Ö ÖZ ZE ET T β-alanin; karaciğerde sentezlenen, esansiyel olmayan bir aminoasittir ve besinsel kaynakları kımızı et, tavuk ve hindi etidir. Yüksek yoğunluklu egzersiz sırasında H+ (hidrojen) iyonlarını tamponlamaya önemli katkıda bulunan karnozinin substratıdır. Bu nedenle β-alanin takviyesiyle artırılan kas karnozin seviyesinin kas tamponlama kapasitesinde dolayısıyla da yorgunluğun geciktirilmesinde rol oynayabileceği düşünülmektedir. Ek olarak, β-alaninin vücut kütlesi üzerinde değişime neden olabileceği bilinmektedir. Çalışmalar, hedefleri kas hipertrofisini artırmak olan bireyler için β-alanin takviyesiyle yüksek yoğunluklu antrenmanlarda ek fayda sağlanabileceği ve yüksek yoğunluklu egzersiz sırasında yorgunluğu geciktirerek vücut yağının azaltılmasında pozitif etkileri olabileceğini göstermektedir. β-alanin takviyesinin diğer ergojenik yardımcılarla kombinasyon hâlinde, takviyelerin birlikte kullanıldığı egzersiz performansına sinerjik etkisininin incelendiği çalışmalar da bulunmaktadır. Bu çalışmaların sonucunda, sodyum bikarbonat anaerobik metabolizma süresince biriken asitleri nötralize etmektedir ve kısa süreli yoğun aktivite içeren sporlarda egzersiz öncesi sodyum bikarbonat tüketiminin yorulmayı geciktirerek performansı artırdığı bulunmuştur. Özetle; yüksek yoğunluklu aktivitelerde amacı kuvveti artırmaktan çok, daha uzun süre devam ettirmek olan β-alanin takviyesinin spor performansını artırabileceği düşünülmektedir. Bu çalışmada, β-alaninin arkasındaki etki mekanizmalarının altında yatan fizyolojiye genel bir bakış sağlayacak doz şemalarının, yan etkilerinin, β-alaninin kreatin veya sodyum bikarbonatla (NaHCO 3 ) birlikte kullanımını ve βalanin takviyesinin etkinliği hakkında yapılmış çalışmaların incelenmesi amaçlanmıştır. β-alaninin vücut kütlesi değişiklikleri üzerindeki etkisi veya aerobik kapasitedeki değişiklikleri uyarabilme etkisi de tartışılmıştır.A An na ah h t ta ar r K Ke e l li i m me e l le er r: : β-alanin takviyesi; egzersiz; performans, ergojenik A AB BS S T TR RA AC CT T β-alanine is a nonessential amino acid that is synthesized in the liver and the nutritional sources are red meat, chicken and turkey. It is the substrate of carnosine, which is an important contributor to buffering H + (hydrogen) ions during high intensity exercise. ß-alanine is fast becoming a popular ergogenic aid to improve sports performance. In addition, it is known that the ß-alanine can change body mass. Studies show that ß-alanine supplementation can provide additional benefits in high intensity training and can have positive effects on body fat reduction by delaying fatigue during high intensity exercise for individuals who aim to increase muscle hypertrophy. There are also studies of the synergistic effect of ß-alanine supplementation on exercise performance in combination with other ergogenic supplements in combination. As a result of these studies, sodium bicarbonate supplementation neutralize the acids that accumulate during anaerobic metabolism and it has been found that consumption of sodium bicarbo...
Ö ÖZ ZE ET T Migren normal duyusal olayların anormal beyin işlemesi nedeniyle sinir sisteminin aşırı duyarlı olması sonucu oluşan poligenetik bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yaşam şartlarını etkileyen en engelleyici kronik hastalıklarından biri olarak migreni görmektedir. Beslenme, hormonal ve çevresel faktörler duyarlı bireylerde migreni tetikleyebilir. Stres, hormonal değişiklikler, psikolojik yönler, yorgunluk, uyku süresinde dengesizlikler, ilaçlar ve tütün kullanımı, kokulara hassasiyet, egzersiz, ışık, iklim değişikliği ve yüksek rakım migreni artıran faktörlerdir. Migren ve beslenme arasında karmaşık bir ilişki mevcuttur. Besinsel tetikleyici faktörler halen tartışmalı bir konudur ve değerlendirilmesi bireysel farklılıklar nedeniyle oldukça zordur. Genel olarak açlık veya öğün atlama ciddi bir tetikleyici olmakla beraber çikolata, kırmızı şarap, peynir, kafein, monosodyum glutamat (MSG), nitrit ve aspartam önemli tetikleyiciler olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılan yeni çalışmalarda migren tedavisinde ek olarak magnezyum, riboflavin, koenzim Q10 gibi bazı fonksiyonel besinlerin kullanımının migren ataklarının sıklığını, şiddetini ve süresini azaltıla-bileceği bulunmuştur. Migrenin alerji ile ilişkili olduğu düşünülerek, alerji oluşturan besinlerin diyetten çıkarılmasını kapsayan eliminasyon diyetleri gündeme gelmiştir. Beden Kitle İndeksi (BKİ) ve migren özellikleri arasındaki ilişki çelişkili olmasına rağmen çok zayıf ve kilolu olmanın migren nöbetlerini tetikleyebileceğini gösteren bazı çalışmalar mevcuttur. Bu çalışmanın amacı, yapılmış güncel çalışmalar ışığında migreni tetikleyen besinler ve bu besinler ile migren nöbetlerinin şiddeti, yoğunluğu ve süresi arasındaki ilişkileri incelemektir.A An na ah h t ta ar r K Ke e l li i m me e l le er r: : Migren hastalığı; beslenme tedavisi
Ö ÖZ ZE ET T Dünya nüfusunun gittikçe yaşlanmasına bağlı olarak demans ve Alzheimer hastalığı gibi kognitif fonksiyonların azalmasıyla ilişkili hastalıkların sıklığı yükselmekte ve bu hastalıklara sahip kişilerin bakımı, ekonomik ve sosyal yükü artırmaktadır. Günümüzde bu hastalıkların oluşmasını geciktirmek veya prognozunu yavaşlatmak için preklinik aşamalarda alınacak tedbirler önem kazanmaktadır. Bu hastalıkların etiyolojisi tam olarak bilinmemekle beraber kabul gören, kesinleşmiş risk faktörleri yaş, kadın cinsiyet ve aile öyküsüdür. Kognitif fonksiyonlarda azalma çeşitli vaskü-ler risk faktörleriyle ilişkilidir, buradan yola çıkılarak beslenmenin rolünü araştırmaya yönelik birçok çalışma yapılmıştır. Özellikle hastalığın önlenmesinde ya da başlamasının ertelenmesinde diyet önemli bir faktördür. Mevcut derlemenin amacı Akdeniz diyetine uyumun kognitif fonksiyonlardaki gerilemeyi geciktirmeye ya da önlemeye yönelik etkilerini araştırmaktır. Akdeniz diyetinin kognitif fonksiyonlardaki azalmaya bağlı hastalıklarda ve bunlardan kaynaklanan ölümlerde azalma sağladığı görülmüştür. Akdeniz diyeti özel bir diyet modeli olmayıp, Akdeniz'e kıyısı olan ülkele-rin geleneksel beslenme biçimidir. Bu beslenme biçimi yüksek meyve, sebze, tahıl ve kurubaklagil ile düşük doymuş yağ, kırmızı et ve et ürünleri, orta düzeyde balık ve alkol (özellikle şarap), düşük-orta düzeyde süt ürünleri tüketimi ile karakterize, çoklu besin ögesi alımı sağlayan en sağlıklı beslenme modellerindendir. Akdeniz diyeti bileşenlerinin sağlığı koruyucu etkisine dair tutarlı kanıtlar mevcuttur ve bu durum besin ögelerinin interaktif ve sinerjik kombinasyonlarından kaynaklanmaktadır. Bu açıdan sağlık üzerine etkisinin değerlendirilmesi için tek bir besin ögesinin etkisi yerine, besinlerin bir arada tüketildiğindeki etkileri değerlendirilmelidir. Son yıllarda bir çok araştırmada Akdeniz diyetine uyumun kognitif fonksiyonlarda gerilemeyi azalttığı gösterilse de net sonuçların ortaya konulması gerekmektedir.A An na ah ht ta ar r K Ke el li im me el le er r: : Akdeniz diyeti; kognitif disfonksiyon; demans; alzheimer hastalığı A AB BS ST TR RA AC CT T Due to the aging of the world population, the incidence of diseases related to the decline of cognitive functions, such as dementia and Alzheimer's disease, is rising and the care of people with these diseases increases the economic and social burden. Decreases in cognitive function are related to various vascular risk factors, and many studies have been conducted to investigate the role of nutrition from there. Diet is an important factor, especially when the disease is prevented or delayed. The aim of the present review is to investigate the effects of adaptation to the Mediterranean diet on delaying or preventing regression in cognitive functions. The Mediterranean diet is not a special diet model, but a traditional diet of countries that are coastal to the Mediterranean Sea. This type of diet is characterized by high fruit, vegetables, grain and legumes and low saturated fat, red meat and meat products, m...
Introduction: Deficiencies of some micronutrients have been observed in chronic fatigue syndrome patients, but the underlying cause has not been fully understood. The aim of this study was to investigate whether there is a relationship between CFS and micronutrients. Methods: Related articles searched the combinations of the following terms which were used for the search in the Web of Science database: “Chronic Fatigue Syndrome” OR “Chronic Fatigue-Fibromyalgia Syndrome” OR “Postviral Fatigue Syndrome” AND “vitamins” OR “minerals” OR “micronutrients”. Articles that met the inclusion criteria were included. Results: The initial search resulted in 225 studies, with 11 studies fully meeting the inclusion criteria. In these studies, it has been shown that micronutrients may play a role in the etiology of CFS, and that supplemented micronutrients can positively affect the symptoms of CFS. Conclusion: Although there seems to be a close relationship between CFS-related syndromes and nutritional status, the literature on this subject remains limited. The results of the studies were not compatible with each other due to differences in the studies. Therefore, new studies are needed to fully explain the relationship between CFS and micronutrients.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.