The intervention study presented in this paper explored pre-service science teachers' (PSSTs) understanding of scientific inquiry (SI) and scientific practices (SPs) during a laboratory application in science education course. Thirty-nine secondary school PSSTs, who study in the Science Education Department in a public university in Turkey, enrolled in a 14-week-long course and volunteered to participate in the study. The participants were exposed to a method is called the 4-phase implementation that includes laboratory-based inquiry activities addressing SI and SPs and they completed microteaching presentations. Their understanding of SI and SPs was examined through the course period. The main data sources included Views about Scientific Inquiry (VASI) Instrument and concept maps were used to track the changes in these understandings. The findings indicated that PSSTs had inadequate understanding of inquiry on some aspects even after the treatment. Yet, the method had positive impact in PSSTs' understanding inquiry especially in terms of facilitating the comprehension that scientific investigations begin with questions, there is no single method in investigations, and explanations are derived from collected data. The concept maps created by some of the participants also supported these results and revealed a more coherent and holistic understanding of SPs by integrating both epistemic and social components into their maps. However, PSSTs did not seem to have totally understood other aspects of inquiry including the inquiry procedures, the research conclusions, and the difference between data and evidence. Further implications are critically discussed in terms of designing future laboratory applications for science education courses.

Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA), Yetişkin Becerileri Araştırması (PIAAC), Uluslararası Matematik ve Fen Bilimleri Eğilimi Araştırması (TIMSS) gibi geniş ölçekli testler, birincil amacı olan ölçme, değerlendirme ve gelişimi izlemenin yanı sıra, ülkelerin eğitim politikalarını belirleyici anahtar bir rol de üstlenmektedir. Makro boyutta politika değişikleriyle milyonlarca paydaşı etkileme potansiyeline sahip olan geniş ölçekli test verilerinin bilimsel olarak doğru istatistiksel yöntem ve tekniklerle analiz edilmesi büyük önem arz etmektedir. Çok sayıda değişken içeren ve kendine has özellikleri olan bu verilerin analizi uzmanlık gerektirmektedir. Bu araştırma geniş ölçekli test verilerinin analizinde dikkat edilmesi gereken noktaları açıklayarak ilgili analiz kodlarına yer vermektedir. Türkiye'de bu verilerin nasıl analiz edileceği konusunda sistematik olarak açılan ders neredeyse yoktur. Sınırlı sayıda yapılan çalıştayların da ulaşabildiği araştırmacı sayısı azdır. Bu sınırlılıkları aşabilmek için bu çalışmanın amacı hem olası değerler ve örneklem ağırlıkları hakkında farkındalık yaratarak araştırmacıları doğru analiz yöntemlerini araştırmaya ve kullanmaya yönlendirmek, hem de temel analizleri örneklendirerek araştırmacılara yol göstermektir. Elde edilen sonuçlar göstermektedir ki, örneklem ağırlıkları ve olası değerler doğru yöntemlerle kullanılmadığında hatalı sonuçlar elde edilebilmektedir. Standart hataların farklı kestirilmesinden kaynaklı olarak anlamlılık değerleri etkilenmektedir. Bu çalışmada IDB Analyzer kullanılarak t-testi ve çoklu regresyon, Mplus kullanılarak çok düzeyli regresyon analizi yapılmıştır.

No abstract

The world has been fighting with the novel COVID-19 pandemic, which has scientific, societal, and ethical components, and thus it can be classified as one of the most challenging socio-scientific issues (SSI) of our era. The pandemic required individuals to make decisions on a variety of issues, and these decision-making processes are highly related to informal reasoning and individuals' scientific literacy (SL). Thus, this paper aims to investigate the N = 26 pre-service biology teachers' informal reasoning and decision-making modes within the real-time and dynamic COVID-19 pandemic context. The present study revealed that most of the participants made rationalistic based decisions about COVID-19 and social isolation. Moral-based decision-making, which is second-highest frequency among all decision-making modes, is also specific to COVID-19 and social isolation. Furthermore, the participants utilized different arguments while self-reasoning on the issue and convincing someone of their ideas about social isolation and COVID-19.

Bilimsel sorgulama (BS), bilim okuryazarı öğrencilerin hedefine ulaşmada en önemli bileşenlerden birisidir. Öğretim programında 'anlayış' ve 'beceri' olarak farklı ifade edilmiş olsa da BS hakkında bilinçli düzeyde görüşlere sahip olan öğrencilerin bu konudaki becerilerinin de daha fazla gelişeceği açıktır. Sorgulama becerilerinin ve anlayışının geliştirilmesi, sorgulamaya dayalı stratejilerin ve sınıf içi uygulamalarının dikkatli bir şekilde planlanmasını ve uygulanmasını gerektirir. Ancak, sorgulamaya dayalı stratejileri planlama ve uygulama öncesinde, uygulamaların kalitesini ve içeriğini planlama adına öğrencilerin bu konudaki hazırbulunuşluluklarını ve görüşlerini inceleyen betimleyici çalışmalara ihtiyaç vardır. Bu nedenle bu çalışmanın amacı, sosyo ekonomik düzeyleri farklı beş okulda öğrenim gören toplam n = 599 5, 6 ve 7. sınıf öğrencilerinin bilimsel sorgulama hakkındaki görüşlerinin betimsel olarak ortaya konulmasıdır. Çalışmanın birincil veri kaynağı, Lederman vd. (2014) tarafından geliştirilen, açık uçlu Bilimsel Sorgulama Hakkında Görüşler Anketi'ne (VASI) verilen öğrencileri yanıtlarıdır. Çalışma sonuçları, ortaokul öğrencilerinin bilimsel sorgulamanın tüm bileşenleri hakkında görüşlerinin yetersiz düzeyde olduğunu göstermiştir. Çalışmanın sonuçları derinlemesine incelendiğinde ise, bilinçli düzeyde görüşlere sahip olan ortaokul öğrencilerinin büyük bir kısmını, özellikle üst-orta sosyoekonomik düzey okulların 6. sınıflarında öğrenim gören öğrencilerin oluşturduğu görülmüştür.