The aim of the research was to evaluate embryo composition and changes in egg yolk fatty acid composition during embryonic development as a function of incubation temperature and age of breeders. Eggs obtained from a common breeder stock at 3 ages: 32 (younger), 42 (mid age), and 65 (older) wk were divided into 2 groups and placed into 2 incubators: the control and the second where eggs were heat-acclimated (HA) at 38.5 degrees C for 6 h daily from d 10 to 18 of incubation. Body composition of embryos and chicks were measured on d 14, 18, and at hatch, respectively. Fatty acid profiles of yolk and residual egg yolk sac of chicks were analyzed before incubation and at hatch, respectively. Moisture content of embryos was highest on d 14 and then decreased regardless of parental age and incubation temperature. Moisture content of chicks at hatch from 42- and 65-wk parents were lower than those of chicks from 32-wk parents, whereas the trend in chick fat content was opposite. Incubation temperature had no effect on composition of chicks. Consistently lower cis-4,7,10,13,16,19-eicosapentaenoic (docosahexaenoic acid, DHA; 22:6n-3) and cis-11,14,17-eicosatrienoic (20:3n-3) fatty acids in the residual yolk sac of chicks than in egg yolks before incubation may have resulted from preferential uptake from the yolk. The DHA content in the residual yolk sac was considerably higher in chicks from older parents incubated at HA, whereas, in contrast, levels of 18:3n-3 were lower. Also, chicks from younger parents in the HA treatment had lower transported 18:3n-3 and higher levels of transported DHA. It may be concluded that this process observed during the high incubation temperature may be related to a protective strategy and thus contributes to postnatal heat adaptation.
ELAZIĞ'DA SATILAN ÇÖKELEK VE KURUTLARIN MİNERAL MADDE VE AĞIR METAL DÜZEYLERİ ÖZET MINERAL SUBSTANCES AND HEAVY METAL LEVELS IN COKELEK AND KURUT SOLD IN ELAZIG PROVİNCE, TURKEY.ABSTRACT A total of 50 samples were obtained from retail outlets. Mineral substances and heavy metal levels of the samples were detected with ICP-OES. The average levels in the cokelek samples were determined as (mg/kg); calcium 327.76, phosphorus 67.46, magnesium 136.11, sodium 620.40, potassium 1142.24, copper 1.13, zinc 4.19, manganese 0.41, iron 5.70, chrome 0.06 and aluminum 3.05. As for the kurut samples were determined as (mg/kg); calcium 13968.52,phosphorus 1060.47, magnesium 432.42, sodium 9782.45, potassium 7012.45, copper 2.44, zinc 9.66, manganese 1.25, iron 6.57, chrome 0.09 and aluminum 1.07. Additionally, cobalt, nickel, arsenic, lead and cadmium levels in the cokelek and kurut samples were detected below the detection limit. In conclusion, the results indicated that calcium, phosphorus, sodium, potassium, copper, zinc and aluminum levels of the samples showed significant statistical differences (P˂0.001) due to diversity of the production techniques. Heavy metal levels ofthe samples were within the acceptable limits established in the Turkish Food Codex.
Öz: Bireylerin yaşam öyküsü özellikleri yükseklik gradientine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Bu çalışmada yaş yapısı, eşeysel olgunluk yaşı, yaşam ömrü, vücut boyu, baş uzunluğu ve baş genişliği gibi bazı yaşam öyküsü özellikleri, Ophisops elegans türünün iki farklı rakıma sahip populasyonu için test edilmiştir. Elde edilen sonuçlar, yüksek rakımlı (1595 m) Sivas populasyonundaki bireylerin, düşük rakımlı (7 m) Çanakkale populasyonuna oranla daha yüksek boy ortalaması ve daha uzun ve geniş baş yapısına sahip olduklarını göstermiştir. Her ne kadar yüksek rakımdaki populasyonun yaş ortalaması, düşük rakımdaki populasyona kıyasla daha yüksek çıkmış olsa da, bu durum istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Bu çalışmada her iki populasyona ait dişi ve erkek bireylerin ortalama 3 yılda eşeysel olgunluğa ulaştıkları tahmin edilmiştir. Yaş ile boy arasında beklenen pozitif ilişki sadece Çanakkale populasyonunun dişi bireyleri için kaydedilmiştir.
Introduction This study examined the effects of social interaction, cognitive flexibility, and seniority on the correct response among emergency ambulance teams during case intervention. Methods The research, structured with the sequential exploratory mixed method, was conducted with 18 emergency ambulance personnel. The approach process of the teams working on the scenario was video recorded. The records were transcribed by the researchers, including gestures and facial expressions. Discourses were coded and modeled with regression. Results The number of discourses was higher in groups with high correct intervention scores. As the level of cognitive flexibility or seniority increased, the correct intervention score tended to decrease too. Informing has been identified as the only variable that positively affects the correct response to the emergency case, especially in the first period, which is directed toward case intervention preparation. Conclusion Within the findings of the research, it is recommended that activities and scenario-based training practices that will increase the intra-team communication of the emergency ambulance personnel should be included in the medical education and in-service training.
Araştırmanın amacı, sağlık alanında eğitim gören öğrencilerin uzaktan eğitimde uygulanan ölçme ve değerlendirme yöntemleri ile ilgili görüşlerinin değerlendirilmesidir. Yöntem: Araştırma kesitsel türde ve betimleme amacıyla yapılan bir araştırmadır. Veriler, uzman görüşleri alınarak hazırlanan 4 açık uçlu ve 14 Likert türünde maddeden oluşan bir anketle elde edilmiştir. Araştırmaya Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulunda eğitim alan 70 öğrenci katılmıştır. Veriler betimsel istatistikler ve tümevarımsal içerik analizi ile analiz edilmiştir. Bulgular: Sağlık eğitimi alan öğrenciler uzaktan eğitim döneminde ölçme ve değerlendirme uygulamalarının motivasyonu arttırmadığını (%40), geri bildirim almanın kolay olmadığını (%45.7), fırsat eşitliği sağlamadığını (%58.6), teknik aksaklıklar nedeniyle sağlıklı yürümediğini (%82.9), uygulamaya dayalı öğrenmeleri ölçemediğini (%77.1), kopyaya neden olduğunu (%50) belirtmiştir. Buna karşın öğrenciler pandemi döneminde e-değerlendirme yapılmasının COVID-19'a karşı korumada etkili olduğunu ve bu yönüyle hastalanmaya karşı stresi azalttığını belirtmiştir. E-değerlendirme sürecinin olumlu yönlerini (kolay, verimli, güzel, yeterli, mantıklı, eşdeğer) belirten öğrencilerin tüm katılımcı öğrencilere oranı %30.7'dir. E-değerlendirme sürecinin olumsuz yönlerini (yetersiz, adaletsiz, verimsiz, belirsiz, berbat, kaygı-stres) belirten öğrencilerin tüm katılımcı öğrencilere oranı %69.3'tür. Sonuç: Araştırma sonucunda öğrencilerin uzaktan eğitimde erişim sıkıntılarının olduğu, e-değerlendirmede adaletsizlikler olduğu, kopya ve hileye sıklıkla başvurulduğu gibi olumsuz yanlarının yanı sıra ev ortamından sınava girmenin stresi azalttığı, maddi açıdan katkı sağladığı gibi olumlu etkilerin olduğu belirlenmiştir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.