Bu araştırmada yapısal eşitlik modellemesi yoluyla ilkokul dördüncü sınıf öğrencilerinin yazma tutumu, yazma eğilimi ve yazma tutukluğunun yazma başarısına etkisini incelemek amaçlanmıştır. Araştırmaya 735 ilkokul dördüncü sınıf öğrencisi katılmıştır. Araştırmanın amacına bağlı olarak 4 farklı hipotez test edilmiştir: a) yazma tutumu ve yazma eğilimi yazma başarısını pozitif olarak anlamlı düzeyde etkilemektedir, b) yazma tutumu ve yazma eğilimi yazma tutukluğunu negatif olarak anlamlı düzeyde etkilemektedir, c) yazma tutukluğu yazma başarısını negatif olarak anlamlı düzeyde etkilemektedir ve d) yazma tutumu ve yazma eğiliminin yazma başarısına etkisinde yazma tutukluğu kısmi aracılık rolü üstlenmektedir. Buna göre test edilen modellerin tamamı doğrulanmıştır. Sonuç olarak yazma eğilimi ve tutumunun yazma başarısını anlamlı ve pozitif yönlü; yazma tutumu ve eğiliminin yazma tutukluğunu negatif yönlü ve anlamlı; yazma tutukluğu yazma başarısını negatif yönlü ve anlamlı etkilediği bulunmuştur. Araştırmanın diğer bir önemli bir sonucu da yazma tutumu ve yazma eğiliminin yazma başarısına etkisinde yazma tutukluğunun kısmi aracılık rolü üstlendiğidir. Yol katsayılarına göre yazma başarısında en fazla etkinin sırasıyla yazma tutukluğu, yazma eğilimi ve yazma tutumu şeklinde sıralandığı bulunmuştur. Araştırma sonuçları ilgili duyuşsal faktörlerin yazma başarısına etkisi bağlamında literatüre dayalı olarak tartışılmıştır. Yazma tutukluğu Eğilim Tutum Yazma başarısıMakale Hakkında

No abstract

Purpose The purpose of this paper is to investigate the causes, processes of writer’s block experienced by a group of classroom teacher candidates and its impact on them. Design/methodology/approach The phenomenological design, which is a qualitative research design, was preferred in the research since it was aimed to investigate the causes, processes of writer’s block experienced by a group of classroom teacher candidates and its effects on the students. Findings As a result of the data analysis, it is possible to suggest the limitations of subject and time, problems in the process of writing teaching since primary school, anxiety of being controlled and assessed by grades, fear of being criticized, negativity of classroom settings, lack of information about writing, not being able to read and shortcomings in the vocabulary as the causes of writer’s block. Research limitations/implications The research has some limitations. First, the research is only in the phenomenology design. Quantitative research is needed to determine the more common effects of outcomes. The other one is a limitation on the participants. A group of adult teacher candidates constitute the participants of this research. Writer’s block of students at different age levels can be examined longitudinally. Nevertheless, the results of the research have the theoretical implications for teaching writing. It specifically guides to understand and eliminate negative affective factors related to writing. Practical implications The results of this research have practical implications in terms of classroom practices. The results of the study show that there are practical implications for what should be considered in classroom writing teaching and to prevent the writer’s block. Originality/value Writer’s block is an affective state and the examination of it is important in terms of writing instruction. Many students suffer from writer’s block. However, this subject is neglected by writing researchers and educators. The authors expect the results to guide teachers and writing education researchers. Because of these reasons, this study is important and gives good contribution to literature.

Bu araştırmada Türkiye'de öğretmen kavramı üzerine yapılan metafor çalışmalarının meta-sentez yöntemiyle değerlendirilmesi amaçlanmıştır.Araştırmada 2004-2016 yılları arasında yayımlanmış olan ve öğretmene ilişkin metaforlara yönelik nitel araştırma yöntemini merkeze alan ya da nitel bulguları olan 11 yüksek lisans tezi ve 32 araştırma makalesi analiz edilmiştir. Çalışmaların seçiminde Google Akademik, YÖK Akademik, YÖK Ulusal Tez Merkezi, TÜBİTAK ULAKBİM, EBSCOhost-ERIC, Web of Science veri tabanlarından faydalanılmıştır. Çalışmaların her biri önem, veri toplama araçları, yöntem, araştırma desenleri, geçerlik-güvenirlik çalışmaları, veri analizi, metaforlar ve temalar, öneriler başlıkları çerçevesinde analize tabi tutulmuş ve incelenmiştir. Elde edilen veriler frekansa dayalı yorumlanmış, tablolar kullanılmış ve araştırmalardan doğrudan alıntılara yer verilmiştir. Araştırmalar genel olarak incelendiğinde, metafor kullanımının önem boyutunda, öğretmenlerde kişisel ve mesleki farkındalık, eğitimde verimlilik, mesleğe inanç, sınıf dinamikleri konularında metaforların önemli bir araç olduğu ve bu bağlamda metafor kullanımının önemli olduğu vurgulanmıştır. Yöntemsel olarak çoğu araştırmanın olgu bilim deseninde yürütüldüğü, bununla birlikte tarama yöntemi, metafor ve söylem analizi gibi yöntemlerin de belirtildiği görülmüştür. Veri toplama araçları olarak araştırmaların çoğunun "Öğretmen … gibidir/benzer. Çünkü…." şeklinde açık uçlu soru yada sorulardan oluşan görüşme formlarıyla toplandığı, bunun yanında kompozisyon yazdırma, görüşmeler yapma, resim çizdirme gibi veri toplama araçlarının da kullanıldığı ortaya çıkmıştır. Geçerlik-güvenirlik açısından çoğu araştırmanın nitel araştırma paradigmasına uygun bir şekilde araştırma sürecini sağladığı, veri analiz boyutunda genellikle içerik analizinin kullanıldığı bunun yanında metafor analizi gibi yöntemlerin de kullanıldığı görülmüştür. Araştırmaların çalışma gruplarının ebeveyn, öğrenci, öğretmen, öğretmen adayı, okul yöneticisi gibi çeşitlendiği ve bu bağlamda oluşan temalar Öğretmen metaforu Meta-sentez Türkiye'de yapılan metafor çalışmaları

This study aims to determine how listening comprehension levels of students are affected by listening to prosodic and non-prosodic readings vocalized by a computer and human. Third-grade students of four different classes at a primary school were randomly selected in a city center in the Western Black Sea Region of Turkey to participate in the study (n=91). Four equivalent classes formed the listening groups of the research in listening comprehension. The groups were (1) the group listening to the model prosodic reading, (2) the group listening to the computer prosodic reading, (3) the group listening to the model non-prosodic reading, and (4) the group listening to the computer non-prosodic reading. Two stories were used in the measurement of listening comprehension, and comprehension skills were measured with open-ended questions. The data obtained were analyzed with the Kruskal Wallis and Conover–Iman tests. Logistic Regression Analysis (LRA) was performed to reinforce the results and increase distinctiveness. According to the results, inferential comprehension scores of the students who listened to the prosodically-vocalized texts differed from other groups significantly. Meanwhile, literal comprehension scores of all students in the listening groups did not differ. The LRA results indicated that the inferential comprehension scores were a significant predictor of the listening groups. Consequently, the relationship between prosody and inferential comprehension was found to be significant in this study. The results also showed that it is necessary to attach particular importance to prosody in listening activities and to use prosodic models suitable for students in reading activities in the early grades of the primary school.