Günümüzün yoğun rekabet pazarında tüketici ve markalar ile yaşamış oldukları deneyimler önemli bir kavram haline dönüşmüş, markalar ile yapılan her olumlu iletişim güven, tatmin ve bunun sonucunda da sektör için olumlu sonuçları doğurmuştur. Bunun sonucunda ise markalara karşı oluşan bağlılık gerçekleşmiştir. Çalışmada; tüketicilerin markalar ile olan deneyimlerinin, marka güveni, bağlılığı ve tatmini ile olan ilişkisini belirleyebilmek amaçlanmıştır. Oluşturulan hipotezleri test etmek üzere 252 kişiye elektronik ortamda toplanan veriler doğrultusunda, doğrusal regresyon analizi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve bağımsız t-testi uygulanmıştır. Çalışmada marka deneyiminin marka bağlılığı, güveni ve tatmini üzerinde anlamlı etkisinin olduğu sonucuna varılmıştır. Demografik değişkenlerden meslek ve marka deneyimi arasında da istatistiksel olarak anlamlı ilişki olduğu belirlenmiştir. Bununla beraber; marka deneyimi ile eğitim, gelir düzeyi, yaş ve medeni durum arasında anlamlı ilişkinin olmadığı yapılan araştırma sonucunda ortaya çıkmıştır.

No abstract

In the changing understanding of tourism, people have certain expectations and demands for products and services during their travels. Within these expectations and demands, they want to see the tourism diversification of the factors that make up the touristic product such as a travel plan, accommodation area, food and beverage, entertainment that can meet the touristic needs, to meet the consumer needs. Although it is seen that the number of disabled individuals participating in tourism in Turkey is increasing day by day, it is very important to create services, places and products suitable for their needs, obstacles and expectations and to create appropriate arrangements so that these individuals who have independent mobility restrictions can participate in tourism activities and travel. In this study, suggestions have been made about how to improve services, physical and spatial arrangements, transportation and accommodation so that disabled people, especially the target group of our study, can experience accessible tourism activities.

Öz Klâsik Türk Şiiri, oldukça geniş bir coğrafyaya hâkim olan Osmanlı Devleti'nde ortaya çıkmış olan edebî geleneğin bir ürünüdür. Söz konusu şiirde, dinî, tarihî, mitolojik vb. birçok alanın yanında reel hayata dair malzemelerden de geniş şekilde istifade edilmiştir. Bu bağlamda, Osmanlı Devleti'nin hâkim olduğu veya siyasî, sosyal ve kültürel bakımlardan irtibatta bulunduğu coğrafî mekânlardan birçoğu Klâsik Türk Şiir'inde yer bulmuştur. Şairler, edebî eserin bir gereği olarak, birtakım edebî sanatların ifade imkânlarından yararlanarak, çoğu kere coğrafî mekânları bir kurgu çerçevesinde söz konusu etmiştir. Osmanlı şairlerinin eserlerinde yer verdikleri mekânlar arasında Mağrib de yer almaktadır. Çalışmada, hemen her yüzyıldan seçilen ve taranılan divanlar ekseninde, Klâsik Türk şairlerinin kaleminde Mağrib ifadesinin ve Mağrib (Kuzey Afrika) ülkeleri Cezayir, Fas ve Tunus'un bulduğu yansımalar dikkatlere sunulacaktır. Diğer taraftan, şairlerin yine birer Afrika ülkesi olan Habeş ve Sudan'ı hangi özellikleriyle söz konusu edip ne şekilde kurguladıkları üzerinde de durulacaktır.

No abstract