Su, dünyanın en önemli doğal kaynaklarından biridir. Hızlı nüfus ar şı, kentleşme ve sanayileşme suya olan talebi her geçen gün ar rmaktadır. Bu durum yakın gelecekte ülkelerin su kaynaklarına ulaşmasında büyük problemlere neden olacak r. Gelecekte yaşanması muhtemel su sıkın sına karşı alınabilecek önlemlerin planlanmasında, ülkelerin su potansiyellerini doğru hesaplanması gerekmektedir. Su potansiyelinin belirlenmesinde en önemli faktör, mekânsal ve zamansal ölçekte değişkenlik gösteren yağış r. Yağışın doğru tahminini yapabilmek ve mekânsal dağılımını ortaya koymak zordur. Bu zorluğu aşmak ve yağışı doğru tahmin etmek için farklı yöntemler kullanılmak-tadır. Bunlar arasında en fazla tercih edilen jeoista s k yöntemlerdir. Jeoista s k yöntemler kullanılarak gerçekleş rilen bu çalışmanın amaçları; Türkiye'nin yağışını gerçeğe uygun hesaplamak, doğru yağış tahmin modelini oluşturmak, her bir havza için yıllık ortalama toplam yağış miktarını hesaplamak, 26 havzada kişi başına düşen su miktarını belirlemek ve her bir havzayı Falkenmark su stres indisine göre değerlendirmek r. Bu amaçla çalışmada 1975-2010 dönemini kapsayan yıllık ortalama toplam yağış verisi ve 26 akarsu havza sınırları içerisine düşen köylere ait nüfus verileri kullanılmış r. Kriging yöntemi kullanılarak yağış tahmin modeli oluşturulmuştur. Yağış modeli Çapraz Geçerlilik (Cross Valida on) yöntemi ile test edilmiş r. Türkiye'nin yıllık ortalama toplam yağış tahmin haritası, orografik uzanış ve bakı koşullarını iyi bir şekilde yansıtmaktadır. Ayrıca, Türkiye genelinde yıllık ortalama toplam yağış miktarı 559.2 mm, toplam yağış miktarı 433.9 milyar m 3 olarak hesap edilmiş r. Bu değer, Türkiye gibi kullanılabilir su açısından sınırda bulunan bir ülke için oldukça önemlidir. Çalışmada daha sonra 26 havzaya düşen yıllık ortalama toplam yağış miktarı ve kişi başına düşen su miktarı hesap edilmiş r. Su potansiyellerinin karşılaş rılmasında kullanılan Falkenmark su stres indisine göre, Türkiye'de "mutlak su kıtlığı" gösteren Marmara, "su kıtlığı" olan Küçük Menderes ve "su sıkın sı" olan Sakarya Havzalarının dışında kalan diğer 23 havza, "su baskısı yok" kategorisine girmektedir. Türkiye nüfusunun büyük bir kısmının yer aldığı, sanayi ve tarım sektörüne ait büyük ya rımların bulunduğu bu üç havzada mutlak su kıtlığı ve su kıtlığının yaşanması özellikle bu havzalar için geleceğe yönelik su kullanım planlarının yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Ö Z / A B S T R A C T M A K A L E B İ L G İWater is one of the world's most important natural resources. Rapid popula on growth, urbanizaon and industrializa on are increasing the demand for water with each passing day. This situa on will lead to the emergence of big problems in country's access to water resources in the near future. It is important to correctly calculate the water poten als of the countries in planning the precau ons that can be taken against possible water scarcity to be experienced in the future. The most important factor in determining the water poten al is the rainfall that varies on spa al and...
The increase in human-induced activities on earth, changes in land use, unconscious and excessive consumption frenzy have increased the use of fossil fuels and caused global warming. This situation led to an increase in temperatures on the earth and changes in the global climate system. The change in the climate system has affected the increase in average temperatures as well as the extreme temperatures, causing many negative situations on natural and human systems. In this study, the 1970-2020 minimum and maximum temperatures of Ahlat, Erciş, Gevaş Muradiye, Özalp, Tatvan and Van meteorological stations located in the Van Lake Basin were examined by Mann-Kendall and Sen Slope Trend analysis method. According to the findings obtained as a result of the analysis, it is revealed that there is a significant/non-significant increase trend in the maximum and minimum temperature trends of all stations in the field. It is seen that this increase trend is experienced as significant increases in minimum temperatures in areas where urbanization is intense (in Van center and Erciş), and in the form of insignificant increases in areas where urbanization is not intense and do not have an urban texture (in Gevaş). This situation reveals that the temperature increases experienced in the field are related to the concept of "urban heat island" as well as the climate change experienced due to the increase in greenhouse gases.Yeryüzünde insan kaynaklı etkinliklerin artması, arazi kullanımındaki değişiklikler (Çarpık kentleşme, ormansızlaşma, tarım alanlarının yerleşime açılması vb.), bilinçsiz ve aşırı tüketim çılgınlığı, fosil yakıt kullanımını arttırarak küresel ısınmanın yaşanmasına neden olmuştur. Bu durum yeryüzündeki sıcaklıkların yükselmesine ve küresel iklim sisteminde değişikliklerin yaşanmasını sağlamıştır. İklim sisteminde yaşanan değişim ortalama sıcaklıklardaki artışı etkilediği gibi ekstrem sıcaklıkları da önemli ölçüde etkileyerek doğal ve beşerî sistemler üzerinde olumsuz birçok durumun yaşanmasına neden olmuştur. Bu çalışmada Van Gölü Havzası'nda bulunan Ahlat, Erciş, Gevaş Muradiye, Özalp, Tatvan ve Van meteoroloji istasyonlarının 1970-2020 minimum ve maksimum sıcaklıkları Mann-Kendall ve Sen Slope Trend analizi yöntemiyle incelenmiştir. Analiz sonucu elde edilen bulgulara göre sahadaki tüm istasyonların (Ahlat istasyonun minimum sıcaklıklarındaki azalma trendi dışında) maksimum ve minimum sıcaklık eğilimlerinde anlamlı/ anlamlı olmayan artış trendinin yaşandığı tespit edilmiştir. Yaşanan bu artış trendinin şehirleşmenin yoğun olduğu alanlarda (Van merkez ve Erciş'te) minimum sıcaklılardaki anlamlı artışlar şeklinde yaşandığı, şehirleşmenin yoğun olmadığı ve kentsel dokuya sahip olmayan alanlarda ise (Gevaş'ta) anlamlı olmayan artışlar şeklinde yaşandığı görülmektedir. Bu durum sahadaki yaşanan sıcaklık artışlarının sera gazlarının artışına bağlı olarak yaşanan iklim değişikliğinin yanında "kentsel ısı adası" kavramıyla da ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır.
Çeşitli süreçlere bağlı olarak oluşup yeryüzünde yayılış gösteren iklim tiplerinin canlı yaşamı üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır. Bu özelliği itibariyle yeryüzündeki iklim tipleri, çeşitli sınıandırmalara tabi tutularak incelenmiştir. Yapılan iklim sınıandırmalarında birtakım iklim analiz metotları ortaya konulmuştur. Bu çalışmada, Şanlıurfa ilinin iklim özellikleri belirlenirken Thornthwaite İklim Sınıandırma yöntemi kullanılmıştır. Yapılan sınıandırmada, nicel ve noktasal özelliğe meteorolojik sahip veriler, nitel ve alansal biçime dönüştürülmüştür. Ayrıca, çalışmanın metodolojisine ayrıntılı şekilde yer verilerek Şanlıurfa ilindeki istasyonların
Makro iklim özelliği itibariyle büyük çoğunluğu Akdeniz İklim sahası içerisinde yer a l a n T ü r k i y e , i n s a n k a y n a k l ı i k l i m değişikliğinden olumsuz bir şekilde etkilenecek sahalardan birinde yer almaktadır. İklim değişikliği sonucu yaşanan ekstrem hava olayları, küresel ısınma, kuraklıklar, seller vb. birçok durum ülkemizin karşı karşıya kaldığı en ö n e m l i s o r u n l a r d a n b i r i d i r. O r t a l a m a sıcaklıklardaki ve yağışlardaki artma/azalma eğilimleri, bu konuda hazırlanan/hazırlanacak çalışmaların önemini ortaya koymaktadır. Bu çalışmada Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, makro iklim sahası itibariyle Akdeniz iklim bölgesinde yer alan Şanlıurfa ilinin yağış ve sıcaklık eğilimleri analiz edilmiştir. 1965-2019 yılları arasında ölçümlerinin yapıldığı yağış-sıcaklık verileri Mann-Kendall ve Sen Slope yöntemiyle yıllık ve mevsimlik olarak analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular araştırma sahasındaki Akçakale v e C e y l a n p ı n a r i s t a s y o n l a r ı n ı n y a ğ ı ş eğilimlerinde anlamlı azalmaların yaşandığını (Azalmaların anlamlılık düzeyi: Akçakale'de 0.05; Ceylanpınar'da 0.01'dir); Şanlıurfa merkez ve Birecik istasyonlarında ise anlamlı olmayan azalmaların yaşandığını; Siverek istasyonunda ise anlamlı olmayan artışların yaşandığını ortaya koymaktadır. Sıcaklık eğilimlerinde ise araştırma sahasındaki tüm istasyonların 0.001 anlamlılık düzeyinde artışların yaşandığını göstermektir. Özellikle araştırma sahasında son yıllarda azalan yağış eğilimine karşın artan sıcaklık eğilimi dikkat çekicidir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.