Öz Amaç: Bu çalışma Karacabey Merinosunda dil papillalarının taramalı elektron mikroskobik incelenmesi amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntem: Araştırmada on adet genç erkek Karacabey Merinosu kullanıldı. Dokular dilin apex, corpus ve radix bölgelerinin dorsal, ventral ve ventro-lateral bölgelerinden alındı. Alınan dokular Scaning Electron Mikroskobu (SEM) kullanılarak incelendi. Bulgular: Papilla filiformis, papilla conica ve papilla lentiformis olmak üzere üç tip mekanik papilla ile papilla vallata ve papilla fungiformis olmak üzere iki tip tat papillası gözlendi. Papilla filiformis'ler dilin apex ve corpus bölgesinde, ayrıca nadiren dilin apex bölgesinin lateral yüzünde de görüldü. Papilla conica'lar yuvarlak tabanlı ve küt uçluydu. Bu papillalar filiform papillalardan daha büyük oluşları ve sekonder papillalarının olmayışıyla ayrıldı. Fungiform papillalar mantar benzeri ve yuvarlak şekilli, dilin apex, corpus ve radix kesiminde filiform papillaların arasına serpilmiş olarak bulunmaktaydı. İki tip papilla lentiformis belirlendi. Birinci tip piramid şeklinde ve sivri uçlu iken, ikinci tip; yuvarlak şekilli ve küt bir uca sahipti. Papilla vallata'da kalın dairesel pedler ve tat tamurcuğu hendekleri belirlendi. Öneri: Karacabey Merinos koyunu dilinde farklı morfolojik özelliklere sahip birçok dil papillasının olduğu belirlendi. Karacebey Merinos koyunu dil papillaları koyun, Saanen ve Jamunipari keçisi ile benzer mekanik fonksiyon özelliklerine sahip olduğu gözlendi.
Morphology of the atrioventricular valves and the intraventricular related structures were observed and the findings were compared broadly to the literature, in the 7 hearts of the wild pigs (Sus scrofa) by applying macroscopic and microscopic techniques. In all hearts examinated, the tricuspid and mitral valves were precise, composing three and two cusps resepectively. The papillary muscles observed in mammalian heart in general were found in both the ventricles, additionaly there were small unnamed papillary muscles in the left ventricle of the three samples. The septomarginal trabecula and false chords were present in the right ventricles, microscopically possessing myocardial fibers, connective tissue and purkinje cells while the false chords were located in all the left ventricles but the septomarginal trabecula was found in the three samples only. Both the connective tissue and purkinje cells were present in these two structures but the myocardial fibers. Presence of the myocardial fibers in the right ventricle may have an effect on the ventricle geometry.
Bisphosphonate-related osteonecrosis of the jaw is an increasingly common pathological condition whose pathophysiology is not fully understood and can be difficult to manage. The unique biological effects of conjugated linoleic acid include angiogenic, anticarcinogenic, antiatherosclerotic, antioxidative, immunomodulatory, and antibacterial effects. The aim of this study is to compare the osteonecrosis areas created by tooth extraction with the control group using scanning electron microscopy after the administration of zoledronic acid, conjugated linoleic acid, and a combination of both in the rat jaw. A total of 50 Wistar Albino male rats weighing 400-450 grams were used. The groups were randomly divided into 5 groups: the control group, the sham group, the group that received zoledronic acid, the groups that received conjugated linoleic acid with zoledronic acid (100 mg/kg and 200 mg/kg), and the study lasted a total of 10 weeks. Regardless of the use of zoledronic acid, it was observed by scanning electron microscopy that vascularization was impaired in all groups with tooth extraction. Neovascularization did not occur in the groups where conjugated linoleic acid was applied, regardless of the dose. It was concluded that scanning electron microscopy analysis and corrosion casts technique can be considered as an alternative method in such studies due to its accessibility and low cost in observing dental vascularization. However, no definite conclusion could be reached about the neovascularization efficiency of conjugated linoleic acid within the period evaluated after tooth extraction.
Bu araştırma, Kafkas vaşaklarının (Lynx lynx dinniki) nervus phrenicus’unun orijin, seyir ve dağılımını makroanatomik olarak açığa çıkarmak amacı ile yapılmıştır. Bu amaçla üç dişi ölü hayvan materyalinin damar sistemi temizlendikten sonra %10 formaldehit ile kadavrası hazırlandı. Daha sonra bu materyallerin çift taraflı nervus phrenicus’u canalis vertebralis’ten çıkış yerinde, boyunda ve cavum thoracica’da diseke edildikten sonra sinirin orijini, seyri ve dağılımı fotoğraflanmıştır. Elde edilen resimler fotoğraf işleme programında bilgisayarda işlenerek bu makalede sunulmuştur. Araştırma sonucunda, 6. ve 7. servikal spinal sinirlerin ventral dallarının canalis vertebralis’i terk ettiği, nervus phrenicus’un omurganın ventralinde 8. servikal spinal sinir seviyesinde bu sinirlerin ventral dallarının birleşmesinden oluştuğu görülmüştür. Boyun bölgesinde trachea’nın sağ ve solunda seyreden sinirin apertura thoracica cranialis’ten cavum thoracica’ya girdiği, mediastinum craniale’de arteria subclavia dextra ve sinistra ile vena cava cranialis arasından geçtiği ve bu bölgede pericardium’a bir dal verdiği belirlenmiştir. Mediastinum medium’da basis cordis’in üzerinden, v. cava cranialis ve aorta’nın dallarına komşu olarak mediastium caudale’ye ulaştığı, burada akciğerin mediastinum’a bakan yüzünde caudale doğru seyrederek centrum tendineum’a vardığı ve centrum tendineum’un kubbe bölümünün solundan diaphragma’ya girdiği tespit edilmiştir. Nervus phrenicus’un diaphragma’da centrum tendineum üzerinde dorsal ve ventral dallara ayrılarak diaphrama’nın pars muscularis’ine dağıldığı görülmüştür. Bu araştırmada, Kafkas vaşağının nervus phrenicus’unun boyunda, mediastinum craniale, medium ve caudale’deki seyri ile diaphragma’daki dağılımının kedilerdeki dağılımı benzemesine rağmen sinirin oluşumuna kedilerden farklı olarak 4. ve 5. servikal spinal sinirlerin katılmadığı saptanmıştır. Yabani hayvanlarda plexus brachialis’i oluşturan spinal sinirlerin ventral dalları ve bu plexus’tan çıkan dalların seyri, dağılımı üzerine daha fazla araştırma yapmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.