlenir. Böylece, maddelerden hangilerinin işe yaradığı (varyasyon açıklayıp açıklamadığı) kolaylıkla belirlenebilmektedir. Dolayısıyla, bir ölçek geliştirme işleminde öncelikle var olan gizil yapıyı ortaya koymada kullanılan AFA yöntemi kullanılır (Brown, 2006; Schumacker & Lomax, 2010). Nitekim Türkiye'de yapılan çalışmalardan %96'sında AFA kullanılmıştır (Güvendir & Özkan, 2015). Ölçek geliştirme işleminde AFA yapılan veri setinden farklı bir veri seti kullanılarak DFA yapılmalıdır (Schumacker ve Lomax, 2010). Böylece, AFA sonucunda bulunan yapının geçerliliği farklı bir veri seti kullanılarak DFA yardımıyla gösterilmiş olur. Burada kullanılacak olan veri setinin oluşturulmasında iki farklı durumdan bahsedilebilir. İlk olarak, hem AFA hem de DFA yapmak için yeterli sayıda örneklem tek bir seferde toplandıktan sonra bunlardan bir miktarı (örneğin %50) rastgele seçilerek AFA için, kalan kısım ise DFA için kullan...
Checking the normality assumption is necessary to decide whether a parametric or non-parametric test needs to be used. Different ways are suggested in literature to use for checking normality. Skewness and kurtosis values are one of them. However, there is no consensus which values indicated a normal distribution. Therefore, the effects of different criteria in terms of skewness values were simulated in this study. Specifically, the results of t-test and U-test are compared under different skewness values. The results showed that t-test and U-test give different results when the data showed skewness. Based on the results, using skewness values alone to decide about normality of a dataset may not be enough. Therefore, the use of non-parametric tests might be inevitable.
Item parceling procedure may be applied to alleviate some difficulties in analysis with missing data and/or nonnormal data in structural equation modeling. A simulation study was conducted to investigate how item parceling behaves under various conditions in structural equation model with missing and nonnormal distributed data. Design factors included missing mechanism, percentage of missingness, distribution of item data, and sample size. Results showed that analysis conducted at the parcel level yielded lower model rejection rates than analysis based on the individual items, and the patterns were consistent across missing mechanism, percentage of missing, and distribution of item data. In addition, parcel-level analyses resulted in comparable parameter estimates to item-level analyses.
This study examined the mediating effects of relationship satisfaction, prayer for a partner, and morbidity in the relationship between attachment and loneliness, infidelity and loneliness, and psychological morbidity and loneliness, in college students involved in a romantic relationship. Participants were students in an introductory course on family development. This study examined only students (n = 345) who were involved in a romantic relationship. The average age of participants was 19.46 (SD = 1.92) and 25 % were males.
This study examined (a) how Turkish children and adolescents define forgiveness, (b) the association between self-reported forgiveness and the concepts participants hold and (c) the association between self-reported forgiveness and age. Three hundred and sixty-seven Turkish children in primary (N = 220) and secondary schools (N = 147) were involved in the study. Participants were asked to define forgiveness, and the study used the Enright Forgiveness Inventory for Children (EFI-C). Participants' conceptions of forgiveness were categorised into four groups: conditional forgiveness, reconciliation, ignoring the hurtful event and affective reactions. Half of all the participants in the study were found to be in the conditional forgiveness category. Turkish children were found to be mostly in the category of conditional forgiveness, reconciliation and affective reactions compared with adolescents. Adolescents were mainly found to be in the ignoring the hurtful event category. The highest self-reported forgiveness mean was in the affective reactions category. Participants were commonly offended by friends, siblings, teachers and fathers. No correlation was found between self-reported forgiveness and age. The present results expand the literature of forgiveness by presenting evidence that Turkish children's and adolescents' understanding of forgiveness moderately relates to theoretical definitions.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.