This descriptive study was carried out in order to determine the knowledge levels and attitudes of doctors and nurses regarding children’s sexual development and sex education. The study was conducted with doctors and nurses who work at various clinics of two state hospitals located in the province of Istanbul. The data collection tool consisted of 58 questions. The Statistical Program for the Social Sciences, version 18.0 (SPSS 18.0) was used for data analysis. It was determined that females comprised the majority of the respondents (61 %) and were over 36 years of age (54.1 %) (37.81 ± 8.82). Of the participants in the study, 63.5 % had bachelor’s degrees and 62.1 % were medical doctors. It was determined that the number of correct responses given by the respondents regarding some behaviors observed in children aged between 3 and 6 years and children’s sexual development and sex education showed significant differences according to age group (p = 0.007), marital status (p = 0.004), the status of having children (p = 0.004), educational status (p = 0.005) and occupation (p = 0.000). However, in a review of the study findings, it was observed that culture had an important impact on sex-related approaches and that embarrassment and shyness is very common.
This exploratory qualitative study explores the experiences of COVID-19 patients in intensive care units and after discharge. Semi- structured telephone interviews were conducted with 18 COVID-19 patients admitted to and discharged from intensive care units between March and September in 2020. The themes of this study were determined as “feelings about the illness and intensive care,” “psychological and physical damages,” “nurses’ efforts and the importance of care.”, and “protecting health and life”. COVID-19 patients in intensive care units may experience permanent physical and psychological damages. The findings suggest that the first step in carrying out interventions in the intensive care units is to ensure that continuous communication with patients is maintained so that their orientation to the new circumstances can be achieved. Nursing interventions to patients missing their families can have compensated for the loss of family support and care during their critical illness.
Background: The objective of this study was to determine what complementary and alternative therapies are used in cases of childhood cancer, the frequency of their use and the factors that affect the tendency to resort to these therapies. Materials and Methods:The study, of cross-sectional design, was conducted with the parents of 101 children diagnosed with cancer, using a questionnaire and the technique of face-to-face interviews. Mean scores, percentages, chi-square and Kruskal-Wallis tests were used in the statistical analysis. During the study, interviews were held with 42.6% of the children's mothers and with the fathers of 44.6%. Results: The mean age of the children was 8.66±4.52 years. A group of 33.7% of the parents was making use of complementary and alternative medicine (CAM) for their children. Of the parents, 76.5% stated that CAM had been instrumental in reducing a tumor, 53.8% said that their child's general condition had improved and 15.4% expressed an increase in morale. Another 41.2% concealed their use of CAM from their doctors and nurses. The parents that were interviewed: the age of the mother, the age of the father and the family's economic status were determining factors in the parents' use of CAM. The prevalence of the use of CAM among parents with children with cancer is not negligible. Conclusion: It is the researchers' belief that health professionals must be informed about the use of CAM and its methods and that the patients should be evaluated with an impartial approach and given information about the use of CAM, together with conventional treatment.
Araştırma üniversite öğrencilerinde çocukluk çağında yaşanan örselenmenin yakın ilişkilerde yaşantılarla ilişkisinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı, kesitsel nitelikteki araştırmanın evrenini 2016-2017 eğitim öğretim yılında Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi'nde sağlık alanında öğrenim gören tüm birinci sınıf öğrencileri, örneklemini ise bu öğrenciler arasından çalışmaya katılmayı kabul eden 830 öğrenci oluşturmuştur. Veriler, araştırmacılar tarafından literatür doğrultusunda hazırlanan "Tanımlayıcı Bilgi Formu", "Çocukluk Çağı Örselenme Yaşantıları Ölçeği" ve "Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri" aracılığı ile toplanmıştır. Veriler SPSS 22.0 programında değerlendirilmiştir. Verilerin değerlendirmesinde ortalamalar, yüzdelikler, bağımsız örneklem t testi, Pearson korelasyon testi ve tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır. Öğrencilerin yaş ortalamaları 19.25±1.68 ve %72.3'ü kadındı. %20.4'ü hemşirelik bölümü öğrencisiydi. Öğrencilerin %8.3'ü çekirdek tipi aileye sahip olduğunu ve %44.3'ünün anne-babası bir dönem ayrı kaldığını bildirmiştir. Öğrencilerin %57.3'ü anne ve babasının çocuk yetiştirme tutumunu "koruyucu" olarak nitelendirdi. Erkeklerde kadınlardan, yalnız yaşayanların ailesi ya da arkadaşları ile yaşayanlardan, anne babasının ayrı yaşadığı bir dönemi olanların olmayanlardan, annesi doktora mezunu olanların daha düşük eğitim düzeyine sahip olanlardan, babası okur-yazar olmayanların daha yüksek düzeyde eğitime sahip olanlardan, gelir düzeyi yüksek olanların orta ve düşük olanlardan, son bir yılda psikolojik yardım alanların almayanlardan ve hiç arkadaşı olmayanların olanlardan daha fazla örselenme yaşadıkları belirlenmiştir (p<0.05). Çocukluk döneminde yaşanan fiziksel, duygusal olarak örselenme arttıkça yakın ilişkilerde daha fazla kaçıngan olunduğu (p<0.05) ve çocukluk döneminde yaşanan fiziksel, duygusal, cinsel olarak örselenme arttıkça yakın ilişkilerde daha fazla kaçıngan olunduğu tespit edilmiştir (p<0.001). Çocukların ve gençlerin ileriki yaşamlarında daha sağlıklı ilişkiler kurabilmesi adına çocuk ve ergenlerin çocukluk çağı ihmal ve istismar yaşama durumlarının incelenmesi, farklı sosyokültürel yapıda yetişen çocukların aile yapıları incelenerek örselenmeyi etkileyen faktörlerin belirlenmesine yönelik yapılacak araştırmaların sayısının artırılması, sosyoekonomik olarak kötü ve örselenme açısından risk altında olduğu düşünülen çocuk ve gençler ile ilgili yapılacak araştırmalara ağırlık verilmesi gerekmektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.