ÖzDevlet ve Vakıf Üniversitelerinin sayısında meydana gelen hızlı artışla birlikte üniversitelerdeki boş kontenjanların artması üniversiteleri farkındalık sağlayacak çalışmalara yöneltmektedir. Bu çalışmalardan biri de şüphesiz sosyal medya araçlarının iletişim ve farkındalık sağlayacak bir mecra olarak kullanılmasıdır. Farkındalık sağlayan üniversitelerin rakip üniversiteler karşısında bir adım öne geçeceği unutulmamalıdır. Üniversitelerin yararlandıkları sosyal medya kanallarının öğrenciler tarafından tercih dönemlerinde ne kadar kullanıldığı son derece önemli olmaktadır. Bu çalışmanın amacı öğrencilerin üniversite tercih dönemlerinde yararlandıkları bilgi kaynaklarının tespit edilmesi ve bu kaynaklar arasında sosyal medyanın yerini ortaya koymaktır. Bu amaçla 2013-2014 akademik yılında Kastamonu Üniversitesi'ni tercih eden ve kolayda örnekleme yöntemi ile belirlenmiş 398 1. Sınıf öğrencisi üzerinde araştırma gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda katılımcıların üniversite tercih döneminde en fazla internetteki forum ve gruplardaki öğrenci yorumlarından yararlandıkları, bilgi kaynağı olarak Üniversitelerin resmi web sayfaları ile Facebook sayfalarından da aynı oranda yararlandıkları ortaya çıkmıştır.Anahtar kelimeler: Üniversiteler, Sosyal Medya, Üniversite Tercihleri. A Study Conducted on the Students of Kastamonu University for the Determination of the Information Sources Used by Students in the Period of Preferring a University AbstractIncrease of vacancy in the universities due rapid increase in the number of state and private university directed universities to carry out studies which would raise the awareness. Undoubtedly one of these studies is the use of means of social media as an instrument that would enable communication and awareness. It should be remembered that universities which raise awareness would be one step ahead compared to rival universities. It is quite important that how far means of social media used by universities are also used by students during period of preferences. The aim of this study is to determine sources of information which are used by students in the period of university preferences and to determine the place of social media among these resources. According to this view, the study was carried out with 398 1 st class students who preferred Kastamonu University in 2013-2014 academic year and determined with the method of convenience sampling. As a result of study, it was determined that participants mostly made use of student comments in forums and groups in internet and as a source of information they made use of official web sites of Universities and Facebook pages in the same amount.

Günümüzde ürün ve hizmetlere erişimin kolaylaşması rekabet şartlarını zorlaştırmakta ve bu durum ise işletmeleri tüketicinin tercihini etkileyebilmek için yeni stratejiler geliştirmeye yönlendirmektedir. Bu stratejilerden biri de algılanan kıtlıktır. Tüketici davranışı çalışmalarında yeni bir kavramlardan biri olan algılanan kıtlık, ürünün algılanan değerini artırmakta ve tüketicinin tercihlerini etkilemektedir. Bu bağlamda çalışmanın amacı; işletme tarafından oluşturulan ve ürünün kıt olduğu yönündeki algılamanın, tüketicide yarattığı psikolojik etkiyi incelemektir. Başka bir ifadeyle, işletme tarafından stratejik amaçlar doğrultusunda oluşturulan algılanan kıtlık durumuna, tüketicinin vereceği tepkiyi öğrenmektir. Bu amaç doğrultusunda gerçekleştirilen araştırmada veri toplama yöntemi olarak anket tekniği uygulanmış ve uygulama hızlı moda sektöründe gerçekleştirilmiştir. Elde edilen verilerin analizinde, frekans dağılımları, ortalama, standart sapma, güvenilirlik analizi, doğrulayıcı faktör analizi ve yapısal eşitlik modelleme (yol) analizleri kullanılmıştır. Analizlerin sonucunda; tüketicinin bilinçli olarak işletme tarafından oluşturulan algılanan kıtlık mesajları ile ürünün tedarikinin kısıtlanmadığı durumları birbirinden ayırt edebildiği ve bu durumun satın alma davranışının etkilendiği söylenebilir.

Purpose Surface sealants are widely used as a prevention strategy and are indicated for young patients with insufficient oral hygiene who also need plaque removal by professional tooth cleaning. The aim of this study was to evaluate discoloration of surface sealants by plaque disclosing solutions and to test to what extent this discoloration can be reduced again by professional tooth cleaning. Methods In all, 96 extracted lesion-free human teeth were randomly assigned to treatment with either Pro Seal ® (PS; Opal Orthodontics, South Jordan, UT, USA) or Opal ® Seal™ (OS; Reliance Orthodontic Products, Itasca, IL, USA). Color evaluations after application of the plaque disclosing solution Mira-2-Ton ® (Hager & Werken, Duisburg, Germany) were performed using a clinical spectrophotometer. Staining and polishing were repeated once. Color differences (E) above 3.77 were regarded as clinically relevant. Results All sealants showed high, clinically relevant E values after the first staining. Polishing led to significantly decreased E values on PS-treated teeth; however, the median E value remained above the clinically relevant threshold. Polishing on OS-treated teeth only slightly reduced E values. After professional tooth cleaning both PS and OS showed clinically relevant E values. Conclusion Surface sealants show clinically relevant discoloration after exposure to plaque disclosing solution under in vitro conditions. Such discolorations could not be removed by professional tooth cleaning. Thus, in clinical practice, plaque disclosing solutions might cause esthetic deficits in surface sealant-treated teeth. The impact of plaque disclosing solutions under clinical conditions (e.g., in the presence of saliva and by various aspects of a person's nutrition) should be investigated in clinical studies.

Dünya, 2020 yılı başından itibaren insan sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturan Covid-19 ile karşı karşıya kalmıştır. Covid-19 kaynaklı ölümler üzerinde etkili faktörlerin belirlenmesi virüsle mücadele kapsamında oldukça önemli olup birçok araştırmaya konu olmuştur. Çok ölçütlü karar verme yöntemleri, karar problemi üzerinde etkili olabilecek tüm faktörleri birlikte değerlendirme olanağı sağlayarak karar vericinin etkin sonuca ulaşmasını destekleyen yöntemlerdir. Bu çalışmada, Covid-19 hastalığının risk grubunu oluşturan faktörler çok ölçütlü karar verme yapısına uygun olarak incelenmiştir. Bir problemi etkileyen faktörlerin etkileme gücünü ölçebilen yöntemlerden biri olan DEMATEL (Decision Making Trial and Evaluation Laboratory) yöntemi yardımıyla genel kabul görmüş faktörlerin farklı bir açıdan değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Literatürden çalışmanın amacına uygun veriler derlenmiş ve çeşitli kaynaklarda referans olarak verilen faktörler tespit edilmiştir. Ölümler üzerinde etkili olduğu bilinen bu risk faktörlerinin farklı eşik değerleri için sayısal analizleri yapılarak birbirlerini etkileme düzeyleri araştırılmıştır. Eşik değerler belirlenirken virüsün yayılma seyri olan göz önünde bulundurulmuş ve farklı periyotlar için uygulanacak stratejiler bakımından baz alınabilecek sonuçlar üzerinde durulmuştur. Son olarak, çok ölçütlü analiz sonuçları DEMATEL yönteminin temel prensiplerine uygun olarak yorumlanmıştır.