In this study, it was aimed to use a finite element stress analysis method to determine the amount of stress on enamel, dentin, restoration, resin cement and glass ionomer cement in amalgam class II disto-occlusal (DO) cavities by using two different cements with different thicknesses and amalgams with different Young’ s modulus values, respectively. Methods: A three-dimensional tooth model was obtained by scanning an extracted human maxillary first molar with dental tomography. A class II DO cavity including 95-degree cavity margin angles was created. Resin cement (RC) and glass ionomer (GI) cement with different Young’ s modulus measures (RC: 7.7 GPa, GI: 10.8 GPa) were used in amalgam. Different thickness combination groups were simulated: 50 μm, 100 μm and 150 μm. Additionally, amalgams with different Young’ s modulus values were used with the same thickness of different cements (Amalgam Young’s modulus: 35 GPa and 50 GPa). A load of 600 N was delivered to the chewing area. The stress distributions on enamel, dentin, restoration, resin cement and class ionomer cement were then analyzed using finite element analysis. Results: The most stress accumulation was observed in the enamel tissue across all groups where resin cement or glass ionomer cement were used in different thicknesses and where amalgam restorations were used with different Young’s modulus values. The least stress accumulation was observed in the cement itself. Conclusion: According to the results obtained, there was no difference between the two cement types in terms of stress accumulations in the models. However, when the same cements with different thicknesses were evaluated, it was concluded that the presence of both glass ionomer and resin cement with a thickness of 150 μm causes less stress on the restoration surface. Furthermore, when the cements were combined with different thicknesses and with different amalgam Young’ s modulus values, it was concluded that 50 GPa causes less stress on restoration surface.
(1) Background: This study aimed to examine the effect of bleaching agents on the release of triethylenae glycol dimethacrylate, 2-hydroxyethyl methacrylate, bisphenol A, urethane dimethacrylate, and bisphenol A-glycidyl methacrylate monomers, which are released from different composite resins, using the high-performance liquid chromatography (HPLC) method. (2) Methods: Ninety disc-shaped specimens were produced and immersed in artificial saliva. After different bleaching applications [office type bleaching (OB) and home type bleaching (HB)], the specimens were immersed in a 75 wt% ethanol/water solution, and the released monomers were analyzed by HPLC at predefined time intervals: 1, 7, and 28 days. The Kruskal–Wallis and Mann–Whitney U tests were conducted for statistical analysis (p = 0.05). (3) Results: The monomers were released at all times from all composite specimens. The monomer release was increased over time. The highest monomer release was detected on day 28. Bleaching applications affected monomer release. No statistical difference was found between OB and HB applications (p > 0.05). The most released monomer was Bisphenol-A in all composites. (4) Conclusion: Given that a residual monomer release from composite resins has a toxic effect and that bleaching treatments increase this release, a treatment protocol should be made in accordance with the manufacturer’s instructions.
Bu çalışmanın amacı yetişkin populasyonda gargara kullanım sıklığını öğrenmek ve demografik değişkenler ile gargara kullanımı arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Yöntem: Toplamda 11 soruluk anket çalışmasının ilk altı sorusunda demografik bilgiler sorulmuştur. Yedinci soruda ağız gargarası kullanımı sorulmuş ve "Hayır" yanıtını verenlerin anketi sona erdirilmiştir. "Evet" yanıtını verenlere ek olarak ağız gargarası kullanmaya nasıl başladığı, hangi amaçla kullandığı, ne sıklıkla kullandığı ve nereden temin ettiği sorulmuş ve verilen yanıtlar kaydedilmiştir. Elde edilen veriler analiz edilmiş ve tanımlayıcı istatistiklerin dışında değişkenler arasındaki ilişkiyi değerlendirmek için Ki-kare testi kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmaya 650 yetişkin birey katılım sağlamıştır. Cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi ve sigara kullanımı ile ağız gargarası kullanımı arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. "Altı ayda bir defa veya daha sık" ve "Senede bir defa" diş hekimine gidenlerin ağız gargarası kullanımı "Nadiren ya da mecbur kaldıkça" diş hekimine gidenlere göre istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,05). "Günde iki defa veya daha fazla" diş fırçalayan bireylerin ağız gargarası kullanım oranı "Günde bir defa" ve "Haftada iki-üç defa" diş fırçalayan bireylere göre anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur (p<0,05). Sonuç: Diş hekimine gitme sıklığı ve diş fırçalama sıklığı gibi faktörlerin ağız gargarası kullanımı ile ilişkili olduğu gösterilmiş olsa da, diğer faktörlerin rolleri tam olarak ifade edilememiştir. Bunların belirlenmesi için gelecekte daha fazla ve daha kapsamlı araştırmalar yapılmalıdır. Ağız ve diş sağlığının korunması ve geliştirilmesi konusunda, ağız gargaralarının önemi ve etkinliği geri planda kalmış ve toplum bilincinin yetersiz olduğu görülmüştür. Toplumdaki bireyler ağız gargaraları konusunda bilgilendirilmeli ve ağız gargarası kullanımı yaygınlaştırılmalıdır.
Bu çalışmanın amacı farklı etiyolojik faktörlerin yüksek çürük riskli genç yetişkinlerde çürük deneyimi üzerine etkisini incelemekti. Yöntem: Çalışmamız yüksek çürük göstergesine sahip 18-25 yaş arasındaki 154 birey üzerinde yapıldı. Yüksek çürük riskli bireylerin tespitinde significant caries index (SiC Index) kullanıldı. Bireylerden bilgilendirilmiş onam formu alındı. Hastaların bütün dişlerinin durumu klinik ve radyografik değerlendirme yapılarak belirlendi: DMFT ve DMFS değerleri hesaplandı. Tükürük tamponlama kapasitesi, S. mutans ve Laktobasil sayısını belirlemek için Caries Risk Test (CRT) buffer ve bacteria kitleri kullanıldı. Diyet alım sıklığı ve diğer kalan faktörler 0-3 arasındaki skorlarla belirlendi. İstatistiksel analiz için Ki kare testi ve Tanımlayıcı istatistikler kullanıldı. Bulgular: DMFT indeksi ve cinsiyet, plak indeksi ve anne eğitim düzeyi arasında anlamlı ilişki olduğu bulundu(p<0,05). DMFS indeksi ve plak indeksi, sadece bireyin eğitim düzeyi ile istatistiki olarak anlamlı ilişki gösterdi (p< 0,05). Bireylerin tükürük akış hızı ortalaması 1,20±0,32 olarak bulundu. Tükürük bakteri testi skor sonuçlarına göre; tükürük S. mutans sayısının ortalaması 1,74±0,75 olarak bulunurken, tükürük Laktobasil sayısının ortalaması 1,84±0,76 olarak bulundu. DMFS ve tükürük akış hızı arasında pozitif bir ilişki tespit edildi. Sonuç: Muayane esnasındaki plak varlığının yüksek çürük riskli olduğu düşünülen bireylerin kategorize edilmesi açısından yol gös-terdiği, bireyin ve annesinin eğitim düzeyinin çürük deneyimi üzerinde fikir verici bir rol oynadığı düşünülmektedir.
Using a three-dimensional finite element analysis, this study aimed to evaluate the effect of different cements’ thicknesses and Poisson’s ratios on the stress distribution in enamel, dentin, restoration, and resin cement in a computer-aided design of a class II disto-occlusal cavity. Dental tomography was used to scan the maxillary first molar, creating a three-dimensional tooth model. A cavity was created with a 95 degree cavity edge angle. Resin cement with varying Poisson’s ratios (V1: 0.35 and V2: 0.24) was used under the amalgam. The simulated groups’ thicknesses ranged from 50 µm to 150 µm. A load of 600 N was applied to the chewing area. The finite element method was used to assess the stress distribution in the enamel, dentin, restorations, and resin cement. The stress in the restoration increased with the use of a 100 µm resin cement thickness and decreased with the use of a 150 µm resin cement thickness. For the V1 and V2 groups, the cement thickness with the maximum stress value for the enamel and dentin was 150 µm, while the cement thickness with the lowest stress value was 50 µm. The greatest stress values for V1 and V2 were obtained at a 150 µm cement thickness, while the lowest stress values were observed at a 100 µm cement thickness. Using resin cement with a low Poisson’s ratio under amalgam may reduce stress on enamel and restorations.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.