Bu çalışmada sigara bırakma polikliniğimize başvuran hastaların sigara bırakmalarına etkili olması muhtemel poliklinik kontrolüne gelme davranışları ile ilişkili faktörlerin araştırılması amaçlanmıştır. Bu çalışma Ocak 2017-Temmuz 2017 arasında sigara bırakma polikliniğine başvuran hastalar alınarak yapıldı. Sigara bırakma amaçlı belirlenen günden sonra en az 12 ay süre ile sigara içmeyenler sigarayı bırakmış kabul edilerek hastalarımızın dosyaları geriye dönük olarak değerlendirildi. Çalışmamız telefon ile ulaşılamayan ve telefon görüşmesi sırasında çalışmayı kabul etmeyenler haricindeki 223 katılımcı ile tamamlandı. Çalışmamıza katılan 223 kişinin %61,9'u (n:138) erkek, %38,1' (n:85) kadındı. Bir yıl sonraki sigara bırakma oranları %13,5 (n:30) idi. Sağlık çalışanı tarafından sigara bırakma polikliniğine yönlendirilenlerde kontrole gelme sayısı daha yüksekti (p:0,02). Verilen farmakolojik tedaviyi yeterli kullananlarda kontrole gelme sayısı, yeterli kullanmayanlara göre (p:0,02), farmakolojik tedavi verilenlerden devlet desteği ile ilaç tedavisi alanlarda (%78;n:78) 2 ve üzeri poliklinik kontrolüne gelme oranı diğerlerine göre anlamlı derecede yüksekti (p:0,01). Herhangi bir nedenle de olsa daha sık karşılaştığımız hastalarımıza tütün ve tütün ürünleri kullanma durumları sorularak kullananlarda bırakma, başlamamış olanlarda da çevresindekilere nasıl destek olabilecekleri yönünde yapılacak görüşmelerin ve sigara bırakma poliklinikleri çalışma düzenleri hakkında bilgilendirme ile yönlendirme yapılmasının, mevcut durumun iyileştirebilmesi yönünden motivasyon sağlayacağını düşünmekteyiz.
INTRODUCTION The aim of this study was to compare smoking behavior in outpatients in terms of psychological factors with a view to supporting cessation treatment. METHODS We conducted a cross-sectional and analytical study through face-toface interviews by the primary care physician with 765 volunteer participants who applied to our hospital for any reason between March and July 2019. The questionnaire administered had two parts: questions about sociodemographic characteristics and usage of tobacco and tobacco products, and questions of the UCLA Loneliness Scale, Multidimensional Scale of Perceived Social Support (MSPSS), Warwick-Edinburgh Mental Wellbeing Scale (WEMBS), and Fagerström Test for Nicotine Dependence (FTND). RESULTS The study was completed with 765 participants of which 53.1% (n=406) were female and 46.9% (n=359) male. Multidimensional perceived social support scale mean score of the participants was 69.9±15.2 (min=12, max=84). There was a significant relation between mean MPSS and mean WEMBS (p<0.05). As nicotine scores increased, the mean scores both in MPSS and WEMBS decreased (p<0.05). CONCLUSIONS We suggest that the results of the psychometric preliminary evaluations should be customized for individuals applying to smoking cessation clinics and that including the individual's close social connections in the process can facilitate the decision to quit, thus increase smoking cessation rates.
BackgroundAlthough fibromyalgia syndrome is diagnosed by excluding other possible diagnosis based on the patient's clinical features, in recent the studies, it was shown that comorbid diseases affect the course of fibromyalgia.ObjectivesThe aim of this study is to evaluate the comorbid diseases of patients with fibromyalgia and to determine the rates of comorbid diseasesMethodsIn this study, age, gender and comorbid diseases of patients above 18 years and diagnosed with fibromyalgia by a were evaluated in the database system of the hospital retrospectively.ResultsA total of 509 patients were examined in our study. 51 of the patients were male, 458 were female (mean age was 50.24±12.32). Of the patients, 345 (67.8%) had at least one comorbid disease while 164 (32.2%) had no comorbid disease. In the study, 187 of the patients (36.7%) had cardiovascular diseases, 157 of the patients (30.8%) had endocrine diseases, 63 of the patients (12.4%) had rheumatologic diseases, 30 of the patients (5.9%) had neurological diseases, 14 of the patients (2.8%) had other autoimmune diseases, 10 of the patients (2.0%) had cancers, 129 of the patients (25.3%) had mental disorders, 45 of the patients (8.8%) had chronic lung diseases, 37 of the patients (7.3%) had osteoporosis, 11 of the patients (2.2%) had other diseases (chronic pancreatitis, chronic renal failure, nephrotic syndrome, deep vein thrombosis, hepatitis serology positivity, pulmonary thromboembolism, organ transplantation).ConclusionsFMS is an important disease that is increasing in frequency in recent years. FMS, which can be seen with many diseases, is in fact related to physicians from many branches, and it is useful to evaluate FMS patients with their comorbid conditions on their follow-up.References Choy EH & Mease PJ. Key symptom domains to be assessed in fibromyalgia (outcome measures in rheumatoid arthritis clinical trials). Rheumatic Disease Clinics of North America, 2009; 35(2):329–337.Wolfe F, Smythe HA, Yunus MB, Bennett RM, Bombardier C, Goldenberg DL, et al. The American College of Rheumatology 1990 criteria for the classification of fibromyalgia. Arthritis & Rheumatism, 1990; 33(2):160–172.Soran N, Altındağ Ö, Demirkol A, Sallı A, Yılmaz H, Kocabaş H, et al. Depression level and relation with clinical parameters in fibromyalgia syndrome. Rheumatism, 2008; 23:1–4. Disclosure of InterestNone declared
Özet: Bu çalışmada Çocuklar İçin Özel Gereksinim Raporu'na (ÇÖZGER) başvuran çocuk ve ergen olgularda başvuru nedenleri, olguların sosyodemografik özellikleri ve psikiyatrik tanı dağılımlarının saptanması amaçlanmıştır. Bu çalışmada 2019 Şubat -2019 Ekim tarihleri arasında hastanemiz sağlık kuruluna ÇÖZGER için başvuran 0-18 yaş arası 307 çocuk ve ergenin dosya verileri geriye dönük olarak değerlendirilmiştir. Çalışmaya yaş ortalaması 9.10±4.60 olan toplam 307 olgu dahil edilmiştir. Çalışmaya katılan olguların 116 (%37.8) tanesi kız cinsiyetteyken 191 (%62.2) olgu erkekti. ÇÖZGER için en sık başvuruyu % 52.4 oranla özel eğitim için yapılan başvurular oluşturmaktadır. Tüm başvurular değerlendirildiğinde % 52.7 (n= 165) oranında gecikmiş dönüm noktası tespit edilmiştir. Gecikmiş dönüm noktası tanısında da en sık % 47.9 (n:79) ile hafif düzeyde gecikme bulunmuştur. Erkek ve kız çocuklar arasında psikopatoloji varlığı bakımından anlamlı fark saptanamamıştır (p = 0.303). ÇÖZGER raporu için başvuran 307 olgudan 173'ünde (%56.4) ek bir tıbbi hastalık saptanmıştır. Eşlik eden tıbbi hastalıkları sistemler açısından incelendiğinde ise en sık nörolojik hastalıkların olduğu bulunmuştur (%40). ÇÖZGER için sağlık kuruluna başvuran çocuk ve ergenlerle ilgili verilerin belirlenmesi hem çocuk psikiyatrisi hem de diğer branşlardaki uzman hekimlere yol gösterici olacaktır. Bulgularımızın diğer merkezlerdeki örneklemlerin de değerlendirildiği ileri araştırmalarla desteklenmesi gerekmektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.